“Altyapı mı, üstyapı mı?” işte bütün mesele bu

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Brezilya’da devam eden 2014 FIFA Dünya Kupası, her ne kadar son 16 maçlarında işin doğası gereği tempo biraz düşmüş olsa da seyir zevki veren karşılaşmalarıyla futbolseverlerin ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Turnuvada ulaşılan gol istatistiklerini ve pozisyon bolluğunu evvelce kaleme aldığımız yazımızda kendi penceremizden açıklamaya çalışmıştık. Kupada maçlar oynandıkça görülen bir başka olgu ise, grup periyodunda ve sonrasında Avrupa Kıtası’nın tahmin edilenden daha zayıf bir futbol karakteri ortaya koyması. Dünyanın en değerli liglerine sahip ve futbol endüstrisinin lokomotifi diyeceğimiz Avrupa’nın, Güney Amerika ile arasındaki Dünya Kupası rekabetinde 10’a 9 üstün olduğunu biliyoruz ancak bu turnuvanın Avrupalı futbol adamlarını ilerisi için yeterince endişelendirdiğini sanıyorum. Grup aşamasında; A Grubu’ndan Hırvatistan, B Grubu’ndan İspanya, D Grubu’ndan İtalya ve İngiltere, F Grubu’ndan Bosna-Hersek, G Grubu’ndan Portekiz, H Grubu’ndan ise Rusya kupaya veda eden takımlar oldular. 

32 takımlı Dünya Kupası’nın başlangıcında 13 takımla yer alan Avrupa, grup aşaması geçildiğinde 7 fire verdi ve 6 takımla yoluna devam etti. Orta ve Güney Amerika’nın grup aşamasındaki 10 temsilcisinden ise sadece ikisi (Ekvador ve Honduras) turnuvaya veda ettiler. Turnuvada 6 temsilcisi bulunan Güney Amerika özel olarak incelenecek olursa 5 takımla kalifiye oldukları görülüyor. Fransa, Almanya ve Hollanda an itibariyle Avrupa’nın yüzünü güldüren takımlar oldular ve en azından “favori” etiketini hak ediyorlar. Belçika’yı da bu gruba ekleyebiliriz. Bu noktada yapılabilecek yorumlardan bir tanesi, aynı zamanda bu ülkelerin en önemli ortak özelliği. Bu üç ülke de ciddi oranda dışarıdan göç alan, göçmen nüfusun fazla olduğu ülkeler. Almanya’da Türkiye, Polonya ve eski Yugoslavya kökenli birçok vatandaş var ve bunların entegrasyonu önemli ölçüde sağlanmış durumda. Fransa, Kuzey Afrika coğrafyasından bugün bile göç almayı sürdüren bir ülke olarak öne çıkarken, Hollanda’nın da tarihi geçmişinden kaynaklanan ilişkileri sebebiyle Afrika’dan Uzak Doğu’ya kadar çok geniş bir alandan göç almış bir ülke olduğunu biliyoruz. Peki, bu neden önemli? Cevabı şöyle verebilmek de mümkün. Bugün Brezilya’da mücadele eden Alman Milli Takımı’nda; Klose Polonya kökenli, Sami Khedira Tunuslu bir babanın oğlu, Mesut Özil’in ailesi Zonguldak/ Devrek’in Hışıroğlu köyünden, Boateng’in bir kardeşi Gana Milli Takımı için ter döküyor, Mustafi’nin ailesi Gostivar’lı Arnavut. Bu örnekleri sadece Almanya için değil; Fransa, Hollanda hatta İsviçre ve Belçika için de genişleterek verebiliriz. Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz günlerde yazdığımız “Futbolda nasyonalizm ve globalizm” başlıklı yazımızda şöyle bir ifade kullanmıştık: “5 kez Dünya Şampiyonu, 2 kez Dünya ikincisi ve 2 kez de Dünya üçüncüsü olarak, 19 kez düzenlenen turnuvada toplamda 9 kez kürsüye çıkan Brezilya’nın 2013 itibariyle 31 Avrupa liginde 515 aktif futbolcusu bulunuyordu.” Açıkçası 2014 Dünya Kupası, futbolcu yetiştiren ülkelerin bariz biçimde öne çıkarak farkını hissettirdiği bir turnuva oluyor. Avrupa’da genelde parayı bastırıp oyuncu almayı seçen İngiltere, İtalya, İspanya ve Rusya gibi ülkeler milli takımlar bazında yokları oynadılar. Barcelona liderliğinde altyapıdan çıkardığı yıldızlarıyla bir dönem Avrupa ve Dünya futbolunu domine eden İspanyollar, bugün ciddi şekilde “sadece bir jenerasyon yakalamış olmanın” meyvelerini yiyip yemediklerini tartışıyorlar. Öte yandan sadece altyapıya yönelerek kulüp düzeyinde zirveye çıkmak da mümkün değil. Çıtayı Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu gibi bir noktaya koyacak olursanız, İngiliz ve İspanyol kulüplerinin gerçekleştirdiği bol sıfırlı transferleri bir bakıma yapmak zorundasınız. Ancak bu durumun ülke futbollarını menfi yönde etkilediğini de görmezden gelemeyiz. Bilhassa yabancı oyuncu serbestisi ile birlikte çeşitli liglerdeki “başaltı” takımların da büyük rakiplerine yetişebilmek amacıyla transfere sarılmaları bu mekanizmayı tetikleyen etkenlerden biri. 

Dünya Kupası’na katılan ülkelerin kadroları incelenmiş ve hangi kulüpten kaç oyuncu yetiştiği (oyuncunun tercih ettiği milli takımdan bağımsız olarak) sorusuna cevap aranmış. Hollanda’nın Feyenoord, İspanya’nın Barcelona, Hırvatistan’ın Dinamo Zagreb, Fransa’nın Lille ve Kosta Rika’nın Deportivo Saprissa kulüpleri bu alanda başı çekiyor. Avrupa ligleri ele alınarak yapılan bir başka istatistik çalışmasında ise kadrolardaki “yetiştirme oyuncu” oranlarına bakılmış. Buna göre Türkiye, %9.1 oranla 31 ülke içerisinde 30. sırada. Bir altımızda İtalya, bir üstümüzde ise Rusya bulunuyor. Bu ülkelerin -milli takım bazında başarısızlık yaşasalar dakulüp takımları açısından göze batan performanslarını hatırlıyoruz. Peki ya biz? Bu kadar transfere boğulup, hem kulüp takımları hem milli takımda bu kadar sönük kalan bir başka ülke daha var mı?

Türkiye liglerinden haberler

UEFA, hakem gözlemcisi Erol Ersoy’u, Avrupa Ligi 1. Eleme Turu’ndaki Kairat-Kukes maçında görevlendirdi. Türkiye Futbol Federasyonu’ndan yapılan açıklamaya göre Ersoy, Kazakistan’ın Kairat ve Arnavutluk’un Kukes takımları arasında, 3 Temmuz Perşembe günü (bugün) oynanacak maçta hakem gözlemcisi olarak görev yapacak. Almatı kentindeki Tsentralniy Stadı’nda yapılacak mücadele TSİ 17.00’de başlayacak.

Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Bursaspor’da, Furkan Soyalp’in sözleşme süresi 2 yıl uzatıldı. Kulüp Futbol Şube Sorumlusu İlyas Acar, Özlüce Tesisleri’nde düzenlenen imza töreninde yaptığı konuşmada, Soyalp ile yeniden anlaştıkları için çok mutlu olduklarını söyledi. Sözleşmeyi imzalayan Soyalp ise kariyerine Bursaspor’da devam etmekten mutluluk duyduğunu belirtti.

Trabzonspor Kulübü, Almanya’nın Wolsfsburg Kulübü’nden Ferhat Yazgan ile anlaşmaya vardığını Borsa’ya bildirdi. Wolfsburg Kulübü’ne sözleşme fesih bedeli olarak 90 bin avro ödeneceği, futbolcuya da 2014-2015 futbol sezonu için 384 bin 750 lira garanti ücret 4 bin 750 lira maç başı, 2015-2016 sezonu için 427 bin 500 lira garanti ücret 5 bin 345 lira maç başı, 2016-2017 sezonu için de 470 bin 250 lira garanti ücret ve 5 bin 940 lira maç başı ücret ödeneceği açıklandı.

Spor Toto Spor lig ekiplerinden Çaykur Rizespor, Antalyaspor’dan Murat Duruer ile 4 yıllık sözleşme imzaladı. Kulüp Basın Sözcüsü Aykut Ferah, yaptığı yazılı açıklamada, teknik direktör Mehmet Özdilek’in isteği doğrultusunda transfer çalışmalarını sürdürdüklerini ifade ederek, şunları kaydetti: “Türkiye 16 Yaş Milli takımından başlayarak milli takımların birçok kademesinde 89 kez milli formayı giyen ve A milli takıma kadar yükselen, Antalyaspor’dan 1988 doğumlu orta saha oyuncusu Murat Duruer ile 4 yıllık sözleşme imzalanmıştır.”

PTT 1. Lig ekiplerinden Gaziantep Büyükşehir Belediyespor, Akhisar Belediyespor’dan Sertan Vardar’ı transfer etti. Kulüpten yapılan açıklamaya göre, Vardar, kendisini 2 yıllığına Gaziantep temsilcisine bağlayan imzayı attı. Gaziantep Büyükşehir Belediyespor Tesisleri’ndeki imza töreninde, Kulüp Başkanı Abdülkadir Gözegir ve Futbol Şube Sorumlusu Çetin Katırcıoğlugil hazır bulundu.

Dünya liglerinden haberler

İtalyan kulübü İnter, uzun yıllar forma giydikten sonra 2013-2014 sezonunun sonunda aktif futbolu bırakan Zanetti’yi başkan yardımcılığına getirdi. Mavi-siyahlı kulübün Endonezyalı sahibi Erick Thorir, unutulmaz kaptanın, 2 seneliğine başkan yardımcılığı görevine getirildiğini ve giydiği “4″ numaralı formanın yönetim kurulu kararıyla “emekliye ayrıldığını” açıkladı. Kariyeri başarılarla dolu olan Zanetti, takımının 2010 UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunda da kupayı kaldıran isim olmuştu.

Chelsea’nin Borussia Dortmundlu Pierre Emerick Aubameyang’ı transfer etmek istediği iddia edildi. İngiliz Daily Star gazetesinde yer alan habere göre, İngiliz ekibinin bu transfer için Borussia Dortmund’a 8 milyon 750 bin euro önereceği belirtildi. Aubameyang’ın babası Bild gazetesine yaptığı açıklamalarda, oğlunun Chelsea’ye transferine sıcak bakmadığını, ancak İtalyan kulüplerinden gelecek tekliflere daha sıcak baktıklarını ifade etti.

İspanyol özel televizyonlarından Antena 3, Real Madrid Kulübü yöneticilerine dayandırdığı haberinde, Casillas ve Lopez’in sözleşmelerinin feshedileceğini ileri sürdü. “Tartışma bitti. Casillas ve Lopez gönderiliyor” diyen Antena 3, Real Madrid’in Dünya Kupası’nda yıldızı parlayan Kosta Rikalı kaleci Keylor Navas ile Espanyol takımının kalecisi Kiko Casilla’yı alacağını iddia etti.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016