Bir üst lig için cesur reformlar yapılmalı

Suzan Sabancı Dinçer, Chatham House’un, 13 ve 14 Eylül’de Akbank’ın ev sahipliğinde, Sakıp Sabancı Müzesi The Seed’de gerçekleştirilen toplantısında konuştu...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Akbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Chatham House Mütevelli Heyeti Üyesi Suzan Sabancı Dinçer, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin kendisine iddialı hedefler koyduğunu belirterek, “Orta gelir tuzağına takılmayıp, 2023'te dünyanın en büyük on ekonomisi içine girmeye göz dikti. Fakat tam olarak bir üst lige çıkması için, Başbakanımızın da tabiriyle bir restorasyon yapılmalı, cesur reform günlerine geri dönülmelidir” dedi.

Uluslararası siyaset, ekonomi, medya ve iş dünyasının önde gelen temsilcileri, düşünce kuruluşu Chatham House’un, 13 ve 14 Eylül’de Akbank’ın ev sahipliğinde, Sakıp Sabancı Müzesi The Seed’de gerçekleştirilen toplantısında bir araya geldi.

‘Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki Değişim’ ana teması ile düzenlenen toplantılarda Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki değişen düzen, değişen sınırlar, bölgesel aktörlerin çıkar çatışmaları ve büyük güçlerin yaklaşımlarının etkileri ile demokrasi ve ekonominin sorunları ele alındı.

Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, değerlendirmelerinde bu yılki toplantının, küresel ekonomide likidite ve düşük faiz döneminin geride bırakıldığı bir zamanda yapıldığına işaret etti. Suzan Sabancı Dinçer, “Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgede yaşananlar, zaman zaman insanlık trajedisinin en ağır örnekleriyle bizleri çok üzüyor” dedi.

‘Türkiye’nin önemi ekonomik performansıyla doğru orantılı’

Suzan Sabancı Dinçer, şu noktaların altını çizdi: “Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya, tüm dünyanın gözlerinin üstünde olduğu çok önemli bir bölge. Ülkemizin ekonomik ve siyasi değerinden dolayı da her yıl Chatham House, İstanbul’da bu toplantıyı yapıyor. Türkiye’nin önemi, böyle bir coğrafyada, etrafında fırtınalar koparken pek çok anlamda güvenli liman olabilmesinden kaynaklanmaktadır. Suriyeli bir milyonu aşkın mülteciye kucak açabilen tek ülkedir. Fakat unutmamamız gereken bir nokta var. Türkiye’nin siyasi ve stratejik önemi, ekonomik performansıyla doğru orantılıdır. Türkiye son 10 yılda ekonomik açıdan önemli bir değişim geçirdi. Büyüdü. Gelişti. Orta sınıf nüfusunda büyük bir artış oldu. Eğitim seviyesi, sağlığa erişim, hayat standartları iyileşti. Bu değişim Türkiye’nin bölgesinde güç ve etkisinin artmasına da sebep oldu. Geçmiş dönemde elde edilen bu başarıdan aldığımız güvenle yeni dönemde de bu ekonomik ivmelenmenin sürmesi, Türkiye’nin stratejik öneminin daha da artmasını sağlayacaktır.”

Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin kendisine iddialı hedefler koyduğunu dile getiren Suzan Sabancı Dinçer, “Orta gelir tuzağına takılmayıp, 2023 yılında dünyanın en büyük on ekonomisi içine girmeye göz dikti. Ekonomik potansiyeli, genç nüfusu, güçlü bankacılık sistemi ve sıkı maliye politikalarıyla ülkemiz bu hedefine ulaşmak için gereken etkenlere sahiptir. Fakat tam olarak bir üst lige çıkması için, Başbakanımızın da tabiriyle bir restorasyon yapılmalı, cesur reform günlerine geri dönülmeli” dedi.

‘Türkiye'nin yurtdışındaki itibarı zedelendi’

Son 1.5 yılda seçim ortamından kaynaklanan kutuplaşmaların yoğunlaşması nedeniyle çıkan hadiselerin, Türkiye’nin son yıllarda elde ettiği başarılara gölge düşürdüğüne dikkat çeken Dinçer sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin yurt dışındaki itibarında zedelenmeler olmuş, içeride ve dışarıda hukuk sistemi sorgulanmaya başlamıştır. Hep birlikte bu talihsizlikleri hızla onarmaya başlamalıyız. Ülkemizde bu irade var. Sürdürülebilir ekonomik büyüme ve ülkedeki refahın artması için ekonomik ve hukuki reformlar şarttır. İç ve dış yatırımcıya, siyasi yorumculara güven verici ortam sağlanmalıdır. Önümüzdeki likiditenin azalacağı, faizlerin artacağı ortamda yatırımcılar seçici olacaktır. Hükümetimizin programı gerçekten çok kuvvetli; uygulanabilirse başarı ihtimali çok yüksektir. Diğer bir önemli unsur da AB üyelik sürecine yeni bir ivme kazandırılması gereğidir.”