Aile şirketlerinin profesyonel çalıştırma gereği

Rüknettin KUMKALE
Rüknettin KUMKALE rkumkale.ymm@gmail.com

Ülkemizde aile yapısı feodal bir yapıya sahiptir. Aile reisleri yani babalar (her ne kadar Medeni Kanun ile aile reisliği kavramı kalkmış olsa da halâ baba ailenin reisidir)  feodal bir yapı içerisinde kendi kurdukları şirketlerine yönetme arzusundadırlar. Kimseden bilgi almayı sevmezler. Bu insanımızın genel kültür yapısında vardır. Bir iş sahibi için bu kültür giderek profesyonel kişilere tahakküm etmeye, onlara mesleklerini öğretmeye ve onlarla çalışmamayı arzu etmeye kadar varır. 

Zaman aile işletmelerinin aleyhine işlemektedir. Teknolojinin hızla gelişmesi, çevresel konular, piyasadaki rekabet koşulları, işletmelerde öz sermaye yokluğu, banka kredisine mahkum olma gibi pek çok faktör ile savaşarak aile işletmeleri gelişme zorundadır. Bu da onların işinin ehli profesyonellerle çalışmalarından geçmektedir. 

Ancak şirketin kurucusu işletmesinin bir çok sırrını, vermek istememekte, bir anlamda dizginleri elinde tutarak bu gelişen dünyaya karşı geleceğini zannetmektedir. Halbuki artık yeni yeni işletme yönetim metotları ile bir çok işletme yönetilmekte ve feodal yapı şemsiyesinde kalan firmalardan daha hızlı hareket edebilmektedirler. 

Diğer taraftan yukarıda belirttiğimiz bir çok gelişme yeni yeni metotlar ve meslekler yaratmıştır. Bu yeni metotlara hakim profesyonel insanlarla gelişim daha çabuk olacaktır. Sahibin bilgi, yetenek ve becerisine tabii ki her zaman saygı göstermek ve onun uyarılarını dikkate almak gerekmektedir.  

Şirket her şeyden önce profesyonel bir idari yapıya kavuşturulmalıdır. Muhasebe ve sigorta işlemleri profesyonel kişilere emanet edilmeli. Bu şekilde muhasebenin gerçek faaliyet sonuçlarını verir bir hale getirilmesi gerekmektedir. Bu sayede bankalara ve Devlete mali konularda hesap verilebilir hale getirilmelidir. 

Firmada gaye, patron olmasa bile işlerin yürüyeceği şekilde olmalıdır. Bu da ancak işini bilen profesyonellerin işin başına getirilmesi ile gerçekleşebilecektir. Genel kanı patronun kendi fikir yapısına uygun ve kendisi ile sorunsuz bir şekilde geçinebilecek danışmanların işe alındığı yönündedir. Bu husus yazımızın başında sözünü ettiğimiz feodal yapıya uygun bir seçimdir. Ve genellikle de doğrudur. Ancak bu seçim her ne kadar işletmenin patronu açısından kendisine sorunsuz bir işletme yönetimi sunuyormuş gibi görünüyorsa da, zaman içinde yönetimde patronun her icraatına evet demenin aksaklıkları ortaya çıkacaktır. Gerçek profesyonel çalışan, mesleğinin gereklerini yerine getirmekle yükümlüdür. Bu nedenle de patronla bazı konularda ters düşebilecektir. İş sahibinin bunu anlayışla karşılaması gerekmektedir. 
Prof. Dr. Gülten Eren Gümüştekin Aile İşletmeleri Ve Aile İşletmelerinin Kurumsallaşmada Yaşadıkları Sıkıntılar (Dumlupınar Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi / Yayınlanma Tarihi: 11.10.2013) yazısında aile şirketlerinin ikinci ve üçüncü kuşağa ulaşamamasının bir nedeni olarak, profesyonel kişiler ile aile bireyleri arasındaki sürtüşmeyi göstermektedir.

Aile yönetimleri nedense yönetimi profesyonellere emanet etmekten çekinmektedir. Yetkim ve gücüm gidiyor korkusu ile yönetimi profesyonellere terk etmedikleri gibi şirketi kurumsallaştırma çabasında olan yöneticilerin önünde engel olmaktadırlar. Sürekli kısa vadeli hedefler peşinde koşulmakta ve hangi kurala göre yönetildiği belli olmayan bir karmaşık yapı içinde faaliyetler sürdürülmektedir. Aile yöneticilerinin menfaati, işin menfaatinin önüne geçebilmektedir. Kararlar paylaşılmamakta sadece ailede kalmaktadır. Profesyonel yönetici kararlarda yer almak ister, şirketin uzun vadeli hedefleri doğrultusunda kendi kariyerini de uzun vadeli bir şekilde yönlendirmek ve belirlemek ister. Bu konuda belirsizlik istemez. (Dr. Barbaros KON  Dentaş Ambalaj ve Kağıt San.A.Ş. İnsan Kaynakları Yöneticisi ve Yönetim Temsilcisi Peryön Ege Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı http://www.peryonege.org.tr/haber_oku.asp?haber=26 Erişim: 12.10.2014, Saat : 23.23)

Örnek olarak aile şirketlerinin muhasebe düzenini vermek isteriz. Yurdumuzda kuruluşlar ister anonim ister limited şirket olsunlar aslında bir aile şirketidir. Patron şirketin kasasını kendi cebi olarak kabul eder ve buna göre davranır. Bunun sonucu olarak şirketlerin kasa hesapları gerçek tutarları göstermez. Ortaklara borçlar ve ortaklardan alacaklar hesapları devamlı olarak çalışır ve bakiye verir. Halbuki profesyonel olarak yönetilen şirketlerde kasa hesabının bakiyesi gerçek bakiyeyi göstermeli ve ortaklar ile ilgili hesaplar çalıştırılmamalıdır. Patronun kendisi için kullanmak istediği tutarların kendisine ödenmesinin yasal yolları bulunmaktadır.  Bu gerçek iş sahibine söylendiği ve gerekli tedbirlerin neler olması gerektiği belirtildiği zaman, patronla ters düşülmüş olunur. Halbuki mali müşavir danışman tarafından yapılan bu uyarı şirketin menfaati içindir. 

PwC “2012 Küresel Aile Şirketleri Araştırması” sonuçlarına göre; “Küresel düzeyde, beceri sahibi kişilerin işe alımı gün geçtikçe önem kazanan bir konu.  Türkiye'de bu konu 2010 yılındaki % 44 oranından % 23'e gerilemiş olsa da Türk aile şirketleri için en büyük dahili endişe kaynağı olmayı hala sürdürüyor.”

Profesyonel yöneticilerin olmadığı ya da sayıca az olduğu aile şirketlerinde rastlanabilecek tutuculuk bir diğer önemli dezavantajı oluşturur. Bu dezavantaj, profesyonel yöneticilerin bulunduğu kurumlardaki gibi hızlı ve sürekli büyümenin sağlanması için gerekli kararların alındığı; yeni buluşların ve bilimsel araştırmaların takip edildiği ve yeniliklere/gelişmelere kolaylıkla uyum sağlayabilen bir organizasyon yapısının kurulduğu şirketin var olmasını zorlaştıracaktır.  (Kaynak : “Aile Şirketi, Avantajları, Dezavantajları, Dünyada Ve Türkiye'de Aile Şirketleri” Başlıklı Yazı, Kaynak: Doç.Dr. Necdet SAĞLAM  Dr. Ebru Karpuzoğlu  Yazıları)

Aile şirketlerinin müesseseleşmesinin bir önemli şartı profesyoneller ile çalışmadan geçmektedir. Profesyoneller ile çalışmak firmanın ufkunu açacaktır. Yeni atılımlar getirecektir. Yurdumuzda artık çok iyi okullardan mezun olmuş, yüksek lisans yapmış, lisan bilen profesyonel gençler bulunmaktadır. Bunlardan yararlanılmalıdır. Piyasada geçen “onlar çok para istiyor” (Her ne demek ise) ifadesi mazeret olarak kabul edilemez. Onların, alacakları paranın çok fazlasını firmaya kazandıracakları çok açık bir gerçektir. 


 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İnovasyon 16 Ekim 2019
İşletme sermayesi 16 Temmuz 2019