24 Ocak bürokratlarından 35 yıl öncenin anıları...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

24 Ocak 1980 kararları, Türkiye ekonomisi açısından çok önemli bir dönüşüme yol açtı. Bugün 35. yılını yaşadığımız bu kararların hazırlanmasında ve yazımında yer alan üç bürokrattan dönem anılarını istedim. Değerlendirmelerini aldım. Bugün üçünün anısını, yarın da 35 yıl sonra kısa değerlendirmelerini aktaracağım. 

O dönemde kararların hazırlık çalışmasında bulunan Yavuz Canevi’nin anısıyla başlayayım: 
“24 Ocak kararları sürecinde biz Merkez Bankacıları en fazla tedirgin eden konu ‘60 cente muhtaç olma’ sloganı ile yaşadığımız bir ortamda ‘olmayan’ döviz rezervinin yönetimi idi. Tam o sırada Turgut Özal tutturdu ve ‘çocuklar şu yurtdışına çıkarken koyduğumuz kişi başına 200 dolar sınırlamasını kaldıralım artık’ demez mi? Masa etrafındaki tüm bürokratlar dondu kaldı.Yüz ifadesinden şaka yapmadığı ve ciddi olduğu anlaşılıyordu. Biz de aynı ciddiyetle yurtdışına çıkan kişi sayısını 500-1000 dolarla çarpıp, doğacak döviz talebinin altından kalkamayacağımızı aynı ciddiyetle anlatmaya çalıştık. Turgut Bey, Nuh diyor peygamber demiyordu. ‘Çocuklar endişenizi anlıyorum, merak etmeyin, faizleri serbest bırakarak Türk Lirası’nı öylesine pahalı hale getireceğiz ki değil 200 dolar, 100 doları almak için bile iki kere düşünecekler’ dedi. Ve gerçekten sonunda haklı çıktı. Bu olay Turgut Özal’n serbest piyasa ekonomisinin temel kuralı olan arz-talep dengesini gerçekten içine sindirdiğini gösterir.” 

Zekeriya Yıldırım’ın anısı: “O günlerde Merkez Bankası’nda Kambiyo Genel Müdürlüğü’nde görevliydim. Döviz yönetiminden sorumluydum. 24 Ocak öncesinde Merkez Bankası olarak ülkenin dış ödemelerini karşılamayacak hale geldiğimizi belirten mektubu Hükümete görderdiğimizi hatırlıyorum. Her gün ülkenin petrol, ilaç, gübre gibi ihtiyaçlarını karşılayacak dövizi bulmak için canla başla çalışırdık. Bir gün telefonda Sayın Demirel’i karşımda buldum. Benden Yumurtalık’ta bekleyen tanker için yedi milyon dolar bulmamı istiyordu. Elim ayağıma dolaştı. Birazı Merkez Bankası’ndan, birazı da özel bir bankadan yedi milyon doları denkleştirdim. Irak Merkez Bankası’ndaki hesaba aktarılmasını sağladım. Sayın Özal’ın pragmatik bir tarzı vardı. Bir gün kendisini ziyarete gittim. Kur uygulamalarını konuştuk. O konuşmanın sonunda günlük kura geçme kararı aldı. Dolar ve marktan oluşan sepet kurun formülünü kendi eliyle yazdı, bana verdi. Hemen hazırlıklarımızı yaptık, uygulamaya geçtik. Risk almayı da severdi."

Gazi Erçel’in anısı: 
“Hazine Genel Müdürlüğü ve Milletlerarası İktisadi İşbirliği Teşkilatı (MİİT) Genel Sekreteri Kaya Bey (Erdem) beni aradı. Çankaya’da bir adrese gelmemi istedi. O tarihlerde Hazine Genel Müdür Yardımcısı olarak kambiyo ve uluslararası ilişkilerden sorumlu görev yapıyordum. 1978 ve 1979 yıllarında Türkiye ekonomisiyle ilgili görüşmelerin birçoğunda bulunmam ve verilere hakim olmam nedeniyle Kaya Bey, ‘Rakamları da beraberinde getir’ dedi. 

Kaya Bey'in verdiği adrese taksi ile gittim. Orası Turgut Bey'in eviymiş. Kapıyı eşi Semra Hanım açtı. Bir masanın etrafında Özal’ın başkanlığında Hazine’den Kaya Erdem, Teyfik Altınok ve Cengiz Alper hararetli bir tartışmaya girmişlerdi. Ekonomiyi düzlüğe çıkarmak için paket hazırlaması konusunda siyasi onay alınmış görünüyordu. 

Turgut Bey ile o gün tanıştım. Benden bankacılık, faiz, döviz kuru, garantisiz ticari borçlar ve kambiyo konularında ortaya çıkmış sorunları çözmeye ilişkin çalışma yapmamı istedi. Ben de yaptım. Tartıştık. Paket içine koyduk... 

Bunların içinde en hassas konulardan birisi döviz kurunun ne olacağıydı. Kararnameyi yazdım, daktilo ettirdim. O tarihte resmi kur bir dolar, 47 liraydı. Özal bana 50- 60-70 liraya göre makro dengelerin nasıl etkileneceğini analiz etmemi söyledi. El yazısıyla verdiğim notta kısa dönemde etkinin az olacağını, fakat başlangıçta TL’nin yüksek oranlı değer kaybedeceğini, yaratılacak şokun alınan önlemlerin etkisini olumlu yönde artıracağını belirttim. 

Aradan iki ay geçti arayan soran yoktu. 24 Ocak günü 'dosyanı al ve Başbakanlık Müsteşarlığına gel' denildi. Bakanlar Kurulu yan odada toplanmıştı. Kararlar alındı. Hazırladığım kararda boş bıraktığım yere bir dolar 70 TL yazdırdık. Gece yarısında Resmi Gazete’ye yetiştirdik. Sabah kıyamet koptu...”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar