Başçı 4 Şubat'ı coştu da mı söyledi, yoksa ocak enflasyonunu biliyo

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın yılın ilk enflasyon raporunu açıklayacağı toplantıda dikkatler doğal olarak 2015 enflasyon oranının değişip değişmeyeceğindeydi. Ama Başçı, kimi yorumlara göre, bir merkez bankası başkanından pek de beklenmeyecek bir açıklamayla ocak enflasyonunun belli olacağı 3 Şubat'tan hemen bir gün sonra Para Politikası Kurulu'nu toplantıya çağırma yetkisini kullanabileceğini belirtti. Ama bunun için bir şart vardı. Bu toplantı, aralık sonunda yüzde 8.17 olan yıllık enflasyon, bir puandan fazla gerileyerek ocak sonunda yüzde 7.17'nin altına indiği takdirde yapılacaktı. 24 Şubat'taki olağan toplantı beklenmeden 4 Şubat'ta gerçekleştirilecek olağanüstü Para Politikası Kurulu toplantısında ne karar alınacağı tabii ki belliydi, faiz indirilecekti.

Başkan Erdem Başçı'nın, 3 Şubat'a şunun şurasında bir hafta kalmışken bu açıklamayla kendini bağlamış olmasının bir anlamı var mıydı, doğrusu pek anlaşılamadı. Denilebilir ki Başçı bu açıklamayla üstündeki siyasi baskıları savuşturmak istedi. Belki... Ama acaba bu işe yarayacak bir adım mı? Bundan sonra enflasyonun her düşme emaresi gösterdiği durumlarda ya da enflasyonun her düşüşünde, gelecekte ne olabileceği fazla irdelenmeden "Enflasyon düşüşü, mutlaka faiz indirimi kararı sonucu doğurur" gibi bir algı yaratılmış olmuyor muydu?

Ocak enflasyonu biliniyor mu? 

Ocak ayındaki enflasyon yüzde 1 olduğu takdirde yıllık oran yüzde 8.17'den yüzde 7.13'e inecek. Bu yıl ocaktaki artışa rağmen yıllık oranın gerilemesi, geçen yıl ocakta yüzde 1.98 artış yaşanmış olmasından kaynaklanıyor.

Yani ocak için yüzde 1'lik enflasyon tüm oranları yerli yerine oturtabilmek ve arzulanan tüm adımları atabilmek için fazlasıyla yeterli bir oran..

Ama, sanki Merkez Bankası'nın elinde daha fazla bilgi var ve bu bilgi setine güvenilerek ocakta daha düşük bir artış bekleniyor gibi. Merkez Bankası her ne kadar ocak sonu için hangi düzeyde bir enflasyon beklediğini açıkça dile getirmiyorsa da, sanki beklenen yüzde 7'nin altı. 
Şöyle düşünelim. Ocak ayı artışı yüzde 1 değil de yüzde 1.1 oldu ve buna göre yıllık oran yüzde 7.24'te kaldı. Ne demişti Başkan Başçı: "Yıllık oran yüzde 7.17'nin altına inerse 4 Şubat'ta toplanırız." 

Merkez Bankası, fiyat etiketi gibi böylesine küçük oranların ardına sığınarak indirimden kaçınabilir mi? Ok yaydan çıktı. Para Politikası Kurulu'nun 4 Şubat'ta olağanüstü toplantıya gitmeyip faizi indirmemesi, ancak be ancak yıllık enflasyonun ocak ayında çok az gerilemesiyle mümkündür. Ama Merkez Bankası, ocak ayında yıllık oranı çok az aşağı çekecek bir oran bekliyor olsaydı, böylesine tartışma yaratacak bir toplantı açıklaması yapar mıydı? 

Öyle anlaşılıyor ki, Merkez Bankası ocak ayında enflasyonun yüzde 1'in epey altında artacağını, yani yıllık oranın da yüzde 7'nin altına ineceğini bekliyor. Yüzde 7.17'nin kıl payı da olsa altına inilmesi sorun yaratmaz elbette. Ancak, yıllık oran örneğin yüzde 7.20'ye, 7.30'a, hatta 7.40'a bile gerilese, Merkez Bankası yöneltilecek baskıyı kesinlikle göğüsleyemez.

TÜİK zarar görüyor

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, bankanın 21 şubesinin gıda maddeleriyle ilgili fiyat derlediğinden daha önce de söz etmişti, buna dün de değindi. Belli ki Merkez Bankası bu şekilde elde edilen fiyatlarla gıda maddelerinin fiyatındaki seyirle ilgili fikir sahibi olmayı amaçlıyor. Gıdanın TÜFE'deki payı dörtte bire yakın. Diğer yandan petrol fiyatları da izleniyor ve enflasyonun seyri konusunda bir fikir oluşuyor. 

Ancak, bu hengamede arada kalan bir kurum var; TÜİK. Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu'nu olağanüstü toplantıya çağırma kararı alabileceğini duyuracak şekilde açıklama yapıyor. Bu açıklamanın dayanağı, ocak ayındaki muhtemel fiyat artışı. Ama enflasyonun hangi düzeyde beklendiğine ilişkin öylesine iddialı sayılabilecek ifadeler kullanılıyor ki, TÜİK'in enflasyon hesaplaması adeta ikinci planda kalıyor. Merkez Bankası sanki 3 Şubat'taki açıklamayı usulen beklediği havası yaratıyor. 

Yüzde 5.5 olabilir mi?

2015 yılı enflasyonu, orta noktası yüzde 5.5 olmak üzere yüzde 4.1 ile yüzde 6.9 arasında, 2016 enflasyonu ise orta noktası yüzde 5 olmak üzere yüzde 3.2 ile yüzde 6.8 arasında bekleniyor. 

Erdem Başçı, baz etkisinden dolayı ağustos ayına kadar bir iniş beklendiğini ve söz konusu ayda yüzde 5'in görülebileceğini, daha sonraki aylarda ise bu kez baz etkisinin olumsuz etkisiyle yeniden yükseliş yaşanarak yılın yüzde 5.5 düzeyinde kapatılacağını söyledi. 

Yıl ortasında ya da ağustosa kadar yüzde 5'lere gelmek mümkün. Ancak, önceki yılların eğilimlerini ve geçen yılın yaratacağı baz etkisini dikkate alınca yılsonunda yüzde 5.5'te kalabilmek... İşte o pek kolay değil.

Çizilen çerçeveye göre, eylül-aralık döneminde fiyat artışını yüzde 2'de tutmamız gerekiyor. Bu elbette olabilir, ama çok zor. Zor, çünkü önceki yıllar ortalaması bu dönemde yüzde 4 artış yaşandığını gösteriyor. 

Yüzde 0.44 de yok artık

Her şey bir yana, aralık ayına geldiğimizde büyük bir sarsıntı yaşayacağız. Geçen yıl aralıkta adeta piyangodan çıkan yüzde 0.44'lük gerilemeyi bir daha bulabileceğimizi mi sanıyoruz acaba?
Birisi "Yüksek enflasyon" diye ağzını açacak olsa, itiraz sesi ortaklaşa yükseliyor: "Petrol ucuzluyor ya!"

Petrol ucuzlamıyor artık, ucuzladı ve durdu, hatta artıyor. Merkez Bankası bile 2015 ortalamasını 55 dolar alıyor ki, bu düzey şimdikine göre bir artış anlamına geliyor. Dolayısıyla aralıkta ya da yılın herhangi bir ayında (yaz döneminin klasik gerilemeleri hariç) yüzde 0.44 gibi bir düşüşü bir daha bulamayacağız.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar