Atıştırmalığın İspanyolcası

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK kitap@dunya.com

Mutfak sevenler, mutfağa gönül verenler arasından Aydın Yılmaz, Tuğrul Şavkay, Turgut Kut, Hasan Özen, Gülsen Açılmış Doğangül, Emrullah Gümüştaş, Mustafa Barut, Ergun Köknar, Ali Başoğlu bir ilke imza atıyorlar: 12 Şubat 1991’de bu yıl 25 yaşına basan Mutfak Dostları Derneği (MDD) kuruluyor. Amaç, mutfağımızın korunması, tanıtılması, desteklenmesi.

Bu amaçların gerçekleşmesi için çeyrek asırdır Türk mutfağı ile ilgili bilimsel araştırmaları destekliyor, çeşitli yayınlar hazırlıyor, panel, konferans, gezi gibi etkinlikler düzenliyor, önceden belirlenen bir tema çerçevesinde hazırlanmış mönülerin ikram edildiği gastronomik zenginliği olan yemekler tertipliyor MDD. Dernek,  yurt içi ve yurt dışında gastronomik değerleri, özel ürünleri ve üretim yöntemleri olan yörelere gerçekleştirdiği seyahatler de gerçekleştiriyor.

Ülkemizin özgün lezzetlerini ve yöresel üreticiyi korumak, desteklemek ve bu doğrultuda bir lezzet envanteri oluşturulması konusunda önemli çalışmalara imza atan MDD, “Coğrafi İşaretleme Sistemi” konulu panellerle, Türkiye’nin yöresel, özgün lezzetlerinin kalite standartlarının, üretim bölgelerinin ve kriterlerinin belirlenmesi konusunda aydınlatıcı çalışmalar yapıyor.

MDD, Slow Food’un liderliğinde Avrupa Birliği  tarafından finanse edilen ve İngiltere, Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk, Bosna Hersek, Hırvatistan, Makedonya, Sırbistan’dan gıda ve kırsal kalkınma alanlarında faal olan STK’lar ile ortaklaşa gerçekleştirilen bir “sürdürülebilir sosyo-ekonomik kırsal kalkınma” projesi olan Essedra’nın da Türkiye ortağı.

Yani amaçları doğrultusunda hummalı bir faaliyet içerisinde ve derneğin bu yöndeki etkinliklerden biri olan Gala Yemeği, kuruluş tarihinden bir gün önce 11 Şubat’ta, Raffles İstanbul Zorlu Center'da gerçekleştirildi. 

Klasik servis ve sunum anlayışının dışında kalan bu etkinlikte davetliler, otelin restoranlarından Arola’nın mönüsünde İspanyol ve Katalan mutfaklarının tadına bakarken; Rocca’nınkiyle Doğu Akdeniz'in yerel lezzetlerini yaşadılar.

Arola’nın Chef de Cuisine’i Omar Mosquera ile çağdaş Türk mutfağı sunan Rocca Restaurant Executive Chef’i Ali Ronay'ın birlikte hazırladıkları “Mezeden Tapas'a Akdeniz Lezzetleri” temalı mönüde tarama, ançüez, şakşuka, midye dolma, sigara böreği, İskenderun karidesi Arnavut ciğeri, kral yengeç salatası, kaz ciğeri, Endülüs usulü kalamar, orkinos balığının da aralarında bulunduğu Akdeniz lezzetleri resmigeçidi yapıldı. Ançüez ve taramanın çok başarılı olduğunun hemen altını çizmeliyim.

Pişirme tekniklerinin birçoğunu Araplardan öğrenen Batı Akdeniz mutfakları arasında İspanyol mutfağı öne çıkıyor. “Tıpa” anlamına gelen “tapa”, çoğul olarak kullanıldığında “tapas” adıyla anılan küçük atıştırmalıklar İspanyolların ve İber yarımadasına gidenlerin vazgeçilmezleri.

Doğu Akdeniz topraklarındaysa aynı atıştırmalık kültürünü “meze” adıyla görüyoruz. Meze de Arap kültüründen geliyor. Meze ve tapa arasındaki temel farksa, etkin oldukları coğrafi alanların farklı olmasından dolayı ortaya çıkan malzeme ve sunum farklılıkları. 

Aynı akşam, MDD Başkanı Zeynep Kakınç’tan ayrıntıları önümüzdeki günlerde açıklanacak önemli bir projeyi daha öğrendik: Kendi kategorilerinde en iyi ve örnek gösterilmeye değer mekân ve şeflerin ödüllendirileceği tüm ülkeyi kapsayan bir organizasyon. Derneğin de sembolü olan kaşığa ithafen “Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri” isimli bu proje üzerine danışma kurulu üyesi, önceki başkan Ahmet Örs ve yönetim kurulu içinde oluşturulan bir alt ekip 8 aydır çalışıyormuş. Resmi açıklama yapılınca, projeyi ayrıntılarıyla yazacağım. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar