Azerbaycan, Türkiye ve Demir İpek Yolu

Murat YÜLEK
Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ myulek@aya.yale.edu

Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkiler Avrasya bölgesindeki en önemli eksenlerden birisini oluşturuyor. İran’daki 40-50 milyonluk Azeri nüfusu da düşünürsek Türkiye-İran ilişkilerinin de bu eksenin önemli bir tümleyicisi olduğu düşünülebilir. Azerbaycan ve İran, Asya kütlesi ile Türkiye arasındaki en önemli bağlantı noktası; Türkiye de bu iki ülkenin Avrupa’ya açılma kapısı durumunda. Bunlara ek olarak, Kafkas ekonomik coğrafyasında lojistik açıdan Gürcistan da Türkiye-Azerbaycan-İran’la birlikte  anahtar bir tümleyici.Azerbaycan topraklarının yüzde 30’unu işgal eden Ermenistan’ı önümüzdeki aylarda ve 2015’de zorlu bir yıl bekliyor. Ermenistan, işgalden dolayı bölgedeki BTK ve boru hattı projelerinden dışlanıyor. Kendi ekonomik geleceğine bu kadar kayıtsız kalan bir yönetimin mantığını anlamak çok zor. 

Rusya'nın isteği

Türkiye açısından bölgenin son derece önemli bir oyuncusu olan Rusya, Ermenistan’ı kendi yörüngesinde tutmak için büyük meblağlı mali yardımlar yapmak ve Beyaz Rusya’dan sonra en ucuz doğalgazı sattığı Ermenistan’ın bu ayrıcalığını devam ettirmek istiyor. 

Rusya açısından bu öncelikler Kırım ve Ukrayna hadiselerinden sonra daha da kritik hale geldi. Ancak, Rusya’nın ambargolardan ve petrol fiyatlarının düşüşünden sonra ekonomisinin zayıflaması ve devalüasyonlar bu destekleri daha zor veya en azından kısıtlı ve maliyetli hale getirecek. Öte yandan, Rus ekonomisindeki zayıflama, bu ülkede yaşayan Ermenilerin Ermenistan’a yolladıkları para miktarlarını da şimdiden azaltmaya başladı. 

Türkiye ile Azerbaycan arasında çok boyutlu ekonomik ilişkiler bulunuyor. Bunlar arasında ticaret ve karşılıklı yatırımlarla birlikte Şahdeniz ortaklığı ve mevcut ve TANAP gibi yeni boru hattı projeleri bulunuyor. Ancak bu ilişki ve ekonomik / ticari işbirliğinin en önemli ayaklarından bir tanesi de Bakü Tiflis Kars tren yolu bağlantısı projesi. Tamamlanması geciken projenin 2015’de açılması planlanıyor. 

Bu projeyi Azerbaycan–Türkiye ve Gürcistan’ı birbirine bağlayan basit bir proje olarak görmüyoruz. Rusya ve Kafkasya’yı Türkiye’ye ve üçüncü ülkelere bağlayan bir bağlantı projesi değil BTK. 

BTK, Çin’i Avrupa’ya bağlayan ‘Demir İpek Yolu’nun eksik halkası. Hem Türkiye hem de Azerbaycan liderlerinin stratejik olarak üzerinde durduğu bir nokta bu. Ancak asıl üzerinde durulması gereken şey demir ipek yolunun nasıl canlandırılacağı.16. yüzyılda kapanan İpek Yolu hem Mısır’ı da topraklarına katan Osmanlı İmparatorluğu hem de Azerbaycan başta olmak üzere Orta Asya ülkeleri açısından önemli bir ekonomik kayıptı. Coğrafi keşiflerle ortaya çıkan ‘yeni dünya düzeninin’ kaybedenleri bu ülkeler olmuştu. Trilyon dolar seviyesindeki Çin / Asya-Avrupa ticaret hacminin neredeyse tamamı deniz yolundan gerçeklşiyor bugün. Ancak deniz yolu ile demiryolu mesafeleri arasındaki fark çok büyük. Eğer gümrük geçişleri, ray farklılıkları olmasa ve demiryolu altyapıları canlandırılsa bu ticaret tekrar karaya dönecek ve Asya ülkeleri için yeni bir canlanma vesilesi olacak. 

Çin ve Kore Başkanlarının Avrasya yakınlaşması / İpek Yolu projelerine dayalı söylemlerinin önemli bir boyutu da demiryolu ticareti olabilir. Çin, diğer taraftan 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu projesi üzerinde çalışıyor. Yunanistan, Portekiz de dahil Avrupa ülkelerindeki yatırımlarına ilave olarak Çin, Asya ülkelerinde de yatırımlar yapıyor. Bunların içinde, Çin’in en çok önem verdiği Güney Asya ülkelerden olan, Sri Lanka’daki büyük çaplı liman yatırımları da bulunuyor. Yani, ‘Demir İpek Yolu’nun’ rakipleri az değil. İyi haber; BTK’yı tümleyecek ve güçlendirecek ve demir ipek yolunun önemli bir unsuru haline getirebilecek projeler yavaş yavaş kararlaştırılıyor veya gerçekleştiriliyor. Türk Keneşi (Türk Konseyi) Devlet Başkanları Zirvesi’nde desteklenen, Aktau ve Türkmenbaşı limanlarının geliştirilmesi ve Azerbaycan’da yeni bir limanın kurulması projeleri BTK projesini güçlendirecek.

Ancak BTK projesinin rakipleri de var. Haklı olarak Rusya da Asya-Avrupa kara ticareti güzergahını kendi ülkesine, Trans-Sibirya Hattına almak istiyor. Hatta, Rus Demiryolları İdaresi ile Deutsche Bahn’ın ortaklığıyla 2008 yılında kurulan Trans-Eurasia Logistics şirketi, Rusya-Avrupa hatlarına ilave olarak açtığı Duisburg ve Hamburg ile Çin (Chonging) arasındaki hatlarda, Kazakistan ve Rusya üzerinden haftada 7 tren işletiyor. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Chief Sustainability Officer 06 Ağustos 2018