Avrupa transfer piyasası ve Türkiye

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Kısa adı ECA olan Avrupa Kulüpler Birliği tarafından yapılmış bir araştırmadan bahsedeceğiz bugün. 2008 yılı Ocak ayında FIFA ve UEFA ile imzalanan mutabakat neticesi, “Avrupa düzeyinde futbol kulüplerini temsil eden bağımsız organ” olarak kabul edilen birliğin, hali hazırda 53 ligden 214 üyesi bulunuyor. Ülkemizden bu birliğe üye olan kulüpler ise şunlar; Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Bursaspor ve Trabzonspor. 

ECA tarafından 2014’te yayınlanan araştırma dosyalarından bir tanesi, Avrupa genelinde transfer sistemini ve bu sistemin iki yıllık sonuçlarının incelenmesini konu alıyor. Araştırmada UEFA bünyesinde yer alan ülkeler kabaca üç gruba ayrılmış: Üst Kademe, Orta Kademe ve Alt Kademe. Üst kademede İngiltere, İspanya, Almanya, İtalya, Fransa, Rusya, Türkiye, Hollanda ve Portekiz var. Buna mukabil orta kademe tabir edilen gruba 16, alt kademeye ise 29 ülke dâhil edilmiş. Ayrıca “Avrupa’nın majör ligleri” tabiriyle de İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya ve Fransa ayrıca değerlendirmeye alınmış. Araştırmanın metodolojisi üzerine fazla kafa yorup sizleri sıkmadan, elde edilen sonuçlara göz atalım. 

Avrupa genelinde 2011/2012 ve 2012/2013 sezonlarında toplam 14 bin 322 oyuncu, 5 milyar 147 milyon dolar bedelle transfer gerçekleştirmiş. Söz konusu transferlerin yüzde 66’sı “UEFA Bölgesi” içinde gerçekleştirilirken, yüzde 34’lük kısım ise bu bölgenin dışından alınan ya da Avrupa dışına gönderilen oyunculardan oluşuyor. Aynı dönemde “Avrupa’nın majör ligleri” denilen ve yukarıda isimlerini saydığımız 5 ülkede ise toplam 5 bin 491 oyuncu transfer gerçekleştirmiş. Burada dikkat çeken nokta, iki yıllık periyotta beş büyük ülkenin ligleri arasında yer değiştiren oyuncu sayısı 1110 olarak kayıtlara geçerken, majör liglerden ayrılanların toplamı ise 2 bin 935 futbolcu. Bu beş büyük ülke dışından majör liglere gelen oyuncu sayısı ise 1446. Buradan çıkan sonuç şu; majör liglerin dışında top koşturan ve parlayan oyuncular, söz konusu ülkelerin takımları tarafından paylaşılırken, bu liglerde bir nevi “doğal seleksiyona” tabi tutuluyorlar ve üst kademede tutunamayan futbolcular, kariyerlerinde bir basamak aşağı inmek durumunda kalıyorlar. İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya ve Fransa ligleri bu yönleriyle bir bakıma dünya futbolunun kalan kısmı için tedarikçi görevini de görüyor. Tabi maddi gücü elinde bulunduran majör liglerin transfer dönemlerindeki bu agresifl iği, ülkemizde değeri yeterince bilinmeyen “scouting” kavramının önemini de bir kat daha artırıyor. Üst kademe yer alıp majör liglere dâhil edilmeyen dört ülke (Türkiye, Portekiz, Rusya, Hollanda) ile birlikte orta kademede yer alan 16 ülkenin önünde ciddi bir ikilem var. Ya majör liglerden dönüş yapan oyuncuları ciddi bedellerle kadroya katmak ya da scouting sistemiyle parlamaya ve pazarlamaya elverişli genç futbolcuları bulmak. Bizimle aynı kategoriye dâhil edilen Portekiz ve Hollanda kulüpleri scouting sistemini ve altyapıya yönelmeyi seçmiş iken, Rusya ve Türkiye’nin transfer hareketlerinde “eksi bakiye verme” pahasına hazır oyunculara yönelmesi dikkatlerden kaçmıyor. Örneğin söz konusu dönemde “UEFA Bölgesi dışından transfer yapan ülkeler” sıralamasında, sahip olduğu bölgesel ve hukuksal avantajların da etkisiyle Portekiz birinci sırada. 2011-2013 arasında Portekiz’e futbol oynamaya Güney Amerika’dan 224, Afri- ka’dan 45, Asya’dan 30 ve Kuzey- Or- ta Amerika’dan 5 olmak üzere toplam 304 futbolcu gitmiş. Bu rakamlar Türkiye için 54, Rusya için 39. 

Yine iki senelik periyotta; Fransa Ligue 1 ve İspanya Ligi La Liga’ya yapılan her 100 birimlik transfer ödemesinin 4 birimi Türkiye’den. Premier Lig ve Serie A’da bu oran 3 ve 2 birim. Bizim açımızdan transferde gelir durumu ise şöyle; Ligue 1’in ödediği her 100 birimlik transferin 1.7 birimini ülkemize çekmişiz. Başka bir deyişle 2.3 birim açık vermişiz. La Liga’ya karşı açığımız 1.6 birim. Premier Lig’e karşı gelirimiz yok. Yani 3 birim eksideyiz. Serie A için de durum benzer. Anlayacağınız, net alıcı durumundayız. Üstelik pahalı alıyoruz, ucuza satıyoruz. Araştırmada yer alan bilgilerden bir diğeri de Avrupa futbol gelirlerinin %82’sinin “üst kademe” ülkeler tarafından üretiliyor oluşu. Orta kademenin Avrupa futbol gelirlerine katkısı %16, alt kademede ise bu oran yalnızca %2. Üst kademe ülkelerin liglerinde ortalama gelir 65 milyon euroyu bulurken, orta kademede gelirler ortalama 9 milyon euroya, alt kademede ise 1 milyon euroya kadar düşüyor. 

Tüm bu bileşenlerin bir potada eritilip son sözün söylendiği yer ise, kulüplerin harcamaları ile UEFA Ligleri (Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi) ve kendi liglerindeki başarılarının karşılaştırıldığı sonuç bölümü. (2008-2013 arası) Buna göre en çok harcamayı yapan Premier Lig, başarı sıralamasında üçüncülükte bulunuyor. Transfer harcamalarında ikincilikte bulunan La Liga ise puanlamada birinci. Transfere Premier Lig’in üçte biri kadar kaynak ayrılan Bundesliga, puan anlamında beş lig arasında dördüncülüğe yerleşse de “pozitif değer” üretmesi bakımından takdire şayan. 

Bir gün bu başarı tablosunda takımlarımızı ve ligimizi de görür müyüz bilemiyorum ancak aklımızı başımıza almamız gerektiğini ben değil “bağımsız araştırmalar” söylüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016