57. sezona girerken Türk futbolu için bir şeyler yapalım!

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR taksar@gmail.com

29 Ağustos’ta Süper Lig 57. kez yeniden santra vuruşuyla perdelerini açacak ve 18 kulüp 2014-15 Sezonu’nda Süper Ligimiz'e yeni umutlar, yeni beklentiler ve hedefl erle girecek. Tüm kulüpler için hedef, ligi bir önceki yıla göre daha üst sırada tamamlayarak, sportif ve mali yönden iyi bir performans sergileyebilmek, camialarını daha iyi temsil edebilmek ve futbol pastasından maksimum pay alabilmek. 

Kulüplerimiz Süper Lig’de geçmiş sezonlarda olduğu gibi, bu sezonda da yine ne yazık ki, sadece birbirleriyle mücadele etmeyecekler. İktisadi, mali, yönetsel ve sportif sorunların yanı sıra; başta şiddet olmak üzere diğer anti futbol unsurlarının da futbola sirayet etmesine ve bunun olumsuzluklarına karşı mücadele etmek zorunda kalacaklar. 

İşte futbolumuzun bu başat sorunlarına ve içinde bulunduğu sıkıntılara karşı futbol otoritesine, yani Türkiye Futbol Federasyonu’na açık bir çağrıda bulunmak istiyorum. 

Türk futbolunun bugün içinde bulunduğu sorunlara çözüm bulabilmek ve orta ve uzun vadeli stratejik gelişim programları oluşturabilmek için; 
1. Türk futbolunun sorunlarını çözüm sürecini, 
2. Bu sürecin içinde yer alacak ‘Barış Süreci’ni başlatmalıyız.

Türk futbolunun sorunlarına çözüm süreci 
Türk futbolu bugün iktisadi, mali, yönetsel ve sportif anlamda çok 57. sezona girerken Türk futbolu için bir şeyler yapalım! önemli sorunlarla yüz yüze....Ne yazık ki, bu sorunlar bugün Türk futbolunun en başat sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Bu sorunlar, bugün Türk futbolunun başarıya ulaşmasının önündeki en büyük engeli oluşturuyor. Futbolumuzun ayağındaki bu prangalardan kurtarılması, onun potansiyelinin de harekete geçirilmesi anlamına geliyor. Futbolumuzun potansiyelini harekete geçirip Avrupa ve dünya futbolundan iktisadi/mali ve sportif bağlamda hak ettiği payı alabilmesi için mutlaka, futbolun tüm paydaşlarının görüş, düşünce, eleştiri ve önerilerinin alınabileceği, ortak aklın ve uzlaşmanın sağlanabileceği bir arama konferansı düzenlenmeli ve bu konferansın sonunda ortaya çıkacak düşünsel önerileri hayata geçirecek bir akil adamlar topluluğu oluşturulmalıdır. Bu oluşum, Türk futbolunda köklü değişimlerinin gerçekleştirilmesine olanak sağlayacak, düşünsel önerilerin reaktörü gibi çalışmalı, Türk futbolunun bir think thanki olmalıdır. 

Türk futbolunda barış süreci başlatılmalıdır 

Türk futbolu son yıllarda ciddi bir şekilde nefret söylemi üzerinde yükselen şiddet eylemlerine maruz kalmaktadır. Bu olumsuzluk, futbolumuzun temel aktörlerine zarar vermekte, saygınlığına gölge düşürmekte ve futbol sevgisinin azalmasına neden olmaktadır. Bu anti futbol unsuru aynı zamanda kulüp yönetimlerinin yanı sıra, taraftarlar arasında da kargaşa, kaos ve kavganın oluşumuna ve gelişimine ortam ve zemin hazırlamaktadır. Türk futbolunun bu anlamda en yakıcı sorunu şiddet ve holiganizmdir. Bu negatif durumun önüne geçilebilmesi için futbol otoritesinin önderliğinde, akil adamlar aracılığıyla bir Barış Süreci başlatılmalıdır. Ancak, bu süreç, ‘Futbolun Temel Sorunları Süreci’nin başarıya ulaşmasıyla, çözümlenebilecek bir süreçtir. Bu kapsamda Türk futbolunun bugünkü başat sorunu: iktisadi/mali ve sportif anlamdaki başarısızlık ve bunun sebep olduğu olumsuzluklardır. 

Bunlar pratikte kendilerini; 

1) Sportif başarısızlık, 

2) Teşvik, şike, rüşvet, bahis ve şiddet olarak somutluyorlar. 

Futbolun sorunları ancak, tüm paydaşlarının ortak görüş birliğiyle çözülebilir! 

Hayatın içinden gelen futbol sorunlarının, yine yaşamın içinden gelecek politikalarla çözüleceğine inanıyorum. Futbolun kendi iç dinamikleri ve kendi aktörleri göz önünde bulundurulmadan, futbolun sorunlarını kulüplerin, taraftarın ve tüm ilgili paydaşların ortak görüş birliğini oluşturmadan, çözmek mümkün görünmüyor. Böylesi bir yol tercih edilse bile, hangi çözümle Türk futbolunu nereye kadar ileri taşıyabiliriz ki? 

Futbolun yarınları için akil adamlar oluşumunu sağlamalıyız 

Bu amaçla, yıllardır Türk futbolu için emek vermiş, fikir ve kanaat önderliği yapmış insanların önderliğinde bir “akil adamlar” oluşumu sağlamak, futbolumuzun içinde bulunduğu sorunlara çözüm getirmek bakımından en makul ve mantıklı yol olacaktır. Ancak, böylesi bir oluşumla, Türk futbolunda kulüpler arasında barış ve uzlaşma sağlanabilir, nefret kültürü kaldırılıp sevgi ve dostluk iklimi kurulabilir. Bu oluşumla, ortak uzlaşmalara yol alabilmek mümkün olabilir, futbolumuzun temel dinamikleri harekete geçirilebilir, yetenek havuzumuz işlenebilir. 

Türk futbolunda temizlenme ve barış sürecini başlatmalıyız! 

Türk futbolunun bir yükselen değer olarak Avrupa ve dünyada parlamasını sağlayacak, futbolumuzun sportif, iktisadi ve mali anlamda Avrupa ve dünya futbolundan daha fazla pay almasına imkan verecek, kulüplerimizi sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme trendine sevk edip başarılı yarınlara ulaştıracak, kısacası futbol aklımızın sağlıklı çalışmasına olanak tanıyacak, Türk futbolunun gelecek on yıllarını planlayıp bunlara uygun politikalar oluştu- Türkiye bir futbol ülkesi olabilir, buna inanalım Türk futbolunu içinde bulunduğu sportif kuraklıktan ve giderek bozulan sağlıksız mali yapıdan kurtarabiliriz. Kulüpler arasındaki haksız rekabeti minimize ederek, rekabeti yükseltip kalitemizi artırabiliriz. Futbolumuzun sosyal, sportif ve iktisadi gelişimini hızlandırabilir, Avrupa futbol pastasından hak ettiğimiz payı alabilir ya da payımıza düşen dilimi kalınlaştırabiliriz. Bu sayede Türk futbolunun bağışıklık sistemini çökerten teşvik, şike, rüşvet ve şiddet gibi futbolumuzu bataklığa sürükleyen anti futbol unsurlarından futbolumuzu arındırabiliriz. Nefret kültüründen beslenen şiddet davranışını ortadan kaldırabilir, Statlarımızı arena, futbolcularımızı asker ve maçları savaş olmaktan çıkartabiliriz. Hep beraber, artık Türk futbolunu Avrupa’nın ve dünyanın parlayan yıldızı yapalım. Türkiye’yi bir futbol ülkesine dönüştürelim. racak bir yapının oluşturulmasına temel olabilecek bir yapıyı kurabilmek, kurgulayabilmek için bir akil adamlar topluluğu oluşturmalıyız ve bu oluşumla Türk futbolunda teşvik, şike, rüşvet, bahis ve şiddet gibi anti futbol unsurlarından arınmayı sağlamalıyız. Bu olumsuzlukların üzerinde yükseldiği şiddet ve holiganizmin tetiklediği kargaşa, kaos ve kavga sürecini bitirebilmek için barış sürecini başlatmalıyız. 

Bunun için de, Türk futbolunda sahip oldukları özellikleri, yetkinlikleri, düşünsel önderlikleri, geçmiş birikimleri ve tarihsellikleri itibariyle herkesçe genel kabul gören futbol bilgeleri önderliğinde, böylesi bir oluşumu sağlamak, Türk futbolunun yeniden yapılanması sürecini başlatmak açısından bizim için en öncelikli görev olmalı. 

Sağlıklı bir gelecek için sağlıksız bugünü bırakalım! 

Belki de bu hareket, Avrupa coğrafyasında bir ilk olacaktır. Gerekirse, uzun vadeli kalkınma hamlelerimiz için kısa süreli ve sağlıksız bugünümüzü feda edebilme cesaretini gösterebilmeliyiz. Bugünün kısır tartışmalarının yerini, akıl ve sağduyunun alacağı, kalıcı başarılara ulaşmamızı sağlayacak uzun vadeli stratejik taktik ve teknik planlamalarımızı yapmalıyız. Bunları yukarıdan aşağıya politikalarla değil, tüm futbol kesimlerinin katılacağı geniş kitlelerin ortak kararlarıyla, aşağıdan yukarıya doğru oluşturacağımız politikalarla sağlamalıyız. Sürekli kendisini denetleyen ve geliştiren, kaliteyi ve rekabeti artıran, haksız rekabeti ortadan kaldıran bir futbol yapılanması bizim için çok uzak olmamalı.

Türkiye bir futbol ülkesi olabilir, buna inanalım 

Türk futbolunu içinde bulunduğu sportif kuraklıktan ve giderek bozulan sağlıksız mali yapıdan kurtarabiliriz. Kulüpler arasındaki haksız rekabeti minimize ederek, rekabeti yükseltip kalitemizi artırabiliriz. Futbolumuzun sosyal, sportif ve iktisadi gelişimini hızlandırabilir, Avrupa futbol pastasından hak ettiğimiz payı alabilir ya da payımıza düşen dilimi kalınlaştırabiliriz. Bu sayede Türk futbolunun bağışıklık sistemini çökerten teşvik, şike, rüşvet ve şiddet gibi futbolumuzu bataklığa sürükleyen anti futbol unsurlarından futbolumuzu arındırabiliriz. Nefret kültüründen beslenen şiddet davranışını ortadan kaldırabilir, Statlarımızı arena, futbolcularımızı asker ve maçları savaş olmaktan çıkartabiliriz. Hep beraber, artık Türk futbolunu Avrupa’nın ve dünyanın parlayan yıldızı yapalım. Türkiye’yi bir futbol ülkesine dönüştürelim.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar