Avrupa baharı

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF dunyaweb@dunya.com

 

Yunanistan seçimleri beklendiği gibi sonuçlandı. Oyların yüzde 36.4’ünü alan Alexis Tsipras
liderliğindeki Radikal Sol Parti (Syriza) seçimin galibi. 2012’deki seçimden birinci olarak çıkan Yeni Demokrasi Partisi (Nea Demokratia) ise bu seçimde yüzde 27.8 oyla ikinciliğe geriledi. Üçüncü ve dördüncü sıralarda aşırı sağ parti Altın Şafak (Chrisyí Avgí) ve ortanın solundaki To Potami yer alıyor. Pan Hellenik Sosyalist Parti (Pasok) ise tarihinin en büyük yenilgisini alarak Komünist Parti'nin arkasından seçimi altıncı sırada tamamladı. Tek başına iktidarı kıl payı kaçıran Syriza’nın koalisyon ortağı kendisiyle taban tabana zıt, sağ kanatta yer alan Bağımsız Yunanlılar Partisi (Anel). Yapısal reformlara karşı olduğunu açıklayan yeni Başbakan Tsipras’ın hedefleri arasında IMF ve AB ile sıkı tasarruf önlemlerini içeren ekonomik programın yeniden müzakeresi, 320 milyar euroya ulaşan borçların büyük bölümünün silinmesi, emekli maaşları ve asgarin ücreti artırılması var. Seçim başarısının, ECB’nin varlık alımlarına dayalı yeni yardım paketini açıklamasından sonra gelmesi yeni hükümet için bir şans. Toplamda 1.1 trilyon euro olarak açıklanan bu ilave kaynaktan Yunanistan da yararlanacaktır. AB’den yapılan açıklamada yeni hükümete işsizlik ve fakirliğin azaltılması, ekonominin yeniden istikrarlı büyüme sürecine girmesi için destek verileceği söyleniyor. Büyüme yalnız Yunanistan’ın değil, tüm Birliğin sorunu. ECB’nin yaratacağı kaynağın deflasyon tehlikesini giderip yeniden büyümenin yolunu açıp açmayacağı konusunda bir şey söylemek için çok erken. Parasal destek dışında yapısal değişiklik olmadan büyümenin sürekliliğini sağlamak zor.

***
2012 seçimlerinde Yunan halkını oyunu verirken ekonomik politikanın devamı açısından sorumlu davranmaya çağıran Merkel’in söylemleri bu defa daha yumuşak. Bunda, yedinci yılına giren ekonomik krizin etkisi dışında, AB’de Almanya’ya karşı yükselen muhalefetin de payı vardır. Merkel’in ısrarla uygulamaya çalıştığı kemer sıkma politikası sadece üye ülkeler arasında değil, Almanya içinde de sorgulanıyor. Maliye Bakanı Schaeuble, Yunanistan’ın Parasal Birlik'ten ayrılmasının söz konusu olmadığını açıklayarak, seçimler öncesi Yunanlıları politik tercihlerini yaparken bir bakıma rahatlattı. Alman Bakan'ın bu açıklaması, AB’nin ekonomik olmanın ötesinde siyasi bir birlik olduğunun açık bir ifadesidir. Hatta, bu özelliğin ilkinin önüne geçtiği bile söylenebilir. AB tüm zorluklara karşın varlığını sürdürmeye kararlı. Bu, özellikle radikal görüşlerin arttığı bir ortamda daha da önem kazanıyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde artan yabancı düşmanlığı ve yükselen sağ, halkların ekonomik ve sosyal sorunlara çözüm bulamayan siyasi partilere duyduğu tepkinin bir sonucu.

***
Gelecek günler Yunanlılar için zor geçecek olsa da, seçimler dünyaya Yunan medeniyet ve demokrasisinin gücünü bir kez daha gösterdi. Ekonomisi zor bir süreçten geçmesine rağmen, Yunanistan çağdaş bir ülke. Farklı görüşlerden partilerin Parlamento’da temsil edilebilmesi, demokrasinin lafta kalmadığının, ülkenin demokrasiye verdiği önemin bir göstergesidir. Radikalliği neoliberal politikalara karşı keynesyen politikaları savunmasından gelen Syriza’nın Parasal Birlik'ten ayrılmak gibi bir niyeti yok. Pazarlık gücünü sonuna kadar kullanacak, fakat işi hiç o noktaya kadar götürmeyecektir. Syriza’nın başarısında uzun yıllar süren depresyon ve beraberinde gelen yüksek işsizliğin etkisi büyük. İşsizlik oranının yüzde 25’in üzerinde olduğu ülkede, gençler arasındaki işsizlik yüzde 50’yi buluyor. Kemer sıkma politikalarına karşı olan Syriza’nın başarısı AB’nin diğer ülkelerinde de benzer görüşteki partilerin iktidarlarına yol açabilir. Bunun AB içinde sürtüşmelere yol açması ihtimali yüksek. Almanya başta AB’nin zengin ülkelerini oluşturan grupla güneyde yer alan ülkeler arasında düşünce farklılıkları artıyor. Alman Yeşiller Partisi ve Sol Parti Syriza’nın zaferini şimdiye kadar uygulanan ekonomik politikanın iflası olarak nitelendirirken, sağda yer alan Almanya için Alternatif Partisi ise borçların silinmesinde diretmesi halinde Yunanistan’ın Parasal Birlik'ten ayrılması gerektiği görüşünde. Bu gelişmeler AB’yi nasıl etkileyecek? Yunanistan’daki yeni hükümet Almanya Sol Parti’sinin belirttiği gibi Avrupa Baharı olarak görülebilir mi? Önümüzdeki yılların AB’de birçok değişikliği beraberinde getirmesi uzak bir ihtimal değil.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016