"Ani temas kırılganlıkları" üzerine düşünceler:1

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

“Bilgi toplumu” aşamasının temel eğilimlerinden biri de "ani temas fırsatları ve kırılganlıklarının" artmasıdır. İletişim teknolojileri, insanlar arasındaki ilişkileri" zaman ve mekandan bağımsızlaştırarak", birbirinden çok uzaklardaki insanlar arasında günlük yaşamın herhangi bir anında  ilişki kurabilmeyi giderek daha yoğunlaştırıyor. Yazıyla, sesli ve görüntülü  ilişkilerde ve yüz yüze temaslarda çok farklı kültürlerden, farklı bilgi düzeyine sahip, paylaşılabilen değerleri kadar çatışan değerleri de olan insanlar arasındaki bağlar ve bağımlılıklar giderek artıyor.

İnsanların  birbirini anlaması kadar, birbiriyle çatışarak nefret üretmesine açık bir iletişim yapısına doğru sürükleniyoruz. Hep birlikte yaşadığımız bu yeni olgu karşısında nasıl konumlanabileceğimiz üzerinde düşünerek bir strateji belirleyebilirsek, uzlaşma ve iş birliği alanlarını genişletebilir; çatışma alanlarını kontrol edilebilir sınırlar içinde tutabiliriz.

Bu denememizde, önce yeni teknolojilerin yarattığı bağımsızlaştırma süreci üzerinde duracağız. Sonra, ani temasın sağlayabileceği olumlu değer katkılarını irdeleyeceğiz. Daha sonra ani temasların yaratabileceği olumsuzlukları öngörmeye çalışacağız. Ani temasların yarattığı olumlukların ve olumsuzluklar karşısında "alternatif tepki biçimlerinin" neler olması gerektiğini öngörmeyi deneyeceğiz. Kaynakları etkin ve verimli  kullanmanın gerek şartlarından biri olan "değerler sistemini" nasıl bir eksende geliştireceğimiz gerektiğine ilişkin "temel stratejimizin" ne olması gerektiğini sorgulayacağız.

Teknolojik olanakların yarattığı bağımsızlaşma

Dijital  teknoloji  kapsama alanını giderek genişletiyor: Makinelerin iletişimi, bulut, sabit ve mobil iletişim ani temas olanaklarını alabildiğine genişletiyor. İnsanoğlunun günlük yaşamında dijital hizmetler, dijital uygulamalar, dijital teknoloji platformları, bilgi güvenliği hızlı gelişen alanları oluşturuyor. İnternet olanaklarının artması, maliyetlerin düşmesi  mal ve hizmet üretiminin bütün alanlarında iş süreçlerinde dijital uygulamalar önem kazanıyor. İş süreçleri giderek karmaşıklaşıyor; örgüt yapıları iç içe giriyor; sektörlerin sınırları değişiyor, sistemler yeniden yapılanıyor; bir önceki aşamaya göre "sistemlerin sistemini" kavramak, yeni gelişmeleri yakından izlemeyi gerektiriyor.

Dijitalleşme, insanlığın bin yılda karşılaşabildiği yeni bir fırsat  kapılarını açıyor. Bütün dünyanın yaşadığı dijital dönüşüm, ülkemiz dahil  gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkelere  maddi ve kültürel zenginlik üreterek insan yaşamını kolaylaştırmak için "şans eşitliği" yaratıyor. Bireyler, topluluklar, toplumlar, ekonominin en küçük teknik birimleri olan işletmeler, sivil inisiyatifler, kamu örgütlenmeleri, inanç sistemleri örgütleri bu gelişmeleri yakalarlarsa dünya liginde karar vericiler ve yönlendirici olanlar arasında katılabiliyor1.

Video alanındaki teknik gelişmeler ve görüntülü yayınlarını istediğimiz zaman yeniden izleyebilme olanakları ilk zaman algısına yeni bir boyut kazandırıyor: Yayınları istediğimiz zaman tekrar seyredebilme olanakları, göreceli  olsa da zamanı durduran, stoklayan ve yeri geldiği zaman değerlendirilebile değer haline getiriyor. Bu açıdan bakıldığında  verimliliklerin özünü oluşturan "zaman kazancı" olgusunda yepyeni bir yapı, işlev ve kültürün oluştuğunu gözlüyoruz.

Bu yeni "zamandan ve mekandan bağımsızlaşma süreci"2

Genel bir bakışla, mobil teknolojiler, entegre çözümler, sosyal ağlar, bulut bilişim, giydirilebilir teknolojiler3, neredeyse sınırsız gelişme alanı yaratıyor. Yakın gelecekte  "dil'den bağımsızlaşma" ile yüzleşeceğiz. Hangi dilde konuşursak konuşalım, karşımızdaki anında onu kendi dilinde duyacak ve anlayacak.

Dil kısıtının aşılması, insanlar arasındaki temasları daha da yaygınlaştıracak; teknolojinin yarattığı ulaşabilirlik ve erişebilirlik olanakları "ani temasları" alabildiğine artıracak. Ani temasların artması; ön yargıların, yerleşik doğruların, kalıp düşüncelerin, kör inançların, ezberlerin birbiriyle yüzleşmesini de yaygınlaştıracak. Kendi bildiğinin "mutlak doğru" olduğuna inanmış insanlar, başkalarının "farklı bilgileri" ve "değişik inançları" karşısında, davranışlarını yönlendiren "kültürel değerlerini" yeniden ayarlamak zorunda kalacak. Bu yeni oluşum, bireyler arasında çatışmaya yol açabileceği gibi, topluluk ve toplumlar arasında da anlaşmazlıklara neden olabilir. Bir başka yönüyle de değişik kültürleri anlayan "dünyaya açık" bir gelişme, daha geniş  kitlelerle ilişki kurarak maddi ve kültürel zenginlik üretimini hızlandırabilir ve ölçeğini büyütebilir.

Ani temasın yaratabileceği olumlu gelişmeler

Ani temasların kapsama alanındaki genişleme, ayrışan ve çatışan değerler kadar, birbirini daha iyi tanıdığında insanların "benzeşen yanların" öne çıkması fırsatı da yaratabilir.

İnsanların birbirini anlayabilmesi, siyaset ve medya dilinden etkilenir. Özellikle  ırk ve inanç gibi doğuştan kazanılan değer-odaklı siyasetin geçerli olduğu toplumlarda çatışmacı anlayış daha yaygındır. Proje-odaklı siyaset ve medya dilinin geliştiği toplumlarda insanlığın beş temel alanında uzlaşma sağlanabilmektedir.

Birincisi, birbirini anlayan insanlar, "ayrıştıran değerlerin" daha az, "ortak değer tabanının daha geniş" olduğunu fark eder. Canın kutsallığı ve korunması, aklın sağlıklı tutulması, neslin sürdürülmesi, malın korunması ve  inancın özgürce yaşanması hemen bütün dinlerde kabul gören ortak değerlerdir. Dijital teknolojinin yarattığı  yaygın ve derin yüz yüze temas imkanları,benzer ortak değerleri öne çıkarırsa, ortak irade yaratmanın kanalları da açılmış olur.
Uzlaşmayı kolaylaştırıcı  ikinci etken, ortak irade gücünün oluşturulmasıdır. İnsan-odaklı bakış, insanlığın ortak değerleri üzerinde uzlaştığında, ortak irade ortaya konması kolaylaşır. Ortak iradenin yaratılması, beslenmesi ve güçlendirilmesi, özgür tartışma ortamına bağlıdır. Çoğu kez, kavramların içerikleri, bileşenleri ve bağlamlarını düşünmeden, onlara yüklenen yanlış değerler yüzünden  ortak irade oluşturulması güçleşmektedir.

Atılması gereken ilk adım, kavramların bileşen ve bağlamlarına göre onlara yüklediğimiz değerlerin tanımlarını  yazılı hale getirmektir. Kavramları soyut anlatımlardan, simgesel mesajlardan kurtarıp, kendi öz anlatımlarına dönüştürdüğümüz zaman, çatışma alanları daralacak, ortak iradede birleşme alanları genişleyecektir.

Ani temasların bir başka olumluğu da  "ortak yarar kanallarını" açık tutmaktır. İnsanlar değerler üzerinde bir ortak amaca yönelebilir. Zoru gördükleri zaman  değerlerinden vazgeçebilirler. Ortak yararlar ise daha uzun soluklu iş birliklerini besler.

Zihinlerde netleşmiş ortak yararlar, ortak değerlerin ve ortak iradenin  temel dayanaklarından biridir. Siyasette de ekonomide de idealist ve romantik yaklaşımlardan çok, realist ve pragmatik yaklaşımların etkili olması, ortak yararla ilgilidir. Eğer, insanımızı, bütün insanların ortak yararları üzerinde bilgilendirebilirsek; anı temaslarda ortaya çıkabilecek tartışmaların eksen saptırmasının zarar veren ölçeklere ulaşmasını önleyebiliriz.

İnsanlığın ortak değerlerini, ortak iradesini ve ortak yararlarını hayata taşımanın araçları olan "ortak projeler" yaşamın derinliklerine sinerse, tartışma ve çatışmalar eksenden kaymaz, gereksiz tartışmalarla insanlık enerjisi israf edilmez. Ani temasların olumlu katkılarından biri de proje odaklı donanıma sahip olan birey, topluluk ya da toplumların  standartları belirleme, temel kararları alma ve yönlendirmede öne geçecek olmalarıdır.

Ani temaslarda ilişkileri çatışmacı-eksenden uzaklaştıracak bir diğer olumlu beklentimiz "ortak kurumlar üzerinde uzlaşma" arayışını öne çıkarmaktır. Sürdürebilir mal ve hizmet üretimi yapmanın, uzun dönemli geleceği güven altına almanın temel araçlarından biri de "kapsayıcı kurumlara" sahip olmaktır. Bu açıdan bakıldığında, "yerel ve küresel kapsayıcı kurumlar" üzerinde tartışmış, düşüncelerini netleştirmiş toplumlar, anı temasları  kendi  yararlarına kullanabilecektir.

Anı temasların yaygınlaşması ve yoğunlaşmasının olumlu etkilerini artıran diğer bir etken,uzlaşma zeminine  açık olmasıdır. Geçmişe dönemlere göre bilgiye erişme, birbirimizi anlama, iş birliği ve güç birliği yapmanın önemini kavramada daha büyük fırsatlara sahibiz.

Kaynak:
1) Tolga Tanış “Dijitalleşme bin yılda gelebilecek bir fırsat ve imkanlar sunuyor” Dijital DönüşümZirvesi Vodafone Haziran 2015
2) Gökhan Öğüt, “Türkiye’nin dijital dönüşüm stratejisine ihtiyaç var” Dijital Dönüşüm Zirvesi, Vodafone, Haziran 2015
3) Tansu Yeğen, “Dijital dönüşüm için nesnelerin interneti kavramına uyumlu çözümlere yatırım yapılmalı” Dijital Dönüşüm Zirvesi, Vodafone, Haziran 2015

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar