69 senedir onu okuyoruz...

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK kitap@dunya.com

Aralarında yalnızca 3 gün var. Geçen hafta, 2015’te Haldun Taner’in 100. doğum yılını kutlayacağımızı yazmıştım. Ondan 3 gün önce, 13 Mart 2015’te Melih Cevdet Anday doğmuş. Şair, oyun, roman, deneme, makale yazarı ve çevirmen Anday yaşasaydı, bu sene 100 yaşında olacaktı.

Hani lise arkadaşları Orhan Veli ve Oktay Rifat'la birlikte yarattıkları “Garip” Akımı ile Türk şiirindeki yenilenmeyi; 1962’de yayınladığı “Kolları Bağlı Odysseus”ta yer alan dizeleri ile ile kendine özgü felsefi şiir akımını başlatan; UNESCO'nun Courrier dergisinin 1971 yılında Cervantes, Dante, Tolstoy, Unamuno, Seferis ve Kawabata düzeyinde bir edebiyat adamı olarak gördüğünü açıkladığı Anday.

Orhan Veli’nin 13 Nisan, Oktay Rifat’ın 10 Haziran 1914’tü doğumgünleri. Onları bir asır sonra çeşitli etkinliklerle anmıştık geçen sene. Merak ediyorum, Melih Cevdet için önümüzdeki aylarda neler yapılacak? 18-24 Mayıs tarihleri arasında ilk kez düzenlenecek olan Tüyap Karadeniz Kitap Fuarı kapsamında 100. yaşının, söyleşi ve panellerle kutlanacağını biliyorum, başka?! Örneğin Kültür ve Turizm Bakanlığı neler hazırlıyor usta için? 

Melih Cevdet dergilerdeki ilk şiirini 21 yaşındayken 1936’da Varlık’ta yayımlanmış; “Ukde”. 1938’de yine Varlık’ta Orhan Veli, Oktay Rifat, Melih Cevdet imzalı “Ağaç” basılmış. Yukarıda biraz bahsettim yeni, değişik bir şiir. Üç arkadaşın “özgür koşuk”la yazdıkları dizelerden oluşan “Garip” 1941 tarihli. Önsözde şiirin “insanın beş duyusuna değil, kafasına hitap eden bir sanat” olduğunu söylüyor, şairaneliği ret ediyor, geleneksel anlayışa, ölçüye, uyağa karşı çıkıyorlar. Yani, şiir tarihimizin olmazsa olmazları...

Yalnızca şiir değil, edebiyatın diğer dallarıyla da uğraşmış Melih Cevdet, 7 romanı, 10 oyunu yayımlanmış. İyi bir romancı, oyun yazarı. Bir söz ustası, büyük bir denemeci. Dilimize büyük katkıları var. Onun önerdiği birçok sözcük, dilimize yerleşti. Bu arada, 17 deneme, bir günlük ve bir gezi kitabı da bulunuyor.

Melih Cevdet’in çevirmenliği ise belki en çok göz ardı edilen yönü. Düşünün, Moliere’den Turgenyev’e onlarca önemli klasiği 1943’ten itibaren Türkçeye kazandırmış. Sözü, Edgar Allan Poe’nun Annabel Lee şiirinin artık bir klasik olan ünlü çevirisi ile bitirelim. Şöyle söylüyor Melih Cevdet Anday:

“Senelerce, senelerce evveldi, / Bir deniz ülkesinde, / Yaşayan bir kız vardı, bileceksiniz / İsmi Annabel Lee; /Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten / Sevmekten başka beni.

O çocuk, ben çocuk; memleketimiz / O deniz ülkesiydi, / Sevdalı değil, karasevdalıydık / Ben ve Annabel Lee; / Göklerde uçan melekler bile / Kıskanırlardı bizi.

Bir gün, işte bu yüzden göze geldi / O deniz ülkesinde, / Üşüdü rüzgârından bir bulutun / Güzelim Annabel Lee; / Götürdüler el üstünde / Koyup gittiler beni / Mezarı oradadır şimdi, / O deniz ülkesinde.

Biz daha bahtiyardık meleklerden / Onlar kıskandı bizi. / Evet! -bu yüzden (şahidimdir herkes / Ve o deniz ülkesi) / Bir gece bulutunun rüzgârından / Üşüdü gitti Annabel Lee.

Sevdadan yana kim olursa olsun, / Yaşça başca ileri , / Geçemezlerdi bizi; / Ne yedi kat göklerdeki melekler, / Ne deniz dibi cinleri, / Hiçbiri ayıramaz beni senden / Güzelim Annabel Lee;

Ay gelip ışır, hayalin erişir / Güzelim Annabel Lee; / Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar / Güzelim Annabel Lee; / Orada gecelerim, uzanır beklerim / Sevgilim -sevgilim- hayatım, gelinim / O azgın sahildeki / Yattığın yerde seni.”

Mutlu yıllar, güzel seneler...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar