Bilançonun gerçek olmaması

Rüknettin KUMKALE
Rüknettin KUMKALE rkumkale.ymm@gmail.com

 

Bilançonun gerçek olmaması ile ifade edilmek istenilen, bilançonun ihtiva ettiği bilgilerin ait olduğu işletmenin gerçek durumunu göstermemesidir. 

Vergi Kanunlarımız ve Tek Düzen Hesap Planı muhasebenin belli bir düzen içinde tutulması için kurallar koymuştur. Bu kurallar ile işletmeler, gerçek mali durumlarını maliyeye, bankalara, piyasaya sunma olanağına kavuşmaktadır. 
Muhasebe düzeni, sadece vergi idarelerine beyanname vermek için kurulmamıştır. Muhasebe düzeni, işletmelerin, mevcut durumlarını, gelecekte yapılacak atılımlarını planlayabilmeleri için gereklidir. 

Bütün bunlardan dolayı işletmelerin bilançoları gerçek olmak zorundadır. 

Artık, Maliye İdaresi ve Bankalar, işletmelerin bilançolarını ve kayıtlarını, Vergi Kanunlarına ve Tek Düzen Hesap Planına uygunluk açısından detaylı olarak inceleme ve yorumlama olanağına sahip, bilgili ve deneyimli elemanlara sahip bulunmaktadır.  Ancak işletmeler denetlenme ve cezalara muhatap olma korkusu ile değil, kendi menfaatleri için bilançolarını hakiki olmalarını sağlamaları gerekmektedir. Bu sağlandığı takdirde, zaten denetim ve ceza gelecek riski ortadan kalkar.

Biz burada, bilançoların gerçeği yansıtıp yansıtmadığını gösteren bazı belirtilerden söz etmek istiyoruz. 
Kasa hesabı, gerçeği yansıtmalıdır. Bu hesap olması gerektiği tutardan fazla olmamalıdır. Olduğu takdirde, kasada fiilen o paranın bulunmadığı anlaşılır. 

Bankalar cari hesapları, bankalarda bulunan mevcut miktarlar ile tutmalıdır. 
Alıcılar hesapları gerçeği yansıtmalıdır. Alıcılar içinde tahsil kabiliyeti olmayan miktarların buradan çıkartılması gerekmektedir. Bu yapılmadığı takdirde yöneticiler hesap bakiyesi kadar bir alacağa sahip olduklarını kabul ederek, ona göre planlarını yapacaklardır. Alacaklardan çıkartılan tahsil kabiliyeti olmayan alacaklar için muhakkak şüpheli alacak karşılığı ayrılmasına gerek bulunmamaktadır. Önemli olan alacaklar (müşteriler) hesaplarının bakiyesinin gerçeği yansıtmasıdır. 

Alınan ve verilen çekler ve senetler hesabı gerçeği yansıtmalıdır. İşletmelerimizde ne yazık ki Hatır senedi veya çeki kullanımına rastlanmaktadır. 

Hatır senedi veya çeki, ticari bir işlem ile ilgili olmadan, karşılıksız olarak tanzim edilerek verilmiş olan çek veya senettir. Hatır senedi ve çeki borçlu konumunda bulunan, gerçekte borçlu olmamasına karşın borçlu görünmeyi hatta vadesinde çek veya senedin bedelini ödemeyi kabul etmiştir. Hatır çeki veya senedi; senedi veya çeki alan tarafın bunu bir finansal kuruluşta kırdırarak bedelinin bir kısmını alması gayesi ile düzenlenir. Bu sayede vadesine kadar kısa vadeli finansman sağlanmış olunur. 

Muhasebe kayıtlarında gösterilmemesi, reeskonta tabi tutulmaması gerekmektedir. 
Ortaklardan alacaklar ve ortaklara borçlar hesaplarının çalışmamasına azami dikkat gösterilmelidir. İşletmelerin ayrı bir kişiliği ortakların ayrı bir kişiliği bulunmaktadır. Ortaklar kendi ihtiyaçları için şirketten para çekmek yerine kanunların izin verdiği şekilde bu ihtiyaçlarını huzur hakkı ödemesi ile yerine getirebilirler. Bunun yanında işletmeye borç vermek yerine sermaye artırımına gidilmesi, işletmenin öz kaynaklarına olumlu katkıda bulunacaktır. 

Hesaplar, hesap planında bulundukları hesapların özelliklerini taşımalıdırlar.  Örneğin, uzun vadeli özelliği bulunan hesapların kısa vadeli hesaplar içinde bulunmamasına dikkat edilmelidir. Bu husus işletmenin cari oranını etkileyecektir. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İnovasyon 16 Ekim 2019
İşletme sermayesi 16 Temmuz 2019