'Başörtülü bacımızı ne hale getirdiler'

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, grup toplantısında konuştu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Cumhuriyer Halk Partisi (CHP) Lideri Kılıçdaroğlu, Rize'nin İkizdere köyünde, köylülerin HES için yaptığı protestolara askerin sert müdahale etmesini eleştirdi.

"Havva Bir, bir Anadolu kadını. Bizim büyüğümüz. Suyuna köyüne sahip çıkmak istiyor. Coplarla üzerine gidilip dövülüyor." diyen Kılıçdaroğlu, devlet şiddetinin her alana yayıldığını iddia ederek Başbakan Erdoğan'a yüklendi.

Kılıçdaroğlu sözlerine şu şekilde devam etti;

"Fotoğrafta gördüğünüz Havva Bir, bir Anadolu kadını. Bu Anadolu kadının başına ne geldi onu anlatacağız. Rize İkizdere’de HES yapılıyor. Köy susuz kalıyor. "Bizim suyumuzu kesmeyin" diyorlar. Sen misin yolun kenarında oturan. Bakın ne diyor: “Yapılması planlanan santral için zaten az olan suyumuzu elimizden almak istiyorlar. Karayolunun kenarında bekliyorduk. 20 kadın oturuyorduk. Kalkmamız için hiçbir uyarı yapmadılar. "Komutanın saldırın" dediğini duydum. Sonra copla bize vurmaya başladılar. Ben artık askere de polise de güvenmem.

Havva Bir, bir Anadolu kadını. Bizim büyüğümüz. Suyuna köyüne sahip çıkmak istiyor. Coplarla üzerine gidilip dövülüyor. "Başörtülü bacımıza saldırdılar" diyordu değil mi. Başörtülü bacımızı ne hale getirdiklerini görüyor mu acaba? Vatandaşlarımız sesleniyorum. Anadolu kadının gördünüz köyünün suyuna sahip çıkmak istiyor. Cop, dayak var mı var. Bunlara karşı çıkmak hepimizin görevi. Bütün Anadolu kadınlarına sesleniyorum. Havva’nın başına gelenler yarın sizin başınıza da gelebilir. Kime karşı bir diktatör bozuntusuna karşı."

İşte Kılıçdaroğlu'nun grup konuşmasından satır başları:

'Nazım Hikmet bir vatanseverdir. O bir vatan şairiydi, o bir özgürlük şairiydi.  Onun vasiyeti var, beni Anadolu’da bir çınar ağacının altına gömün. 76 milyon yurttaşa vasiyettir, 76 milyon yurttaşın bu vasiyetinin gereğini yapması lazım. 76 milyon yurttaş, rüzgara karşı yürüyen Nazım Hikmet’i Anadolu’ya getirmelidir. Bana sorarsanız nerede olmalıdır diye. Gezi Parkı’nda olmalıdır, bir çınar ağacının altında. Neden? Gezi Parkı eylemlerini anlatan en güzel şiir Nazım Hikmet’e ait. Ne diyordu Nazım? Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine yaşamak.

"Gezi'de karizması çizildi'

Bir diktatör bozuntusunun karizması çizildi Gezi eylemlerinde. Bunu sindiremedi hala içinde kin var. Şiddetten bu kadar zevk alan başka politikacı yoktur herhalde 21. yüzyılda. Bir iç savaş çıkarmayı bile göze aldı. Halka açıkça yalan söyledi. Camide içki içildi diyor. Camide içki içilmedi. Hala aynı teraneler. Başörtülü bacılara 30-40 kişi birden saldırdı dedi. Gerçek ortaya çıktı ki böyle bir şey yok. Bunların görüntülerini de yayınlayacaktı. Yayınladı mı?

"14 Yaşında çocuğa terörist muamelesi yapılır mı?"

Bir ülkenin başbakanına yalan söylemek yakışır mı? Yalancıdan başbakan olmaz. Yalancıdan adam da olmaz. Eğer bir ülkenin başbakanı yalan söylerse çıkıp milletten özür diler. 14 yaşındaki Berkin Elvan'ı terörist diye miting meydanlarında tanıttı. 14 yaşındaki bir çocuğa terörist muamelesi yapılır mı? Maalesef yapıldı.

Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni teröristi başörtülü bir Anadolu kadını. Rize İkizdere ilçesinden. Bu Anadolu kadınının başına neler geldi onu anlatacağım. İkizdere Şimşirli köyünde HES yapılıyor. Sular kesiliyor. Kadınlar suyumuzu kesmeyin deyip yolun kenarında oturuyorlar. Bunu haber yapan Birgün gazetesine de gerçekten teşekkürlerimi sunuyorum.

"Dayak var, sopa var..."

Köyünün suyuna sahip çıkmak istiyor cop var mı var, dayak var mı var. Bunlara direnmek hepimizin görevidir. O zaman bütün Anadolu kadınlarına sesleniyorum. Havva'nın başına gelen yarın sizin başınıza da gelebilir. O zaman bir diktatör bozuntusuna karşı ortak mücadele edeceğiz. Dayak var, sopa var. Hiç çıkıp demiyor benim başörtülü bacıma saldırdılar. Başbakan kendisi gibi düşüneni dost, diğerlerini düşman görüyor.

Çoğu gazete bunu haber yapmadı. Niye? Recep Tayyip Erdoğan üzülür diye. Haksızlıklara karşı hep beraber direneceğiz. Umudu yitirmeyeceğiz. Örneğini Yalova'da gördük.

"Ona da cübbeni çıkar diyecek mi?"

23 Temmuz 2004 hızlandırılmış trende 41 kişi öldü. Dava zaman aşımına uğradı. Ölenler öldükleriyle gittiler. Uludere’de 34 kardeşimiz öldürüldü. Ne oldu? Ailelere para verdiler. Aileler hala bekliyor failler ne zaman çıkacak diye. 9 Eylül 2009 Ayamama deresi taştı 38 kişi hayatını kaybetti. Ne oldu hiçbir şey olmadı. 31 Ocak 2008. Davutpaşa’da ruhsatsız işyerinde onlarca kişi öldü ne oldu hiçbir şey.
Esenyurtt’ta çadır yangınında işçiler öldü.  Afyon’da patlama oldu 25 asker öldü. Aileleri hala adalet arıyor. Tüm bunlardan sonra Diyanet bu açıklamayı yapıyor. Çok merak ettim. Bu açıklamadan sonra Erdoğan cübbeni çıkar siyasete gir diyecek mi diye ama herhangi bir ses çıkmadı.

"Otomobili denizde yürütüyor"

asd5444as.jpg

Fatih Sultan Mehmet 29 Mayıs 1453’te İstanbul’u fethetti. O aynı zamanda bilime sanata büyük önem bir devlet adamıydı. 500’ün üzerinde mimari esere imza attı. Müthiş yaratıcı zekaya sahipti. Bir devleti imparatorluğu dönüştürdü. İlk üniversitelerin kuruluşuna da imza attı. Şimdiki İstanbul’a bakalım. Yeni İstanbul’da Fatih’ten daha zeki biri var çünkü otomobili denizde yürütüyor. Biliyorsunuz yürütme konusunda çok başarılı. 17 ve 25 aralıkta devlet hazinesinin nasıl yürütüldüğünü hep beraber gördük. 30 yıldır İstanbul’u yönetiyorlar. İşte gelinen nokta. Fatih, Haliç’in çevresinde koyun otlatmayı bile yasaklamıştı İstanbul’un güzelliğine halel gelmesin diye. Ayamama Deresi oldu, ders almadınız.

Erdoğan bir mucit. Neydi Erdoğan, jinekolog, Merkez Bankası Başkanı, vantrolog şimdi de bir mucit.
Deniz üzerinde giden dolmuş. Onun mucidi.

"Milli irade rüşveti kabul etmedi"

Yalova'da bir seçim yaptık. Yalova'da her tarafta Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafları. Devletin tüm imkanları oraya yığılmış. Ama Yalova'ya ve Yalovalılara yürekten teşekkür ediyorum. Milli irade rüşveti kabul etmedi. Yalovalılar dik durdular onurlu durdular hepsine yürekten teşekkür ediyorum.''

Bu konularda ilginizi çekebilir