Akıl için ne lâzım?

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM edip.oymen@outlook.com

 

 

Geçtiğimiz hafta, İstanbul'da en çok kullanılan sözcük, "akıl" oldu galiba?
Bilişim Zirvesi'nde İstanbul Bilgi Toplumu İzleme Grubu'nun, İstanbul'da özellikle ulaşım sorununun bilgi ve iletişim teknolojileri desteği olmadan çözülemeyeceğine dair kanıtlı görüşlerinde "akıl" sözcüğü çok geçti: İstanbul, eninde sonunda Akıllı Şehir olabilir mi?
Dünya Akıllı Şehirler Zirvesi (WICS) adlı bir başka toplantının ana teması zaten "akıl"dı.
Bu konular Türkiye için lüks değil. Tam aksine, henüz hâlâ vakit varken, büyüyen ve yönetilmesi zorlaşan şehirlerimize "akıl" eklemek gerekiyor.
**
Bütün hedeflerimizi ertelediğimiz 2023 yılında (11 yıl içinde) Türkiye'de 71 milyon nüfus şehirlerde yaşayacak. Bu kadar bir nüfusun, şehirdeki ulaşımı, sağlığı, eğitimi, güvenliği ve yaşama dair her türlü ihtiyacı nasıl eşgüdümlenecek?
Belediyelere bilgi ve iletişim teknolojileri çözümleri sağlayan Sampaş şirketinin sponsorluğunda EurAsia Strategies tarafından düzenlenen WICS toplantısında konuşan uzmanlar, şu ortak görüşü dile getirdiler: Hiç bir Akıllı Şehir projesi, ne kadar mükemmel planlanmış olsa bile, devlet, belediye, sivil toplum örgütleri, üniversite ve sanayi desteği ve katkısı olmadan işleyemez. Entegre bir eşgüdüm şart.
Bu nedenle, tek tek belediyelerin güzel ve hevesli girişimlerine büyük şehir belediyeleri destek vermezse, bundan herkes zararlı çıkacaktır. Çünkü bu konuda artık, "Senin projen, benim projem" rekabetine ve çekişmesine zaman kalmamış durumda. Bu işlerin, yönetişim dediğimiz, "herkesin" sesine ve görüşüne itibar ederek, saygı duyarak, herkesi işin içine katarak yapılması gerekiyor. Alternatifi, telâfisiz şehircilik faciaları... Örnekleri, eski yıllarda yerli-yabancı şehirlerde var.
**
Ancak, Sampaş Başkanı Şekip Karakaya'nın, WICS toplantısında dediği gibi, "e-devlet organizasyonu içinde, devlet ve yerel yönetimler arasındaki entegrasyonu sağlayamadık." 
Akıllı Şehir denilen şey, aslında bir ölçüde e-devlet uygulamasıdır. e-Devlet, kamu bürokrasisinin, kağıt dosya yerine ekranı dosya niyetine kullandığı bir uygulama değil. Bundan daha öte bir hizmet: Vatandaşla devletin diyaloğa girebileceği elektronik bir ortam...
Buna en güzel örnek: 2009'da Avrupa Birliği e-Devlet Ödülleri yarışmasında Halkoyu Ödülü'nü kazanan Türkiye Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı (UYAP) Projesi:
-Kişinin, zaman ve mekân sınırı olmadan, hakkında açılan dava veya yargılama aşamasındaki bir işlemden, aracısız olarak önce kendisinin haberi olur.
-Kişi, cep telefonuna bir abone numarası yazar ? Bir SMS numarasına gönderir ? Hakkında açılacak dava ya da takip bilgileri telefonuna gelir.
-UYAP vatandaş portali sayesinde kişiler, dava bilgilerini ve duruşma günlerini Adliye'ye gitmeden, internetten öğrenebilir. E-İmza ile dava açabilir.
Kısacası, eğer kamu "kafaya koyarsa," UYAP gibi yüzlerce proje üretebilir. Devletimiz "-e"leşir. Şehirlerimiz "akıllanır." Ama önce, bir bakanlığın, bunun bayraktarlığını yapması gerek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019