3 Şubat'ta yapılacak açıklamaların taslakları hazır

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

"TÜİK'in bugün açıkladığı ocak ayı verileri, enflasyonun çok uzun bir aradan sonra yüzde 7'nin altına indiğini göstermektedir. Bu durum, ısrarla dile getirdiğimiz faiz indiriminin enflasyonu nasıl aşağı çekeceğini ortaya koyması açısından önemli bir işarettir. Kaldı ki enflasyondaki bu düşüş, Merkez Bankası'nın yarım puanlık sınırlı indirimiyle sağlanmıştır. Merkez Bankamız yarın yapacağı olağanüstü toplantıyla faizi daha da aşağı çektiğinde, enflasyonun gelecek aylarda daha belirgin bir şekilde gerileyeceğinden kuşkumuz yoktur. Merkez Bankası Başkanı'nın da işaret ettiği gibi, eylül ayında yıllık enflasyonun yüzde 5'e kadar indiğini göreceğiz. Yılı da muhtemelen yüzde 5.5 dolayında kapatacağız; ki bu oran, son 45 yılın en düşük oranı olacaktır. Artık Türkiye, enflasyon belasından da tümüyle kurtulmak üzeredir..."

Rakamlar senaryo yazmayı kolaylaştırır. Enflasyonda geçen yılın aylık gerçekleşmeleri, bu yılın senaryosunun yazılmasını çok kolaylaştırmıştı. Buna bir de Erdem Başçı'nın önceki gün yaptığı açıklamalar eklenince, biz de 3 Şubat'ta saat 10.00'dan hemen sonra yapılması kuvvetle muhtemel açıklamaların senaryosunu yazıverdik. 

3 ve 4 Şubat'ta olacaklar neredeyse belli. TÜİK 3 Şubat Salı günü saat 10.00'da ocak ayının enflasyon gerçekleşmesini açıklayacak. Bir yıllık enflasyon hesabından geçen yılın ocak ayındaki yüzde 1.98 çıkacak, onun yerine bu yılın ocak ayındaki gerçekleşme girecek. Öyle anlaşılıyor ki, bu yılın ocak ayındaki artış yüzde 1'in altında kalacak. Ocakta yüzde 0.8-0.9 dolayında bir artış beklenmeli. Bu artışla birlikte, ocak sonu itibariyle yıllık oran yüzde 7'nin altına gerileyecek. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu da, Başkan Erdem Başçı'nın önceki gün enflasyon raporunu açıklarken söylediği gibi, 4 Şubat'ta faizi indirmek için olağanüstü toplanacak. 

Ağustosa kadar paralel

Merkez Bankası enflasyonda 2015'e dönük iki oran verdi. İlk tahmin, eylülde yüzde 5'e inileceği. İkinci tahmin ise yılın yüzde 5.5 düzeyinde kapatılacağı. Ocak sonu için bir oran dile getirilmiş değil ama, umulan en azından 7.17'nin altı. Ancak, beklenen öyle anlaşılıyor ki yüzde 7'nin altında bir oran. 

Dün de vurgulamaya çalıştık; Başkan Erdem Başçı yüzde 7.17 dolayında kalabilecek bir enflasyon olasılığı olsa kendisini bağlayacak olağanüstü toplantı ve zamanından önce bir faiz indirimi sinyali herhalde vermezdi.

Bizim geçmiş yılların gerçekleşmelerinden yola çıkarak yaptığımız teknik analiz de zaten ocak ayı için yüzde 7 düzeyinde bir yıllık artışa işaret ediyor. Merkez Bankası'nın tahmininin ise yüzde 6.8 olduğunu hesaplıyoruz. Merkez Bankası, eylüle kadar olan dönem için yıllık artışın dalgalanmaksızın düzenli olarak gerileyeceği görüşünde. Böylece yıllık oran eylülde yüzde 5'e inecek. Sonrasında yine dalgalanma yaşanmaksızın bir artış ortaya çıkacak ve yıl yüzde 5.5 düzeyinde kapatılacak. Merkez Bankası'nın varsayımı böyle.

Ulus'ta yapılan bu hesap Türkiye'ye uyar mı, bilinmez. Zaman gösterecek. Ama şunu kabul edelim ki yıllık oranlar böylesine düz bir hat izlemez. Merkez'in ay ay oran vermek istememesi, kendisini bağlamaktan kaçındığı için böyle bir yolu tercih etmesi normal.

Ama bizim sırtımızda yumurta küfesi yok! Ay ay yıllık oran vermemizi engelleyen bir durum söz konusu değil. Kaldı ki, Merkez Bankası ile farklı oranlar bulmamız da gayet normal. Çünkü bizim teknik hesaplamamız çok daha basit. Buna rağmen ilk sekiz ay için Merkez Bankası'nın oranları ile bizim bulduğumuz oranlar arasında neredeyse bire bir örtüşme var. Hele hele nisan ve temmuz aylarında oranlar 0.01 farkla aynı düzeyde. 

Ayrışma eylülde başlıyor. Merkez Bankası'na göre yılın en düşük oranı eylülde görülüyor, bizim hesaplamamız ise baz etkisinden dolayı eylülden itibaren yıllık oranın yönünü belirgin biçimde yukarı çevireceğini gösteriyor. 

Yılsonu için öngörülen ise belli; Merkez Bankası yüzde 5.5 bekliyor, bizim tahminimiz ise daha önce de dile getirdiğimiz gibi yüzde 8.1.

Köprülerin altından daha çok sular akar  

Faiz düşürülünce kurun yukarı gideceğini biliyoruz. Bu kur artışı bize ne ölçüde enflasyon olarak dönecek, o pek belli değil, bunu hesaplamak da pek kolay değil. Petrol fiyatlarındaki gerilemenin yarattığı avantaj, kur artışı yüzünden ne ölçüde azalacak, bunu da hesaplamak gerek. Seçim, harcamaları nasıl artıracak, bu durum fiyatlara nasıl yansıyacak, bunları da tam bilemeyiz. 
Yani daha yılsonuna kadar köprülerin altından öyle çok su akacak ki, bugünlerde yapılan tahminler tümüyle havada kalabilir. Ama, enflasyon tahminlerinde sapma olursa, herhalde bu sapma öngörülenin çok çok altında kalınması, özellikle de Merkez Bankası tahmini olan yüzde 5.5'in aşağı yönlü kırılması şeklinde olmaz. 
 

rewgtgnt.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar