Amerika Türkiye ekonomik ilişkileri

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

 

Türkiye Amerika ilişkileri 237 yıllık bir geçmişe dayanıyor. Ancak, dünyanın en büyük ithalat yapan ülkesi Amerika, Türkiye'nin ihracat yaptığı ülkeler sıralamasında 28. sırada kalıyor. Ne "Stratejik ortaklık" ne de "Model ortaklık" gibi sözcüklerle aramızdaki ilişkiler tanımlansa da Türkiye Amerika ticaretinde hiçbir özel avantajı olmayan ambargolar, yüksek gümrük vergileri ve kotalarla karşılaşan "Üçüncü ülke" durumunda. Başbakanın gezisinde siyasal olayların yanında bu durumun ele alınarak ABD ile aramızda STA imzalanması için girişimler başlatılmalıdır. 
Başbakan Erdoğan bu hafta Amerikan Başkanı Obama ile bir araya gelecek, bir yandan Suriye sorunu ve PKK'nın sınır ötesine çekilmeleri gibi siyasal konuları ele alacaklar, bir yandan da "Stratejik ortaklık" ve "Model ortaklık" gibi isimlendirmeleri olan ekonomik ilişkilerimize değinilecek. Bu Başbakan Erdoğan'ın görev ve görev öncesi 14. Amerika ziyareti olacak ve bu kez özel ve seçkin konuklara tahsis edilen Blair House'da ağırlanacak.
Türkiye Amerikan ilişkileriyle ilgili 1926 yılında 150. Yılı anısına bir pul basılmış. O günden bu yana 87 yıl geçtiğine göre, bugün ilişkilerimizin 237. yılını yaşıyoruz. Cumhuriyet döneminin ilk önemli ilişkisi 1923'de Chester İmtilyazı olarak gündeme geliyor, İkinci Dünya savaşı sonrası ise Marshall yardımı Türkiye'ye de ulaşıyor. İlk önemli anlaşma ise Özal döneminde 1985 yılında Karşılıklı Yatırım Korunması anlaşması yapılıyor, 1998'de çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşması gündeme geliyor. Onun dışında önemli ve özel bir ekonomik işbirliği gündeme gelmiyor. Bunun sonucunu 10 yıllık ABD dış ticaretimiz ortaya koyuyor. 2002 yılında 6.3 milyarlık dış ticaretimizde ihracatımız ithalatımızdan fazla ve ithalatı karşılama oranı yüzde 106. 2011 yılında 3.5 kat artarak 20.6 milyar dolara yükselen ABD dış ticaretimiz önemli açık veriyor. İhracatın ithalatı karşılama oranı sadece yüzde 22 seviyesinde kalıyor.
1985'ten bu yana Amerika 15 ülke ile yeni Serbest Ticaret Anlaşması yaptı. AB ile yeni bir anlaşmanın hazırlıklarını yürütüyor. Bahreyn, Oman Sultanlığı gibi ülkelerle Amerika arasında STA' lar imzalandı.  Tunus, Ürdün ve Mısır ise Amerika'yla önemli gümrük avantajı sağlayan Nitelikli Sanayi Bölgesi (QİZ)'ye sahipler. Orta doğu'da ayrıca bir Serbest Ticaret Alanı kurulması yolunda da çalışmalar sürdürülüyor. Türkiye ise bütün bu imkanların dışında kalarak ABD ticaretini yürütmeye çalışıyor. Gümrük vergileri kotalar ve ambargolarla karşılaşıyor…       
1998 sonrası Amerika ile iyi niyet belgesi özelliğinde yasal hükmü olmayan bazı belgeler imzalandı. Ama ciddi, ticarette bize avantaj sağlayan imkanlar gündeme gelmedi. Amerika dünyanın en büyük ithalatçısı olmasına karşın, Türkiye'nin ihracat listesinde 28. Sırada olması sorunu çok net ortaya koyuyor. BİLGESAN adlı kuruluş 1990 sonrası dönemde iki ülkenin ekonomik ilişkisini değerlendirirken, "Azalan önem dönemi" nitelemesini yapıyor ve "İki ülke birbiri için temel partner olma özelliğini taşımıyor" yargısını dile getiriyor.
Bir dönem Amerikan Banana Republic'den bir dönem yılda 1.5 milyon pantolon üretim siparişi alırken sonra bu pazarı kaybeden, şimdilerde yeniden çalışmaya başlayan bir tekstil firması yöneticisine iki ülke ilişkisini ve yeni dönem için önersini sordum:
"Bizim o pazarda gerilememizde iki önemli konu gündeme geldi. Birisi biz Türkiye olarak 1 Mart teskeresiyle sorun yaşarken, Tunus Amerika'ya kamp ve ülkesinde teröristleri sorgulama imkanı veriyordu. Amerika bu siyasal işbirliği nedeniyle bazı firmalarına Tunus'taki QIZ bölgesinden alım yapmaları önerisinde bulundu. Ayrıca, bizde döviz kuru 1200 liralara kadar gerilediği dönem öncesi yıllarca Banana Republic'e 14 dolara pantolon yapıyorduk. Onların satış fiyatları 78 dolardı. Dolar 1200 liraya düşünce fiyatımız 18 dolara çıktı. Siparişlerini onlar daha ucuz üretim alanlarına Hindistan ve Bangladeş gibi  ülkelere de kaydırdılar. Bu iki gelişme bizim devre dışı kalmamıza yol açtı. Şimdi, eskiden çalıştığımız 5 Amerikalı kuruluştan ikisinden yeniden siparişler geliyor. Ama esas gelişme sadece bizim sektörde değil diğer sektörlerde de ABD-AB anlaşmasında Türkiye'nin aynı şartlarda yer alması ve Türkiye-ABD arasında bir STA imzalanmasıyla mümkün olacaktır. Sayın Başbakanın bu gezisi sırasında vereceği Suriye konusu gibi siyasal destekler nedeniyle eli güçlü olacağı için bu talepte bulunması açısından çok kuvvetlidir. Bunu kullanmalıdır diye düşünüyorum" dedi.       

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar