2016'da tek yol verimliliği artırmak...

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Tek cümleyle, "kusursuz fırtına yaşatan" 2015 yılını geride bıraktık...

Oysa avantajlar ve umutlarla girmiştik 2015'e...

*    *    *

2016’ya ise sıkıntılarla giriyoruz…

Mesela reel sektörün temsilcileri olan işveren ve işçiler...

Yaklaşık 8.5 milyon kişiye asgari ücret düzeyinden istihdam sağlayan mal ve hizmet üreticilerini de, asgari ücretlileri de zor bir yıl bekliyor...

Tasarruf ve verimlilik alışkanlığımızın olmaması, zorluğun derecesini arttıracağa benziyor...

*    *    *

On binlerce kişinin, kamu personeli titriyle, müşavir titriyle, çalışmadan, hatta çalıştığı kuruma gitmeden, asgari ücretin iki-üç-dört katı maaş aldığı ülkemizde, 'emek yoğun' çalışanların asgari ücret artışı ile nefes alabileceğini ve 'emek yoğun' sektörlere ilginin ancak bu yolla artabileceğini bu köşede sıkça tekrarladık...

'Emek ve bilgi yoğun' sektörlerdeki ücret ve verimlilik artışının, gençlerimizi kamuda memur olarak çalışabilme hayalciliğinden uzaklaştıracak tek yol olduğunu da yine bu köşede sıkça vurguladık...

Ama...

Verimlilik ve tasarruf artışı ile dış pazarlarda rekabet avantajı yakalanmadan bindirilecek maliyet artışlarının, üreticiyi üretimden uzaklaştıracağına da sıkça dikkat çekmiştik...

*    *    *

Yaradan, “…Bazen hoşlanmadığınız bir şey, hakkınızda iyi olabilir ve hoşlandığınız bir şey de hakkınızda kötü olabilir...” diyor kutsal kitabımızda…

Uygulamamız gereken, ama güzel havalar nedeniyle uygulayamadığımız şeyleri uygulamamıza, bu kötü havalar vesile olacak belki de...

*    *    *

Evet... 

Yükselen asgari ücret sayesinde, 2016'da alışkanlıklarımız değişmeye başlayacak...

*    *    *

Mesela, ailesi varlıklı gençlerin çoğunluğu:

Hayalcilikten kurtulup, gerçekle buluşacak…

Okul döneminde staj ve yarı zamanlı çalışma arayışına girecek...

Sosyal bilimlerden, mühendislik ağırlıklı eğitime yönelecek...

Çalışmadan yapılan tüketimin ‘rasyonel’ olmadığını anlayacak…

Teknoloji geliştirme, üretme, pazarlama disipliniyle tüm dünyaya model olan ve tüketimiyle değil tasarrufuyla övünen Almanya'nın gençlerine benzeyecek belki de... Hafta içi kafeleri, barları değil mesleki eğitim ve uygulama kurumlarını tıka basa dolduracak...

Dışarıda yemek, kafe, eğlence gibi alışkanlıklarını sınırlandıracak...

Tatil amaçlı yurtdışı ziyaretlerini askıya alacak; eğitim, öğrenim amaçlı gezilere ağırlık verecek...

İthal, marka ve pahalı ürün merakını törpüleyecek...

Lüks araba, rezidans tercihlerinde daha dikkatli davranmak zorunda kalacak...

Toplu taşıma araçlarına yönelecek...

*    *    *

Mesela üretici:

Üretimde de, tüketimde de verimliliğe odaklanacak...

Gayrimenkul yatırımlarının sayısını azaltacak...

Teknoloji ağırlıklı yatırımlara yönelecek...

Herkesin yaptığını değil, başkasının yapmadığını yapmaya, farklılık yaratmaya çalışacak...

Tasarrufu ön plana çıkaracak, lüks tüketimi sınırlandıracak...

Çalışanlarının eğitimine önem verecek...

*    *    *

Mesela asgari ücretli:

İşini korumak için özveri gösterecek...

Verimi arttırmadan aldığı yüzde 30'luk zammın, tükettiği ürünlere gelen maliyet/vergi artışı zamlarıyla eridiğini görecek... 

Ücretine güvenip, arttırdığı tüketimi ve değiştirdiği alışkanlıklarının karşılığını kısa vadede huzursuzlukla ödeyecek...

*    *    *

Tasarruf ve verimlilik bilincinin nasihatle değil musibetle/zorla artacak olması da çok şey kazandırır ama bu kültürün kazanılması ve sürdürülmesi için, yönetenlerin de vatandaşına, "bizim vergilerimizle saltanat sürülüyor" gibi cümleler kurdurtmaması gerekiyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar