Artan terör altında makroekonomik göstergeler

Murat YÜLEK
Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ myulek@aya.yale.edu

Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Hem etrafındaki jeopolitik riskler hem de içerideki terörle uğraşıyor. Böyle bir dönemde temel makro göstergelere bakalım. 

Makroekonomik göstergeler açısından da çok farklı dönemden geçiyoruz. Seçimlerin ve jeopolitik risklerin yılı olan 2015 büyüme açısından hiç de beklenmedik bir performans gösterdi. Bütçe oldukça iyi gitti. 

Nominal olarak bütçe açığı 2014’e göre düştü. Faiz dışı fazla 30 milyar TL’sını geçti (nominal olarak 2007 seviyeleri). Dış ticaret açığı içeride talebin çok da gerilemesine ragmen petrol fiyatlarının düşmesiyle 63 milyar dolara indi. Cari açık, iç ve dış faktörler sayesinde GSYH’ya oranla düşmeye devam etti (oran olarak 2006 seviyeleri). 

Enflasyon yüksek seyretti; bunda iç dinamikler kadar dış ve dışsal faktörlerin de (enerji ve metal fiyatları, tarım üretimi) hem olumlu hem de olumsuz etkileri oldu. 

2015 yılının son çeyrek büyümesi mart ayı sonunda açıklanacak. Son çeyrekte sanayi yıllık büyümesi yüzde 7,5 oldu. Büyük ihtimalle GSYH’da yüzde 5-5,5 civarında bir büyüme göreceğiz. Bu da 2015 büyümesini toplamda yüzde 4 seviyesine çıkartacak. Dünya konjonktüründe fena bir büyüme değil. 

Bu büyüme çekirdek enfl asyonu yukarıda tutarken dış faktörlerin de etkisiyle ticaret açığı ve cari geriledi. Bütçe de oldukça iyi performans gösterdi. 

2016 ilk çeyreğinde ise piyasa da hizmet tarafında bir yavaşlama görülüyor. Sanayi tarafında ise ocak büyümesi fena değil (yüzde 3,64). Kapasite kullanımı ise ocak ayında olduğu gibi şubat ayında da ortalamalara göre nisbeten iyi seyirtti (yüze 74,9 ve yüzde 73,5). Dolayısıyla, sanayi tarafında toplamda ilk çeyrek kötü gözükmüyor. 

Örnek olarak otomobile bakalım. Sektöründe iç pazardaki satışlar ilk çeyrekte durdu (hatta çöktü). Ancak üretim iyi gidiyor. Ocak ayında baz etkisiyle üretim yüzde 4,86 azaldı; Şubatta ise baz etkisine ragmen yüzde 10,7 arttı. Oysa 2014 yılında hem Ocak hem de Şubat aylarında üretim yüzde 35’ler seviyesinde yükselmişti. Bunda ihracatın çok önemli payı oldu. Ocak ayında ihracat adet bazında yüzde 13 daraldı. Ancak bunda baz etkisi çok önemli rol oynadı (2014 Ocak ayındaki yıllık artış yüzde 54 idi). 

Şubat ayında ise yüzde 22,5’lik büyüme oldu (2014 Şubat ayında da yüzde 16’lık yıllık büyüme vardı). İç pazardaki satışlar ise hem ocak hem de şubat aylarında önceki seneye göre yüzde 7,5 civarında daraldı. 

Tüketici tarafında güven aralık ayındaki zirveden sonra iki aydır hızla düşüyor. Terör olayları bu süreci destekliyor (ve amaçlıyor). Yani ilk çeyrekte iç talepten bir şey beklememek gerekiyor. 

İhracat ocak ayında dolar bazında yüzde 22 geriledi. Ancak ithalatta da yüzde 19’luk bir gerileme oldu. Bunların (net dış talep) büyüme üzerindeki ilk çeyrekteki net etkisi olumlu olabilir. 

Yılın ilk iki ayında merkezi yönetim gelirleri 11 milyar TL artarken harcamalardaki artış 8 milyar TL’nin altında kaldı (Şubat ayında harcamalar önceki yıla göre azaldı). 

Sonuçta bu yılın ilk iki ayında bütçe 6,6 milyar TL fazli verdi. Faiz dışı fazla kalemi ise 16,4 milyar TL’lik fazla verdi. Cari denge de ise Ocak ayında önceki yıla göre hafif bir düzelme oluştu (200 milyon dolar). 

Sonuç; artan terör turizm gelirleriyle birlikte iç talebi vurmak istiyor. Hem şirket hem de hanehalkı harcamaları yavaşlıyor. Bu zor günleri Türkiye ekonomisi yine de nisbeten iyi atlatıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Chief Sustainability Officer 06 Ağustos 2018