AB Komisyonu, 2030'da yüzde 30'luk enerji tasarrufu hedefliyor

AB Komisyonu, 2020 için yüzde 20 olan enerji tasarrufu hedefini 2030 için yüzde 30'a yükseltme önerisi yaptı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BRÜKSEL - Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Ukrayna krizi bağlamında yaşanan gelişmeler ve çok sayıda Birlik ülkesinin enerji açısından bağımlı olduğu Rusya ile ilişkilerin bozulduğu bir ortamda, 2020 için yüzde 20 olarak belirlenen enerji tasarrufu hedefinin 2030 için yüzde 30'a yükseltilmesini önerdi. 

Öttinger, konuya ilişkin basın toplantısında, önerinin AB'yi artan arz güvenliği, inovasyon ve sürdürülebilirliğe doğru yönlendirme temeline dayandığını belirterek, "Amacımız piyasaya doğru mesajı vermek ve iş dünyasının, tüketicilerin ve çevrenin yararına olacak şekilde enerji tasarruflu teknolojilere yatırım yapmaya teşvik etmek" dedi. 

AB Komisyonu'ndan yapılan açıklamada önerilen yüzde 30 hedefinin şimdiye kadar elde edilen kazanımlar dikkate alınarak belirlendiğinin altı çizilerek, yeni binaların 1980'lerde yapılanlardan yüzde 50 oranında daha az enerji harcadığı, sanayideki enerji yoğunluğunun da 2001'e oranla yüzde 19 daha düşük olduğu belirtildi. 

AB Komisyonu, önerinin kabul edilmesi halinde bunun 2030'da enerji faturalarında 53 milyar avroluk bir düşüş sağlayacağının altını çizdi. Her yüzde 1'lik enerji tasarrufunun gaz ithalatını yüzde 2,6 oranında düşürecek olması da önerinin olumlu unsurlarından birini oluşturuyor. 

Bu hedefin yakalanabilmesi için enerji verimliliği alanında yapılması gereken yıllık ek yatırımın ise 89 milyar avro seviyesinde olacağı hesaplanıyor. 

Enerji verimliliği alanındaki ilerlemeyi 2017'de değerlendirmeyi öngören AB Komisyonu tarafından önerilen yüzde 30 hedefiyle ilgili nihai kararı üye devletler alacak. Konuya ilişkin kararın ekim ayında yapılacak AB Zirvesi'nde verilmesi bekleniyor. 

AB'de enerji tasarrufuna ilişkin adımlar 2012 tarihli Enerji Verimliliği Direktifi bağlamında atılıyor. Bu direktifin ulusal yasalara dahil edilmesi için verilen son tarih 5 Haziran olmasına rağmen bu adımı atan AB ülkeleri İtalya, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Danimarka, Malta ve İsveç ile sınırlı kaldı.