Bizim ekonomimize de “Kurucu hanedanlar” aile şirketleri hakim

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Mc Kinsey’in bir araştırmasına dayalı aile şirketlerinin uluslararası piyasada hakimiyetlerinin artığını ve artmasının süreceğini ele alan bu çalışmadan  hafta başındaki yazımda söz etmiştim,

2005 yılında global 500 şirketin yüzde 15’i aile şirketi iken, 2010 yılında 8 bin uluslararası etkin kuruluşun yüzde 16’sı aile şirketi olmuş. Araştırmaya göre 2025 yılında global etkin şirketlerin sayısı 15 bine ulaşırken bunun içerisinde aile şirketlerinin oranı yüzde 37’ye  yükseleceği bilgilerine yazımda yer vermiştim.

Bu konuyu yazarken bir yandan bizde aile şirketlerinin ekonomimiz içindeki hakimiyetlerinin ne olabileceğini düşündüm. Bir yandan da Mc. Kinsey araştırmasında Türk şirketinin yer alıp almadığını...

Türk aile şirketlerinin ekonomimiz içerisindeki durumu için ISO 2013 Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu listesini taradım.

Kamu ve çok ortaklılar dışında kalan kuruluşlar toplam içerisinde yüzde 90’ı kadar oluşturuyordu. 

Doğaldır ki, bu yüzde 90’a ulaşan firmaların bütünü olmasa da, önemli bölümünün sermaye yapısını uzun yıllara varan gazeteciliğim nedeniyle biliyordum.

Bunların 500 büyük içinde yüzde 70’lere vardığını gördüm.
Aile şirketlerini aile isimlerine göre aldığımda Koç, Sabancı, Eczacıbaşı, Doğuş, Ülker ve Akkökler gibi on yılardır İstanbul’da oldukları için bilinirlikleri olanlar ilk göze çarpanlar oldu.

500 büyükte yer alan Anadolu’nun önde gelen aile şirketlerini de sıralarken, bir çırpıda listeye yazabileceğim, Yaşar, Bodur, Zorlu, Konukoğlu,  Zeytinoğlu, Abalıoğlu, Erikoğlu, Ergür, Özilhan, Yazıcı, Ulusoy, Boydak, Çağlar, Yırcalı, Sönmez, Nakipoğlu, Öksüz, Tosyalı, Yol bulan, Sancak, Keskinoğlu, Görener, Önen, Güral, Arslan ve Sarar gibi aile şirketleri aklıma geliverdi. Doğaldır ki bu liste bir basit araştırmayla iki-üç katına çıkarılabilir.
Ama bu ilk aklıma gelenlerden yaptığım sıralama bile, ekonomimizde aile şirketlerinin önemli bir güç olarak hakimiyetleri olduğunu gösteriyor. 

Mc Kinsey araştırmasından Türkiye’nin kaç şirketinin yer aldığı bilgisine rastlamadım. Ama 2025 yılında sayıları 15 bine ulaşacak olan global şirketlerin artışında yüzde 70’inin gelişmekte olan ülke şirketi olacağı bilgisi yer alıyor. Bu da doğal olarak ülkemizden de  hem global şirketlerimizin sayılarının artacağını, hem de bunlar içinde birçok aile şirketinin yer alacağını ortaya koyuyor.

Son olarak bu konuda aklıma gelen iki noktaya değinmeliyim. Bunlardan biri ekonomimizde aile şirketlerinin durumunu ortaya koyan araştırmalara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Üniversiteler kentlerindeki aile şirketlerini araştırtmalıdırlar. Ve aile şirketlerinde ne kadarının Anayasası olduğunu merak ettiğim için bu konuda araştırmalara da ihtiyacımız olduğuna inanıyorum.

Son söz, The Economist’in değindiği gibi 50 yıl önce profesyonel yöneticilerin global şirketlerde CEO’ların gücü artarken, şimdilerde aile şirketlerinin gücünün artmasının benzeri tabloya ülkemizin de sahip olduğuna inanıyorum...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar