Asgari ücret artık yetmiyor

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF dunyaweb@dunya.com

Yılın ilk üç aylık döneminde yüzde 2.9 oranında daralan Amerikan ekonomisinde geçen hafta açıklanan istihdam rakamları soru işaretlerinin yerini iyimserliğe bıraktı. İşsizlik oranı azalmaya devam ediyor. Nisan ve mayısta yüzde 6.3 oranında seyreden işsizlik haziranda yüzde 6.1’e geriledi. Bir önceki aya göre işsizlikteki azalma 325 bin. Tarım dışı istihdamda 288 bin kişilik artış beklentilerin oldukça üzerinde. Son bir yılda işsizlik oranındaki gerileme yüzde 1.4, yani 2.3 milyon. Uzun süreden beri işsiz olanların sayısında da geçen yıla göre önemli bir azalma görülüyor. 2013’de 4.3 milyon olan uzun süreli işsizlerin sayısı son bir yılda 1.2 milyon azalarak 3.1 milyona gerilemiş. Dikkat çekici bir gelişme yarı zamanlı istihdamda. Daha çok, tam zamanlı işleri bulamamaktan dolayı yarı zamanlı işleri kabul etmek zorunda kalanların sayısı haziranda 275 bin kişi artarak 7.5 milyona ulaşmış. İstihdamın sektörel yapısında ise bir değişme yok. Genel olarak, perakende ticaret, yiyecek-içecek ve sağlık sektörlerinde meydana gelen istihdam artışının özelliği, diğer sektörlere göre kalifiye işgücü gerektirmemesi. 

★ ★ ★

Ücretlerde de önemli bir değişiklik görülmüyor. Mayısta tarım dışı sektörlerde ortalama saat ücreti 6 sent artarak 24 doların biraz üzerine çıkmış. Bir önceki yılla karşılaştırıldığında saat başına ücret artışı yüzde 2. Perakende ticaret ve yiyecek-içecek sektörlerinde Walmart ve McDonald’s ücret artışlarının yavaş olduğu firmalar arasında. CEO’ların milyon dolarlarla ifade edilen ücretler aldığı firmalarda asgari ücretle çalışanlar, ülke genelinde düzenlenen gösterilerle şirket yönetimlerini protesto ediyorlar. Amerikan halkının yaşamında önemli yer tutan bu sektörlerde haziran itibariyle yıllık istihdam artışı 314 bin. McDonald’s çalışanlarının protestosu yavaş olsa da etkisini göstermeye başladı. Sektörde yer alan bazı firmalar ücretleri arttırmak için kolları sıvadılar. O halde şu soruyu sormak gerekiyor; işsizliğin yüksek olduğu, bir başka deyişle işgücü arzının talebi aştığı bir ekonomide, çalışanlara yüksek ücretler ödemek arz-talep yasasına aykırı değil mi? Eğer öyleyse, bazı firmalar neden yüksek ücretler ödüyorlar? Böyle bir ortamda, ücretleri artırmak yerine tam tersine azaltmak kârları artırmaz mı? Sorunun cevabını ekonomi biliminin sınırlarını aşarak sosyoloji ve psikolojinin yardımıyla açıklamaya çalışan etkin ücret kuramı literatürde 80’li yıllardan itibaren tartışılmaya başlanmış olsa da, şirketler tarafından uygulanması oldukça eski. ? ? ? 

★ ★ ★

Geçen yüzyılın başında, Henry Ford’un fabrikalarında çalışanlara asgari ücretin çok üzerinde ödediği ücret dikkatleri çekmişti. Ford, neden yüksek ücretler ödediğine ilişkin soruyu, maliyetleri azaltmanın en iyi yolunun verimlilik artışı olduğu; bunun için ücretlerin artırılmasının şart olduğu şeklinde cevaplamıştı. Ücret artışının çalışanları motive ederek verimliliklerini artırdığını ileri süren görüş, günümüzde birçok işletmede kabul görüyor. Yüksek ücret politikası çalışanları işletmeye bağlamanın dışında, hizmetin kalitesini de artırıyor. Bundan kazanan sonuçta, artan müşteri memnuniyetine bağlı olarak yine şirket. Merkezi Kaliforniya’da bulunan “In-N-Out Burger”ın çalışanlarına ödediği ücret, Obama’nın düşündüğü rakamın da üzerinde. Şirketin ödediği saat ücreti en az 10 dolar 50 sent. Çalışma Bakanlığı istatistiklerine göre yaklaşık 3.5 milyon çalışanın olduğu hazır yiyecek ve içecek sektöründe ortalama saat ücreti 9 doların altında. Henry Ford’un bundan yaklaşık 100 yıl önce söylediği gibi maliyetleri azaltmanın en güvenli yolu, verimliliği artırmaktır. Denge ücretleri üzerinde ödenen ücretler verimliliği artırmanın dışında çalışanların işletmelere bağlılığını da artırıyor; işten ayrılmaları azaltıyor ve daha kaliteli işgücünü işletmelere çekiyor. ABD’de Henry Ford’un izinden gidenlerin işletmelerin sayısında önceki yıllara göre artış var. Ücret artışlarına karşı direnen büyük işletmelerin buna karşı koymaları zor. Asgari ücret artık insanları tatmin etmiyor. Ekonomik büyümenin sürekliliği sosyal barışın sağlanmasına bağlı. Gelir bölüşümü iyileşmeden sosyal barış sağlanamaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016