Avrupa bankaları hala iflas riski altında

ECB'nin raporunda, 2008 krizindeki zararlardan tam olarak kurtulamamış bankaların, özellikle işsizliğin arttığı ve konut fiyatlarının düştüğü ülkelerde yeniden yük altına girdiğine dikkat çekildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME



İSTANBUL - ABD bankaları önceki gün kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'den aferin alırken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından yapılan bir araştırmada, Avrupa'daki bankaların ise risklerinin sürdüğü belirtildi. Raporda, Euro Bölgesi ekonomisinde artan borç ve problemli krediler nedeniyle bankaların iflas risk altında olduğuna dikkat çekildi.
Bankacılık krizi riskinin yükselişe geçtiğine vurgu yapan ECB uzayan resesyonun pek çok kredi sahibini zora soktuğunu bunun da bankaları olumsuz etkilediğini belirtti. ECB başkan yardımlarından Vitor Constancio'nun değerlendirmesinde 2013'ün bankalar için iyi bir yıl olmadığına vurgu yapılırken, bankalarda batma riskinin arttığı uyarısı yapıldı. Constancio spesifik olarak ülke ismi vermezken, yüksek işsizlik ve konut fiyatlarında düşüş yaşayan ülkelerin risk altında olduğunu belirtti. 2008 krizinde zararlardan tam olarak kurtulamamış bankaların yeniden yük altına girdiğine dikkat çekildi.  Belirtilen özelliklere bakıldığında ilk akla gelen ülkeler İtalya, İspanya, Yunanistan ve Portekiz olurken, Commerzbank ya da devlet bankalarının batık kredilerle boğuştuğu Almanya gibi güçlü ekonomilerin de risk olduğu kaydedildi. Avrupa finans dünyasının her altı ayda bir nabzını yoklayan ECB, son hazırladığı 128 sayfalık raporda, artan endişeler büyük yer buldu. Bankaların sermaye zayıflıkları altı çizilen bir diğer önemli nokta oldu.
Önceki gün Ekonmik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yayınlanan raporda da Avrupa'da zayıf sermaye yapısına sahip bankaların tehdit oluşturduğu uyarısı yapılmıştı. OECD, finans kuruluşlarının güçlendirilmesi gerektiğini böylelikle borç krizinin derinleşmesi halinde ortaya çıkacak dalgalanmalara daha dayanıklı hale gelebileceklerini belirtmişti. Rapora göre Euro Bölgesi ekonomisi bu yıl yüzde 0.6 daralacak fakat önümüzdeki yıl yüzde 1.1 genişleme kaydedecek.
Moody's önceki gün ABD bankacılık sisteminin görünümünü beş yıl aradan sonra negatiften durağana çevirmişti.

Finansal işlem vergisine ayar

Bu arada, Avrupa ülkeleri, bir süredir üzerinde çalışılan finansal işlem vergisinin kapsamını büyük ölçüde daraltmayı planlıyor. Yeni plana göre 2014'ten itibaren uygulanacak vergi daha önce öngörülenden çok daha düşük seviyede olacak. Konuya yakın bir kaynak Reuters'e yaptığı açıklamada, "Tasarının tamamında epey bir değişiklik yapılması gerekecek. Mevcut haliyle devam edilmeyecek" dedi. Henüz resmi olarak önerilmese de kapsamlı revizyonların, ciddi bir lobi çalışması yürüten bankalar ve işlemci kurumlar açısından zafer niteliğinde olacağı belirtiliyor.

Hisseleri 1980'lerden beri en ucuz seviyede

[PAGE]

 

Hisseleri 1980'lerden beri en ucuz seviyede

Öte yandan, Avrupa'daki bankaların hisseleri bölgedeki borç krizinin etkisiyle son yıllarda geriliyor ancak portföy yöneticileri, 30 yıldan bu yana en ucuz seviyeye inen banka hisselerine yatırım yapmak için tam zamanı olduğunu söylüyor. BNP Paribas Investment Partners'da Avrupa hisse senetleri portföy yöneticisi Daniel Hemmant, CNBC'ye yaptığı açıklamada, Avrupa'daki bankaların fiyat/defter değeri rasyosunun 0.8 düzeyinde olduğunu ve bu seviyelerin 1983-84'ten bu yana görülmediğini söyledi.

Amerikan bankaları 40 milyar dolarla kar rekoru kırdı

Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) raporunda, sektörün ilk çeyrekte 40,3 milyar dolar kar ettiği, bu rakamın şimdiye kadar çeyreklik bazda görülen en yüksek miktar olduğu vurgulanırken, bunun geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 15.8'lik bir artışa denk geldiği kaydedildi. Bloomberg'in haberine göre,  raporda bankacılık sektöründeki karın, bankaların 2008 krizinden bu yana ilerleme kaydettiğini gösterdiği, ancak sektörde resesyon yaşayan ekonomileri geri kazanmak için hala geniş kapsamlı bir mücadele verildiğinin altı çizildi. Bir yıldan az sürede kazançlarını iyileştiren bankaların, Amerikan bankalarının yarısı olduğu ve bu oranın 2009'dan bu yana en düşük seviyeyi işaret ettiği belirtilen raporda, bunun sektördeki büyümenin büyük finansal kuruluşlar tarafından desteklendiğini gösterdiği kaydedildi.

FDIC Başkanı Martin Gruenberg bankacılık sektörünün 3 yıl öncesine göre daha güçlü hale geldiğini ifade etti. Faiz ve borçlanma talebinin nispeten azalmasıyla, kar marjlarının düştüğünü kaydeden Gruenberg şöyle konuştu: "Fed'in düşük faiz politikaları, borçlanma ve harcamayı hareketlendirip, ekonomik büyümeyi hızlandırma amacı taşıyor. Çoğu banka, mali kriz sonrasında borç verme politikalarında daha iyi kredi puanları, yüksek meblağlarda peşinat ödemeleri gibi daha katı standartlar uyguladılar. Böylece krediler pazarlık konusuna dönüşürken, kredileri sadece bu şartları yerine getirebilenler alabildi."

ABD'de bankacılık sektörünün sağlıklı olduğunun başka bir göstergesi ise, az sayıda bankanın başarısızlık riski taşıması. FDIC'in 'sorunlu bankalar' listesindeki bankaların sayısı geçen yıl sonunda 651'den 612'ye düştü. Bu yıl ise listeye 13 banka eklendi. Geçen yıl 51 banka kapatılmıştı, 2001 yılında 92 ve 2010 da ise 157 bankanın faaliyetleri sona ermişti. 2010'da kapatılan bankaların sayısı, 1992 krizinden bu yana bir yıl içinde görülen en fazla kapatılmaydı.