Aile şirketlerinin “Kurucu hanedanların” yükselişi

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

The Economist dergisi “kurucu hanedanlar” olarak isimlendirdiği Aile Şirketlerinin dünya ekonomisindeki paylarının giderek artmakta olduğunu ortaya koyan bir değerlendirme yayınladı. Buna göre 2025 yılında global şirket özelliğine sahip olacak 15 bin global şirketin yüzde 37’sini Aile Şirketleri oluşturacak. Bu oran 2010 yılında sadece yüzde 16 seviyesindeyken 15 yılda iki kattan fazla artmış olacak.

Dergide “Böylece 50 yıl önceki profesyoneller ve sermaye piyasası öne çıkar diyen işletmecilik öngörüsü toprağa gömülüyor” değerlendirmesine  yer verildi. Araştırma şirketi Mc Kinsey, aile şirketi tanımında ailenin şirkette en az yüzde 18 payı sahibi olmasını ve şirkete CEO atama gücünü elinde tutması olarak gösteriyor. Bu özelliğe sahip şirketler arasında ilk dört sırada üçü gelişmekte olan ülkeler biri gelişmekte olan ülkelerden  Walmart, VW, Glencore ve Samsung yer alıyor. İlk ondaki firmaların 3’ü gelişmekte olan ülkelerden.

Dünya ekonomisini etkileyen 500 global şirketin 2005 yılında yüzde 15’i aile şirketi tanımlı şirketler iken bu oran yüzde 19’a yükselmiş durumda. 

Mc Kinsey’e göre şirketlerin ortalama artışı yüzde 6 iken, aile şirketlerinde bu oran yüzde 7. Mc Kinsey bu artışın özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek. 2010 8 bin adet global aile şirketi varken toplam içerisindeki payları yüzde 16’ydı. Bugün Güney Asya’da 1 milyar dolar satışı olan şirketlerin yüzde 85’i, Latin Amerika’da yüzde 75’i, Hindistan’da  yüzde67’si, Ortadoğu’da yüzde 65’i aile şirketi. Bu oran devlet mülkiyetinin hakim olduğu Çin’de yüzde 40.

Aile şirketlerinin gelişmesini The Economist şu beş başlık altında topluyor:

■Sermaye piyasasına giriş kuralları çok ağır buna karşın aile şirketlerdeki paydaşlıklar özendirici özellik taşıyor.

■Ailelerin el’an yetenekli girişimci olması, bu şirketlerin daha iyi fon yaratmasına olanak sağlıyor.

■Çok ortaklı şirketler, ortak baskısı ile kısa dönemli kararlar verirken, aile şirketleri uzun dönemli perspektife sahip olabiliyor.

■Mc Kinsey aile şirketlerinin kurumsal kimliği daha iyi inşa ettiğini “Organizasyonel sağlık” hali olarak niteliyor.

■Aile şirketlerinin “piyasa imajları” kuvvetli. Finansal yapıları da önemli etki yapıyor. Bu nedenle Johnson şirketi kendisi tanımlarken, “Bir aile şirketi” logosunu kullanıyor.

The Economist aile şirketlerinin 5 olumsuzluğunu da şöyle sıralıyor:

■Bu şirketlerde aile içi kavgalar olumsuzluğa neden oluyor. Biz Türkiye’de bunu “eltiler kavgası” başlığı içerisinde ele alıyoruz.

■Kuşaktan kuşağa geçişte “toksik etki” gündeme geliyor.

■Aile şirketlerinde yaşam planlaması eksikliği söz konusu PwC 40 ülkede yaptığı araştırmada sadece yüzde 16 şirketin yaşam planlaması yaptığını belirtiyor.

■Ailede iş üslenecek yeni bireylerin, nerede ve nasıl görev alacakları çok az kuruluşta yazılı hale getirilip Aile Anayasasına konmuş durumda.

■Profesyonellere güvensizlikle onlara müdahale hastalığı aile şirketlerinin önemli sıkıntısı. Özellikle geleneksel kaynaklardan beslenen gelişmekte olan aile şirketlerinde bu daha fazla yaşanıyor.
 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar