BES katılımcısını koruyalım korumasına da…

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

Ben de bir tüketiciyim. Devletimin beni koruyup kollamasından mutlu olurum. Geçtiğimiz hafta Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın BES ile ilgili demecini okudum. Evet, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) katılımcısı korunup kollanmalı. Bunun sistemden çıkmanın ya da borç almanın kolaylaştırılarak yapılması doğru mu? Sisteme güven artırılmalı, böylece katılımcı sayısı ve fonlarda artış sağlamak amaçlanabilir. Anlaşılan bunun da BES şirketlerinin gelirlerinin düşürülmesi ile yapılması planlanıyor. Fon işletim kesintileri nedeniyle sisteme girmeyen kaç katılımcı vardır diye iyi araştırılmalı. Daha geçenlerde kendi isteğim dışında ısrar nedeniyle açılmış ve kullanmadığım banka hesabımdan 150 TL yıllık hesap işletim ücreti kesildi. Ben bir şey yapamadım. Ekonomik politikalara yön verenlerin sektörler arasında ayrı gayrı yapmamaları gerekir. Ama kamu otoritesi bankalara yapamadıklarını sigorta şirketlerine kolayca yapmaktan çekinmiyor.

BES, Türkiye ekonomisi için çok önemli. Sistemin bugünlere gelmesinde yüzde 25 katkıyı yapan devletimiz kadar, tırnakları ile 5 milyon kişiyi sisteme dahil eden BES şirketlerinin de payı var. Geçen hafta yazdım, tekrar vurgulamakta fayda var. Bu sistem büyüyecekse BES şirketlerinin çabası ile büyüyecek. Ancak bu şirketlerin gelirleri hep bir tırpan yiyor. İlk dokuz yılda kredili hayat sigortası gelirleri ile sistemi 3 milyona taşımışlardı. Son iki yıldır bankalardan hayat sigortası yaptırılmaması için ne gerekiyorsa yapıldı. “Ben devlet olarak yüzde 25 katkı yapıyorum, onlar benim üzerimden para kazanmasınlar” deniliyorsa bu da yanlış. O zaman neden 19 BES şirketine kurulma izni verildi? Üç kamu bankası üzerinden bu sistem hayata geçseydi, o zaman bu başarı yakalanabilir miydi? Sistemdeki birkaç şirket zaten işleyişi durdurmuş durumda. Yeni katılımcı almıyorlar. Sadece fonlar idare ediliyor. Bu gidişle sektörden çıkışlar da başlayabilir. 

Sistemin daha da büyümesi isteniyorsa BES şirketlerini “Stalin’in tavukları” gibi görmemek gerekir. Stalin, halkını kendine kolayca bağımlı hale getirebileceğini ispat etmek için bir tavuk istemiş. Kucağına aldığı tavuğun tüylerini canlıyken tek tek yolmuş, sonra bırakmış. Tavuk can havli ile önce dışarı kaçmış. Üşüyüp içeri girmiş. Sobaya gitmiş sıcaktan yanmış. Tavuğa yem vermeye başlayınca Stalin’in ayaklarının dibinden ayrılmamış.

BES şirketleri Ankara’ya çağrıldı

19 BES şirketinin yöneticileri bir yazı ile Ankara’ya davet edildi. Muhtemelen yarın Hazine’de toplanacaklar. BES şirketlerinin gelirlerine bir indirim daha gündemde. Geçtiğimiz yıl bu konu yine gündemdeydi. Konunun 2016’ya bırakıldığı düşünülürken tekrar gündeme geldi. BES şirketlerinin yöneticileri geçtiğimiz hafta 5 milyonuncu katılımcı töreni için Ankara’ya davet edilmişlerdi. O zaman katılımcıların sistemde kalması için emeklilik maaşı yani irat konusu konuşulmuştu. Bir hafta sonra bütün sektör tekrar Ankara’ya taşınıyor. Akıllara bu konunun bir hafta önce neden konuşulmadığı sorusu geliyor. Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Gökhan Karasu, genç ve deneyimli bir bürokrat. Sektörü takip eden bir gazeteci olarak kendisine tam destek vermeye hazırım. Fakat bir başarı olacaksa kamu otoritesi ile özel sektörün uyumlu çalışmasının da önemine dikkat çekmek isterim. Devlet işlerinde süreklilik önemlidir, varsa geçmişe yönelik anlaşmazlıklara bir sünger çekip beyaz sayfa açılmalıdır. Bundan herkes yarar görür, emin olun. 

Bu arada kıdem tazminatları sisteme devredilir, otomatik katılım, hatta zorunlu BES gündeme gelir, sisteme hızlı katılım olur o zaman şirketlerin gelirlerini tırpanlayın. Ama BES daha bir bebek. Altın yumurtlayacak bu sistemi doğmadan öldürmemek gerekir. Gelirleri azalan şirketlerin hizmet kalitesi de düşerse sonunu siz düşünün. Bu arada BES şirketlerine tanıtım hamlesi de ayrıca havada kalmış olmuyor mu?
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar