Bana, ‘çalışılan iş’ bulmayın!

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yayınlanan rapora göre taklit ve sahte mal imalatı yıllık 500 milyar dolara yaklaştı…

Kısacası, ‘kolaycılık’ arttı…

*    *    *

Bu kategoride Türkiye, Çin’in ardından dünya ikinciliğini aldı…

Japonya, Almanya, ABD hatta son günlerde “20 yıl geri gitti.” dediğimiz İtalya ve Fransa geliştirdi, bizimkilerin bir bölümü taklit etti!

*    *    *

Geçen arkadaşım anlattı…

“Kardeşimin üniversite mezunu oğluna belediyede iş bulduk…

Birkaç gün sonra aradım ablamı, ‘Memnun mu işinden?’ diye sormak için…

‘İkinci gün gitmedi!’ dedi…

‘Neden?’ diye sorunca, 

“Dayım bana hep ‘çalışılan işler’ buluyor!” demiş…”

*    *    *

Büyük bölümümüz, ‘oturulacak iş’ istiyor!

En verimli yaşlar, ‘Doktor, Avukat, memur olacak!’ diye arzulanan eğitim öncesi dönem, ‘oturmayı teşvik eden’ eğitim dönemi, ‘oturulacak iş aranan’ eğitim sonrası dönem ve ‘oturmakla olmuyor!’ denilmeye başlanan 35-40 yaş arası “kronikleşmiş hastalık” denilebilecek dönemlerle harcanıyor…

Ve yine çoğunluğumuz, Ramazan Bayramı tatilinden döndüğü gün Kurban Bayramı tatilini konuşup, bekliyor…

*    *    *

Bu nedenle, dünkü ‘cari açık’ verisinden de anlaşılacağı üzere, topyekün ‘yabancının tasarrufu’ ile yaşanılıyor!

*    *    *

Sistem, OECD’nin de tespit ettiği gibi, ekonominin kurallarına olduğu kadar ahlaka da aykırı olan ‘taklit’ alışkanlığını artırıyor…

En basit anlatımıyla, büyük girişimcilerimiz(!) aynı sokakta 4 mantıcı açabiliyor…

İlk düşünen olmak yetmiyor!

Sistemsizlik nedeniyle gün sonunda, ilk düşünen de, son düşünen de kaybediyor…

*    *    *

Biri kahve, burger, içecek, telefon markasını koruyup/kollayıp/desteklediği için dünya markaları çıkarıyor…

Diğeri simidi, çiğköfteyi dahi dünya markası yapabilecekken, sistemin ürettiği taklitçiler sayesinde, kısmetiyle yetiniyor! 

*    *    * 

Büyük bölümümüz dedik ya…

Ayakta duranlarımız, tutunduklarımız da var elbette…

Haftasonu o tutunduklarımızdan birini, 73 yaşındaki Prof. Dr. Sedat Çelikdoğan’ı kaybettik…

Merhum Erbakan’ın İTÜ’de asistanlığını yapmıştı…

Teknoloji geliştiren ender yatırımlarımızdan Türk Motor Sanayi AŞ’nin (TÜMOSAN) kurucusu ve ilk başkanıydı…

OSTİM kültürü de almıştı…

Yabancıdan beklenmesin, herkes en iyiyi, en yeniyi, en yerliyi birlikte üretsin diye OSTİM yönetimindeki arkadaşlarıyla birlikte kümelenmelere odaklanmıştı…

O kümelenmelerin paydaşlarının önünü açabilmek adına, kamu alımlarında ve metro, tren, rüzgar enerjisi gibi teknolojik ihtiyaçlarda yerli payının arttırılmasına adamıştı hayatını…

Geriye ne bıraktı?

Çok şey…

Üretmesine, teknoloji geliştirmesine, teknoloji geliştirilmesine önayak olmasına rağmen, “Çok konuşuyorum ama ‘milli üretim’ konusu çok önemli. Gerekirse bin kez anlatılmalı!” derdi Sedat Ağabey…

Bu çabasıyla, anlamamak için diretenlerin de bir şeyler anlamasını başardı…

Mekanı cennet olsun; OSTİM başta olmak üzere, ayakta duranlarımızın başı sağolsun…

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar