Allegri, olmayacak duaya “Amen” dedi

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Kulüpler seviyesinde dünya futbolunun en prestijli ve en fazla ses getiren organizasyonu olan Şampiyonlar Ligi’nin Berlin’de oynanan 2014-2015 finalini Juventus’u 3-1 mağlup eden Barcelona kazandı. Maç öncesi yapılan tahminlere paralel şekilde gelişen maçta, ikinci yarı başındaki 10 dakikalık bölüm hariç topla daha fazla oynayan İspanyol temsilcisi, maçın direksiyonunu da elinde tutan taraftı. Uzun zamandır pas futbolunu rakiplerine kabul ettirerek ileri uçtaki hareketli ve meziyetli oyuncularını kolaylıkla pozisyona sokan Barcelona’ya karşı Juventus teknik direktörü Massimiliano Allegri’nin stratejik bir hata yaptığını düşünüyorum. Başlama düdüğünden önce her iki takımın birbirlerine karşı avantajlarını tartıya koysanız, Juventus adına terazinin kefesinde yer alacak temel faktörler; savunma disiplini, fizik kondisyon ve oyun içi sertlik olurdu. Buna mukabil İspanyol devinin yukarıda belirttiğimiz yüksek pas yüzdesine, gezgin kanat forvetlerini ve teknik kapasitesini avantaj olarak eklemek mümkündü. Hal böyleyken, İtalyan tarafının maça kontrollü başlayarak kanatlarda ve göbekte kademeli bir savunma kurgusu oluşturmasını bekledik. Oysa Allegri, oldukça sürpriz biçimde Barcelona karşısına baklava tabir edebileceğimiz bir orta alan yapılanmasıyla çıktı. Her iki kanadında Messi ve Neymar gibi iki dünya yıldızını barındıran, üstelik hemen her pozisyonda beklerini de hücuma gönderen bir takıma karşı orta alanda oyunu Pirlo, Pogba, Marchisio üçlüsüyle tutmaya çalışmanın zaaf yaratacağı gün gibi aşikârdı. Allegri bu durumu bizden çok daha iyi bildiğine göre, demek ki İtalyan teknik adamın niyeti savunmada direnmek yerine oyununu rakibine kabul ettirmekti. 97 dakikalık mücadele sona erdiğinde Juventus’un dimağlarda tat bıraktığını inkâr edemeyiz ancak final maçlarının sonuca yönelik işleyişi, siyah-beyazlıların gözyaşlarıyla ikincilik kürsüsüne çıkmasına yol açtı.

Yukarıda bahsetmeye çalıştığımız taktiksel zaafı Barcelona’nın attığı gollerde kolaylıkla görebilirdiniz. Zaten maç başlar başlamaz Neymar ve Messi’nin kendilerini çizgiye atışları ve arkalarındaki iki bek Alves ve Alba ile kurdukları pas trafiği oldukça dikkat çekiciydi. Bu durumda Pogba ve Marchisio’nun kanat savunmasına yardım getirmekten başka çareleri yoktu ki, göbekte tek kalan yaşlı kurt Pirlo’ya da desteği çoğu kez “forvet arkası” oynayan Vidal vermek zorunda kaldı. Anlayacağınız, Allegri’nin maç öncesi taktik tahtasına çizdikleri Barcelona tarafından yeşil zeminde “zor kullanarak” değiştirildi. Bir başka ifadeyle maça “oyunumu rakibime kabul ettireceğim” düşüncesiyle çıkan Juventus’un “el mahkûm” biçimde rakibinin dikte ettiği şekle büründüğünü gördük. İsterseniz, bu tespitimizin sağlamasını rakamlar üzerinden yapalım. Maç sonunda göz attığımız başarılı pas kombinasyonlarında; Dani Alves ile Messi arasındaki 31 pas birinci sırada yer alırken, Alba ve Neymar arasında oynanan 29 top ikincilikte bulunuyordu. Bu rakamlar Barcelona’nın oyunu hangi bölgelerde olgunlaştırdığını göstermesi bakımından oldukça dikkat çekici. Juventus cephesine baktığımızda ise ilk sırada Barzagli ve Pirlo arasındaki 16 paslaşma yer alıyor. Stoper Barzagli’nin savunmanın hemen önünde yer alan Pirlo’ya attığı 9 pas oyunun geriden kurulması bakımından önemli ama Pirlo’nun Barzagli’ye 7 kez dönmesi evdeki hesabın çarşıya fazla uymadığını anlatıyor sanki.
İkinci yarının başından Juventus’un beraberliği sağladığı 55. dakikaya kadar geçen 10 dakikalık sürede Barcelona’nın savunma çizgisini kendi kalesine doğru çekerek siyah-beyazlıların ekmeğine yağ sürdüğünü düşünüyorum. Oyunu en zayıf oldukları bölge olan savunmada kuran Katalanlar, belki cezalandırıcı kontrataklara niyetlendiler ama ava giderken avlanan taraf oldular. İtalyan temsilcisi, golün verdiği moralle yere sağlam bastı ve sertlik dozunu artırarak rakibini sindirmeye çalıştı. Ne var ki; Messi, Neymar ve Suarez’in Şampiyonlar Ligi finalinde düştükleri yerde kalmaya niyetleri yoktu. Yeniden sazı eline alan Barcelona’ya karşı direnmeye çalışan Buffon’un çabaları sonuç vermeyince İspanyollar önce ikinci golü, maç biterken de kontradan kapanışı yaptılar. Allegri’nin olmayacak duaya “Amen” demesi kupayı maç başlamadan Barcelona’nın kucağına bıraktı.

Finalde ülkemizi temsil eden hakemlerimiz; Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun, Barış Şimşek ve Hüseyin Göçek’in başarılı bir performans gösterdiklerini söylemek mümkün. Özellikle ilk yarıda Pogba’ya yapılan faulde oyunun durmayışı tartışılabilir ancak Hüseyin Göçek’in uyarısıyla iptal edilen gol çok doğru ve kritik bir karardı. Muhtemelen UEFA hakem seminerlerinde örnek pozisyonlardan biri olarak gösterilecektir. Merkez Hakem Kurulu’na düşen ise hakemlerimize yurt içinde ne olduğunu araştırmak. Öyle ya, Şampiyonlar Ligi'nde bu performansı gösterdikten sonra ligimizde çuval çuval incir berbat etmenin akılla bağdaşır bir yanı yok.

İsterseniz, bir olmayacak dua da biz edelim ve “en kısa zamanda Şampiyonlar Ligi finalinde bir Türk takımı görmek dileğiyle” yazımıza son verelim.

DÜNYA LİGLERİNDEN HABERLER

Chelsea Menajeri Jose Mourinho, transfer listesini şekillendirdi. Chelsea’nin Portekizli menajeri Jose Mourinho, bu yaz özellikle forvet hattını güçlendirmek istiyor. Sunday Times’ın haberine göre bu listedeki 5 isimden biri de Manchester United’ın Monaco’dan transferi Radamel Falcao. Bu sezon 4 golle oynayan Kolombiyalı forveti ciddi şekilde isteyen Mourinho bu amacına ulaşabilecek mi? İşte İngilizlerin büyük bir merakla cevap bekledikleri soru bu.
Real Madrid’in Fransız yıldızı Karim Benzema’nın menajeri, oyuncusunun geleceği hakkında önemli açıklamalarda bulundu. İlk olarak Benzema’nın Manchester United’a transferi olacağı dedikodularını değerlendiren Karim Djaziri, bu iddiaları gülünç bulduğunu ve oyuncusunun kariyerini Real Madrid’de sonlandırmak istediğini belirtti. Djaziri, Benzema’nın Madrid’de kariyerine devam edeceğini özellikle vurgularken, başka bir takımla da görüşmeyeceklerini ifade etti.

Almanya Birinci Futbol Ligi (Bundesliga) ekiplerinden Bayer Leverkusen, 2014-2015 sezonunda Schalke 04’ten kiraladığı Yunan savunma oyuncusu Kyriakos Papadopoulos’u transfer etti. Bayer Leverkusen, 2019-2020 sezonu sonuna kadar 5 yıllık sözleşme imzalayan Papadopoulos’un bonservisine ilişkin herhangi bir bilgi paylaşmasa da Alman basını, Yunan milli oyuncunun 5.5 milyon euroya mal olduğunu iddia etti.

Sezonu üç kupayla tamamlayan Barcelona, yıldız sağ beki Dani Alves’e veda etmeye hazırlanıyor. Katalan ekibi ile sözleşmesini uzatma görüşmelerinden sonuç alamayan ve bundan duyduğu rahatsızlığı dile getiren 32 yaşındaki oyuncunun yeni adresinin neresi olacağı henüz netlik kazanmadı. Adı Galatasaray ile de anılan Dani Alves için birçok Avrupa devi sıraya girmiş durumda.

İngiliz yayın kurumu BBC, 2010’da Güney Afrika’da düzenlenen Dünya Kupası’nın ev sahipliği sürecinde FIFA’nın eski başkan yardımcısı Jack Warner’ın banka hesabında 10 milyon dolar yolsuzluk yapıldığını iddia etti. Haberde, Karayipler Diaspora Programı’nda kullanılması için gönderilen paranın 72 yaşındaki Warner tarafından nakit çekimler, kişisel borçlar ve para aklama işlerinde kullanıldığının ortaya çıktığı öne sürüldü.

Türkiye liglerinden haberler

PTT 1. Lig’i şampiyon tamamlayarak Spor Toto Süper Lig’e yükselen Kayserispor, teknik direktör Okan Buruk ile prensipte anlaşma sağladı. Sarı-kırmızılı kulübün Başkanı Hilmi Derinel, basına yaptığı açıklamada, Gaziantepspor’dan ayrılan genç teknik adamla büyük ölçüde anlaştıklarını söyledi. Buruk ile 1 yılı opsiyonlu 2 yıllığına anlaşmaya vardıklarını dile getiren Derinel, gelecek hafta içerisinde de sözleşme imzalayacaklarını sözlerine ekledi.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Yıldırım Demirören, “Fatih Terim yönetimindeki A Milli Takımımızın 2015 yılının geriye kalan maçlarında bizi EURO 2016’ya taşıyacak skorları alacağına yürekten inanıyorum” dedi. Demirören, TFF tarafından Bulgaristan ile oynanacak özel karşılaşma öncesinde hazırlanan maç kitabında, “Milli takımımıza yürekten inanıyorum” başlığıyla yer alan yazısında sporseverlere seslendi. TFF Başkanı Demirören ayrıca, Kasımpaşa Recep Tayyip Erdoğan Stadı’nda oynanacak ilk milli maçta tüm futbolseverlere keyifli seyirler dileğinde bulundu.

Yeni sezonda kadrosunu uluslararası tecrübeye sahip bir stoper ile güçlendirmek isteyen Beşiktaş’ın Liverpool’un defans oyuncusu Martin Skrtel ile ilgilendiği iddia edildi. Basında yer alan habere göre 30 yaşındaki savunma oyuncusunun Türkiye temsilcisi Ali Egesel ile ilk görüşme yapıldı. Tecrübeli savunma oyuncusunun bonservisinin uygun bir rakama inmesi halinde transfer gerçekleşebilir. Ancak siyah beyazlılar bu yaz bonservisi olan oyuncuları transfer edebilmek için UEFA ile yaptığı finansal fair play anlaşması nedeniyle öncelikle oyuncu satmak zorunda.
Bursaspor Kulübü tarafından teknik direktörlük için anlaşmaya varılan Ertuğrul Sağlam ile sözleşme imzalanacak. Kulüpten yapılan yazılı açıklamada, Sağlam ile 3 yıllığına anlaşıldığı duyuruldu. Açıklamada, Sağlam ile 15 Haziran’da sözleşme imzalanacağı ifade edildi. Ertuğrul Sağlam, 2008-2009 sezonunun devre arasında Bursaspor’un teknik direktörlüğüne getirilmişti. Yeşil-beyazlılar, onun yönetiminde 2009-2010 sezonunda Spor Toto Süper Lig’de şampiyon olmuştu. Bursaspor’u 4 sezon çalıştıran Sağlam, 2012-2013 sezonunun ikinci yarısının başında görevinden ayrılmıştı.

Grasshoppers’tan 21 yaşındaki Levent Gülen’le ön protokol imzalayan Eskişehirspor’un radarına Galatasaraylı Gökhan Zan girdi. Galatasaray ile sözleşmesi biten ve önceki gün arkadaşlarına veda eden 33 yaşındaki futbolcunun bonservisi elinde bulunuyor. Sarı-kırmızılılardan yıllık 1.1 milyon Dolar alan deneyimli savunma oyuncusuna, bu rakamın biraz altında teklif yapılması ve birkaç gün içinde de resmi temasın kurulması bekleniyor.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016