Avrupa’da yeniden krizin ayak sesleri duyuluyor

Avrupa ekonomilerinde toparlanma beklentilerine karşın birbirini ardına gelen olumsuz verilerle büyüme tahminleri aşağı yönlü revize edilirken, yatırımcılar arasında tedirginlik artıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

LONDRA - Avrupa ekonomilerinde toparlanma beklentilerine karşın birbirini ardına gelen olumsuz verilerle büyüme tahminleri aşağı yönlü revize edilirken, yatırımcılar arasında tedirginlik artıyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in Kredi Piyasası Araştırmaları Direktörü Monica Insoll, Avrupa ekonomilerinin performansına ilişkin endişelerini arttığını, yatırımcılarda deflasyon ve resesyon korkusu olduğunu vurguladı.

Avrupa ekonomilerine ilişkin son dönemdeki verilerin tüketici ve yatırımcı güvenini olumsuz yönde etkilediğini belirten Insoll, Avrupa’da mevcut durumun olası bir kriz endişesine ilişkin soruları tetiklediğini belirterek, Fitch'in şu anda 2008 yılında görülen Lehman krizi kadar yıkıcı bir kriz öngörmediğini anlattı.

"Fakat biz Fed’in tahvil alımını azaltma programına başlamasıyla birlikte oynaklığın artabileceğini öngörüyorduk" diyen Insoll, piyasaların halen çok yüksek oranda ucuz parayla finanse edildiğini belirtti.

Yatırımcılar daha fazlasını bekliyor

ECB’nin adımlarının yeterli olmadığının görüldüğünü, Fed'in ise hala bir çok kozunu oynamaya devam ettiğini dile getiren Insoll, "ECB geçen ay tedbirlerini ilk açıkladığında piyasalarda daha olumlu bir hava oluşmuştu. Bu tedbir eylemlerinin anlamsız olduğu anlamına gelmemeli tabii. Fakat sanıyorum yatırımcılar daha fazlasını bekliyor. Son haftalarda Avrupa ekonomilerinden gelen olumsuz veriler piyasasının güvenini azalttı” diye konuştu.

Avrupa’da resesyon konusunda artan bir endişe, özellikle Almanya’daki tüketici güveninin negatif olduğunu aktaran Insoll, deflasyon ve resesyonun birbirleriyle bir elmanın iki yarısı gibi çok yakından ilgili olduğunu söyledi.

Fitch Ratings’in geçen ay yayınladığı küresel ekonomik beklentilere ilişkin raporda da euro Bölgesi’nin bu yıl ve gelecek yıl için büyüme beklentilerinin aşağı yönlü revize edildiğini anımsatan Insoll, Fitch Ratings'in euro Bölgesi’nin bu yılın sonunda sadece 0,9, gelecek yıl ise yüzde 1,3 büyüme kaydetmesini beklediğini ifade etti. Fitch tahminlerine göre euro Bölgesi ekonomilerinin büyümesini yüzde 1,5’a çıkarabilmesi için ise 2016’ya kadar beklemesi gerekiyor.

Avrupa’nın dinamoları yavaşlıyor

Avrupa’nın ekonomik krizle ve resesyonla mücadele ettiği yıllarda en güçlü büyüme performansını sergileyen Almanya, artık neredeyse resesyona girmek üzere. İhracat kanallarının büyük kısmı Çin ekonomisine bağlı olan Asya’daki ekonomilerin yavaşlamasından olumsuz yönde etkilenirken, Almanya’ya entegre daha küçük ekonomiler de Almanya’nın zayıf verilerinden olumsuz yönde etkileniyor. Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya üçüncü çeyrekte de daralırsa Avrupa’nın en büyük ekonomisi resmen resesyona girmiş olacak.

Toronto Dominon Securities’in Londra’daki merkezinden Gelişmekte olan Piyasalar Başekonomisti Christian Maggio da Avrupa ekonomilerine ilişkin endişelerin son dönemde arttığını belirterek, “ABD ile birlikte güçlü büyüme kaydedebilen tek gelişmiş ekonomi olan İngiltere de frene basmaya başlamış görünüyor” dedi.

İngiltere Merkez Bankası’nın dün açıklanan Para Politikası Kurulu (PPK) tutanaklarına göre de İngiltere’de zirve noktasına çıkması beklenen ekonomik büyümenin önümüzdeki yıl zayıflayabileceğine işaret ediliyor. PPK tutanaklarında, "Ekonomi bazı olumsuzlukları giderebilecek kadar yeterli hızda büyürken, ekonominin hızının yavaşlamaya başladığına yönelik bazı sinyaller de mevcut" ifadelerine yer verilmişti.

Hafta başında Fitch Ratings, Avrupa sabit gelir yatırımcıları araştırması verilerinin, mevcut jeopolitik gerilimlerin ve euro Bölgesi'ndeki zayıf ekonomik büyüme görünümünün, yatırımcıları endişelendirdiğine işaret ettiği belirtmişti.

Fitch açıklamasında, "Jeopolitik riskler kredi piyasalarında risklere ilişkin listenin en başında yer alıyor, (yatırımcılar arasında) resesyon odaklı korkular neredeyse iki katına çıktı. Yatırımcılar artan bir şekilde deflasyon konusunda da endişe ediyor. Ankete katılan yatırımcıların yüzde 53'ü deflasyonu yüksek risk olarak görüyor. Bu tüm zamanların en yüksek seviyesi" ifadelerine yer vermişti.

IMF Başkanı Christine Lagarde ise euro Bölgesi'nde durgunluk ihtimalinin yüzde 35 düzeyinde olduğunu belirtmişti.

Riskler artıyor

IHS Global Insight Avrupa ve İngiltere Başekonomisti Howard Archer da euro Bölgesi'nde risklerin arttığını, kriz dönemindeki kadar kötü olmasa bile bölgede büyümenin çok düşük seviyelerde seyredeceğini vurguladı.

Euro Bölgesi'nde 2014'te yüzde 0,8, 2015 yılında ise yüzde 1,2 büyüme kaydedileceğini, bölgede daralmaya ilişkin risklerin devam ettiğini, Rusya ve Ukrayna'dan kaynaklanan jeopolitik risklerin ve küresel büyümeye ilişkin endişelerin bu riskleri arttırdığını belirten Archer, bölgede iş dünyası ve tüketici güveninin de azaldığını ifade etti.

Bu durumun yatırımcıların Euro Bölgesi hakkındaki kararını olumsuz etkilediğini, para politikasının hala sınırlayıcı olduğunu söyleyen Archer, özel ve kamu sektörüne ait borçların çoğu ülkede yüksek seviyede olduğunu, sıkı kredi koşullarının ve bankacılık sektörüne ait  problemlerin de devam ettiğini bildirdi.

Bölgede satın alma gücünün azaldığına dikkati çeken Archer, azalan küresel büyümeyle birlikte güçlü euronun bölgenin ihracatını olumsuz etkilediğine işaret ederek, Fransa ve İtalya ekonomilerindeki  kötü performansın da euro Bölgesi'ndeki endişeleri arttırdığını, iki ülkenin de kayda değer bir büyümeye ulaşmasının zaman alacağını kaydetti.

ING Group Euro Bölgesi Başekonomisti Peter Vanden-Houte ise bölgede krize karşı alınan önlemlerin işe yaramayabileceğini, Alman ekonomisinin kötü durumu, Çin ekonomisinin zayıflaması ve jeopolitik risklerin euro Bölgesi'nde resesyon tehlikesini meydana getirdiğini belirtti.

Fransa ve İtalya'nın bütçe açığının kontrol altına alınamadığını ve bu durumun bu ülkelerin büyümesini olumsuz etkilediğini dile getiren Houte, parasal genişlemenin de iyi sonuçlar vermeyebileceğini savundu.