2015’in son verileri

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Yeni yılın ikinci, ayının ortasındayız. Hala 2015 yılına ait taze veriler açıklanıyor. Bu hafta geçen yılın Aralık ayına ilişkin sanayi üretimi ve dış denge verileri açıklandı. Henüz 2015 yılının temel makroekonomik büyüklüklerinin tamamını bilmiyoruz. Yılın son çeyreğine ve tamamına ait milli muhasebe bilgileri ve büyüme istatistikleri yakında açıklanacak. Böylece yılın tam resmini görmüş olacağız. O tarihe kadar açıklanan yeni verilerden türettiğimiz izlenimlerle büyük resme yaklaşmaya çalışıyoruz. 

Haftanın başında Aralık ayı sanayi üretim endeksi verileri açıklandı. Buna göre geçen yılı olumlu sayılabilecek bir sanayi üretimi artışı ile tamamladığımız anlaşılıyor. Takvim etkisinden arındırılmış yıllık üretim artışı hızı yüzde 4,5 olarak ölçülmüş. Bu yüzde 3.6 olan genel beklentiden yüksek bir hız. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış aylık sanayi üretim artışı ise Aralık ayında yüzde 0.9 olmuş. 2015’in son çeyreğinde ortalama sanayi üretim artışı da yıllık bazda yüzde 4.2 olarak ölçülmüş. 

Alt sektörler açısından yıllık bazda (takvim etkisinden arındırılmış) en hızlı büyüyen sektör yüzde 7.7 ile “elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı” sektörü olmuş. Bunun arkasından yıllık büyüme hızı yüzde 4.4 olan “imalat sanayi” sektörü geliyor. Ana Sanayi grupları açısından yapılan değerlendirme de yıllık bazda yüzde 9.6 büyüyen “enerji sektörünün” birinci sırada yer aldığını gösteriyor. Yüzde 7,3 büyüyen “sermaye malı üretimi sektörü” ve yüzde 6.7 hızla büyümüş olan “dayanıklı tüketim malı imalatı” sektörü bunu izliyor. 

Sanayi üretim artış hızı son dört yılda (2012-2015) Aralık aylarında yıllık bazda epey oynak olmuş. Bu dönemde hız negatif yüzde 0.8 ile pozitif yüzde 6.8 arasında oynamış. 2015 yılında sağlanan yüzde 4.5 düzeyindeki büyüme dönemin ikinci sırasında yer alıyor. Yıl sonlarında yıllık bazda ölçülen sanayi üretim artış hızlarındaki oynaklığa karşılık yıl sonundaki yıllık ortalama artış hızlarının daha stabil, oynaklık aralığının daha dar olduğu görülüyor. 2012-2015 döneminde sanayi üretimindeki ortalama yıllık artış oranları yüzde 2.4 ile yüzde 3.5 arasında değişmiş. 2015 yılı büyüme hızı üçüncü sıraya gerilemiş. 

Genel olarak, sanayi üretimi artışında 2015 yılı performansının ekonominin yıllık büyümesi açısından olumlu sinyal verdiğini söylemek mümkün. Buna göre 2015 yılı büyüme hızının yüzde 3.5 civarında olan tahminleri aşabileceği ve yüzde 4 ya da üstü bir düzeyde gerçekleşebileceğini söylemek mümkün görünüyor. Bunu 2016 yılı açısından da olumlu bir gelişme olarak değerlendirmek doğru olur. 

Haftanın ortasında açıklanan Aralık ayı ve yıllık ödeme dengesi verilerinin bu kadar olumlu olduğunu söylemek güç. Cari işlemler dengesi açısından yılın ters yönde farklı eğilimlerin etkisi altında geçtiğini biliyoruz. Yılın bütünü itibariyle petrol fiyatlarındaki düşük düzey Türkiye ekonomisinin önemli bir yapı sorunu olan cari işlemler açığının daralmasına neden oldu. Buna karşılık yılın son aylarında ortaya çıkan jeopolitik gerilimler bavul ticareti ve özelliklede turizm gelirlerini daraltıcı etki yarattığını biliyoruz. Bu ters yönlü eğilimlerin 2015 yılı sonu itibariyle büyük bir etki yarattığını söylemek yanlış olur. Ama yine de Aralık ayında cari açığın 5 milyar dolar olan ortalama tahmini aşarak 5.1 milyar dolar olarak gerçekleştiği görülüyor. Jeo politik gerilimlerin son aylarda daha da sertleştiği düşünülürse aylık bazdaki bu aşınmanın artarak süreceğini öngörmek mümkün. Öte yandan küresel konjonktürün özellikle portföy yatırımları yoluyla ekonomiye giren fonları daralttığı da biliniyor. Bu koşullarda küresel gelişmelerin cari açığı daraltırken fon akışının daralan açığın dahi finansmanını sağlamakta zorlandığı gözleniyor. 

2015 yılı sonu itibariyle cari açığın 32.2 milyar dolar olarak gerçekleştiği anlaşılıyor. Açığın GSMH’ya oranı ise yüzde 4.5 düzeyine gerilemiş. Her iki bulgu da cari açığın beklenen yönde daraldığını gösteriyor. Dış ödemeler tablosunun cari, işlemler bölümünde gerçekleşen olumlu tabloya karşılık 2015 yılında finans hesabındaki gelişmelerin pek olumlu olmadığına dikkat etmek gerekiyor. Finans hesabındaki 10.7 milyar dolarlık pozitif bakiye kriz sonrasında kaydedilen en düşük performansa işaret ediyor. Bu yıl içinde cari işlemlerde oluşan açığın sadece yüzde 33 nün sermaye girişi ile finanse edildiği anlaşılıyor. Geriye kalan bakiyenin net hata-noksan ve rezerv kullanma yoluyla finanse edildiği anlamına geliyor bu. Bu da 2016 için iyi bir miras sayılmaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018