Armaggan'dan yeni ufuklara cansuyu

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK kitap@dunya.com

Yüreğimizi dağlayan olay henüz yaşanmamış. İstanbul’un sağanaklara teslim olduğu bir akşamüstü Ortaköy. Tunç Çıkmazı’ndan denize doğru yürüyüp Esma Sultan’ın hemen yanındaki inci gibi dizilen bembeyaz üç yalıdan ortadakine giriyorum. Altın varak detayların pastel renklerle dengelendiği, orijinal antika mobilyaların, duvarlarda klasik resimlerle bütünleştiği salona çağdaş yapıtlar da yerleştirilmiş. Armaggan Art & Design Gallery’nin desteklediği genç sanatçıların eserleri bunlar. Onlarla tanışmak, sohbet etmek için Armaggan Genel Müdürü Ebru Karaçam’ın davetlisi olarak buradayız.

Yalılar, Ayaslı Ailesi’ne ait, eserler de onların sanat koleksiyonundan. Bu yalılardaki 18 odada misafirler de ağırlanıyor, birisi ise ailenin Amerika’dan Türkiye’ye döndükleri zamanlarda ikametleri için kullanıyor.

Ebru Hanım, yalının Beylerbeyi Sarayı’nı da inşa eden mimar Sarkis Balyan’a ait olduğunu söylüyor. Sultan Abdülaziz, Balyan’ın yaptığı işten o kadar memnun olmuş ki ona bir arsa hediye etmiş. Ve mimar da kendisi için 1866’da bu yalıyı yaptırmış, eseri Beylerbeyi Sarayı’nı her gün seyredebilmek için. 

Dr. Yalçın Ayaslı ve Dr. Serpil Ayaslı'nın emeği

Üç yalının bulunduğu araziyi 2008 yılında satın almış Dr. Yalçın ve Dr. Serpil Ayaslı. Orijinallerine ilişkin eldeki bilgiler kısıtlı olduğundan uzun bir araştırma ve zor bir restorasyon sürecinden sonra asıllarına en uygun biçimde inşa edilmişler.

Yalçın ve Serpil Ayaslı Ankara ODTÜ'den mezun. Elektrik mühendisleri. Boston'daki MİT’te (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) mastır ve doktora yapmışlar. İkisinin de 30’a yakın patentli kişisel buluşları var. Bunların çoğunu NASA (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi-ABD) almış. “Nasdaq” borsasına kayıtlı “Hittite Microwave Corp”şirketini kurmuş, daha sonra 2 buçuk milyar dolara satmışlar.

Birikimlerini Türkiye'de de değerlendirmeyi seçmişler. Nuruosmaniye'de yedi katlı bir binada açtıkları tasarım markası Armaggan’da geleneksel mirasa çağdaş bir yorum getirmeyi hedefliyorlar. Binanın her katında, Türk kültür hayatının bir alanı sergileniyor: Mücevher katı, obje katı, tekstil ürünleri katı, yemek sanatları merkezi, Nar Lokantası vs.

Her şey doğal...

Armaggan'ın en önemli özelliklerinden birisi, her şeyin doğal yöntemlerle yapılması. Örneğin, kilimler, Anadolu'dan getirtilen halı tezgâhlarında dokunuyor. Ve tüm boyamalar, doğal boyalar kullanılarak yapılıyor. 

Aynı binada 2011 yılında açılan Armaggan Art & Design Gallery genç yetenekleri desteklemek amacıyla bu yeteneklerin yurt içi ve yurt dışında temsil edildiği bir sanat platformu olarak hayata geçirilmiş. Armaggan Genel Müdürü Ebru Karaçam “Armaggan markası olarak tüm faaliyetlerimizi, gelenekten aldığımızı geleceğe taşıyabilmek, sanatta ve tasarımda yepyeni ufuklar açabilmek amacıyla sürdürüyoruz. Armaggan Art & Design Gallery sayesinde Türk sanatının ve Türk sanatçılarının kalitesinin, özgünlüğünün doğru destekler ve yönlendirmelerle dünyada hak ettiği yere geleceğine inanıyoruz” diyor.

Bu yıl hedef 100 sanatçı

Galeride 2014 yılında toplam 83 sanatçı ile çalışılmış. İlk 6 ayda 76 farklı sanatçının yer aldığı bu yılın hedefi, 100 sanatçı. Galerinin 2015 yılı karma sergilerinde 50 yeni sanatçıya eserlerini sunma olanağı verilmiş. 

Salonda o gece için eserleri sergilenen Sinem Kaya, Neşe Çogal, Tan Taspolatoğlu, Canan Ustaoğlu, Gül Delemen, Dilek Aydıncıoğlu, Güneş Özmen, Betül Cankara, Nilgün Sabar ve Şevket Arık ile yapıtlarının önünde ayrı ayrı sohbet ediyorum. Muhabbet diğer konukların katılımıyla yalının terasında gecenin çöktüğü Boğaz’ın ışıltılarında sürüyor.

Ayrılırken sanatçılardan bazılarının işlerinin de yer aldığı Art&Design Gallery’de 31 Ekim’e kadar süren “Yaşam İçin Enerji 50x50” (Energy For Life 50x50) karma sergisinde buluşmak için sözleşiyoruz…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar