Bu büyüme ile işsizlik atar, bir şeyler yapmak gerek...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Ard arda gelen büyüme, sanayi üretimi ve işsizlik rakamlarının ortaya çıkardığı sonuç “Bu sanayi üretimi ve bu büyüme oranları sürdükçe işsizlik artar” şaklinde karşımıza çıkıyor. Bu tablonun değişmesi için petrol fiyatlarının düşüşü ile enerji faturamızda önemli avantaj elde ederken, buna paralel olarak Ali Babacan’ın son dönemde sıklıkla terarladığı “Yapısal reformlar” döneminin vakit kaybetmeden başlatarak, hem üretim artışını sağlamamız, hem büayümeye ivmelendirmemizle işsizliği çift hanelerden aşağıya çekebiliriz. Aksi halde bu sanayi üretimi ve bu büyüme rakamlarıyla işsizlik artmayı sürdürür yüzde 10’un üzerinde kalmaya devam eder...

Bizi bu yakınmaya iten rakamlar, dün açıklanan yüzde 10.5 işsizlik ile bir süre önce açıklanan 9 aylık dönemin yüzde 2.8 büyüme rakamı ve Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 1.8 gerileyen sanayi üretimi. Bunlara düşük tasarruf oreanını da ekleyebiliriz. Bu veriler bize işsizliği geriletecek bir tablo ortaya koymuyor.

Gelelim dün açıklanan işsizlek verisi ile ilgili rakamları değerlendirmeye:
Ülkemizde 15 yaş üzeri çalışabilir nüfus 57 milyon 175 bin ile toplam nüfusumuzun yüzde 74’ünü oluşturuyor. Bunun 29 milyon 233 bini, yüzde 51.1’i işgücü piyasasına emeğini sunuluyor, geri kalanı 27 milyon 942 bini işgücü piyasasında yer almıyor. İşgücü piyasasına emeğini sunanların 26 milyon 169 istihdam edilirken, 3 milyon 64 bini, yüzde 10.5’u işsiz olarak işarayanlar  içinde yer alıyor.

Buna geniş tabanlı işsiz dediğimiz iş aramaktan vazgeçen ve işbulma ümidini kaybeden 2 milyonz 485 bin kişiyi kattığımızda, işsizler ordusu 5 milyon 549 bine yükseliyor. Geniş tabanlı işsizlikte yüzde 19.1 seviyesine ulaşıyor.

İşsizlik tablosunun bir başka olumsuzluğunu da 15-24 yaş işbizliğinde genç işsizlerin oranında görüyoruz. Genç işsizlerin oranı da kendi yaş gruplarında yüzde 19.1 ile çok yüksek. Bunun nedeni eğitim sistemimiz içinde teknik eğitimin düşük, düz lise eğitiminin yüksek oranda olması. “Ne iş olsa yaparım” diyen lise mezunları da, istenen beceriyi elde edemeyeh üniversite mezunları da genç işsizlik oranını artırarak busonuca neden oluyorlar.

Bu işsizlik oranını aşağıya çekebilmek için büyümeyi artırmamız gerekiyor. Her yıl iş piyasasına emeğini sunan nüfustan kaynaklanan 800 bin 1 milyon kişiye istihdam yaratabeilmemiz için yıllık en az yüzde 5-6 oranında büyümemiz gerekiyor. Oysa, son yıllarda bizim büyümemiz yüzde 3’ler seviyesinde gerçekleşiyor. Bunun sonnucuda bizim karşımıza çift haneli yüzde 10 üzerinde bir işsizlik oranı ortaya çıkıyor.

Şimdi bu tabloyu görüp, yatırımı artırmak için tasarruf artırıcı önlemleri hayata geçirmeliyiz. Yatırımları üretimi  artırcı kılabilmek için üretimde teknolojiyi ve emeğin kalitisine yükselmek durumunda olduğıumuzu bilmieliyiz. Bunun için iş hayatına katılımlarında kalifiye eleman sayısını artırmak için, sanayi yapımıza uygun teknik eleman geliştirmeyi artırıcı eğitimde dönüşüm yolunda adımlar atmalıyız. 

Bütün bunlar için Başbakan yardımcısı Ali Babacan’ın son dönemde tekrarladığı eğitim, hukuk ve vergi reformlarını içeren yeni bir reform paketini hazırlayarak vakit kaybetmeden gündemimize almalıyız.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar