Bu yaz hava kapalı geçecek gibi

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Yazın üçte birini tamamladık. Hava hala kapalı, serin ve yağışlı. Su baskınlarının ardı arkası kesilmiyor. Üstelik bu sadece İstanbul’a has bir durum değil. Kapalı, ıslak ve serin hava tüm Anadolu’da da yaygın. Geçtiğimiz yıl kuraklıktan, bunun üretime olumsuz yansımalarından şikayet ediyorduk. Şimdilerde “bu sene yaz gelmeyecek” söylemine döndü şikayet. 

Benzer bir durum ekonomide de var. Kışı belirsizliklerle geçirdik. Yaz gelince belirsizlikler azalır, risk algısı yumuşar, piyasalar görece daha sakin olur diye bekleniyordu. Olaylar pek böyle gelişmiyor. Örneğin, Yunanistan sorunu dünyayı germeye devam ediyor. Kışın tırmanan gerilim yaz aylarında toparlanır diye düşünülüyordu. Bu nokta aşıldı, toparlanma yok, gerilim bütün sonuçlarıyla devam ediyor. Seçimin sonuçlanmasıyla birlikte Türkiye ekonomisindeki belirsizlikler azalır diye düşünülüyordu. Bu da olmadı. Tersine, Meclis başkanlığı seçiminden sonra adeta seçimin ertesi gününe dönüldü. Kürt güçlerinin Kobani’yi temizlemesinden sonra bu bölgeden kaynaklanan belirsizlik azalır, risk algısı yumuşar diye düşünülüyordu. Bu da olmadı gibi görünüyor. Bu defa da Kürt kantonlarının birleşip, güneyimize bir hat olarak yerleşmesi olasılığı ve bundan kaynaklanan risk algısı sardı ufkumuzu. Anlayacağınız, yaz mevsiminden beklenen sıcak ve yumuşak hava da beklenti düzelmesi de henüz yok ortada.

Yunanistan işi baştan koyduğum teşhise uygun olarak devam ediyor. Yunan ekonomisinin desteklenmesi meselesi pür ekonomik bir bakışla ele alınmaktan çok bir siyasi oyun olarak kurgulandı. Oyunun bir tarafında birikmiş borçlarından kurtulmak, bunun yükünü Avrupa ve IMF’ye yüklemek isteyen Yunan tarafı var. Oyunda Yunan tarafının kozu Euro’dan çıkma tehdidi. Kendilerine yardım edilmezse iflas edeceklerini, Euro alanından çıkacaklarını ve bütün bunların AB’nin bütününü olumsuz etkileyeceğini söyleyerek güç kazanmaya çalışıyorlar. Öteki cenahta ise Yunanistan’ın sorumsuz davrandığını, sorumsuzluğun özellikle maliye yönetiminde gözlendiğini, buradan kaynaklanan kaynak açıklarının sorumsuz biçimde borçlanarak büyük bir borç birikimine neden olduklarını savunan Avrupa Birliği kodamanları var. Bunlar bırakın borç erteleme vb. yollardan Yunanistan’ın desteklenmesini, tam tersine, bu sorumsuzlukların cezalandırılması gerektiğini düşünüyorlar. Bu oyun başından beri bilek bükme yarışı kıvamında sürüp gidiyor. Bazen Yunanistan taviz veriyor gibi görünüp, süreci yumuşatıyor. Bazen de oyunun babaları ufak bir imkan yaratarak ipin bütünüyle kopmasını engelliyorlar. Al gülüm ver gülüm ritminde sürüp giden oyun Yunanistan’da solcu Syriza partisinin iktidar olmasından sonra sertleşti ve daha tavizsiz bir kimliğe büründü. Avrupa kodamanlarının Yunanistan’a diz çöktürüp inzibati bir örnek olarak arenaya atma hevesine şimdi Avrupa’nın muhafazakar eltinin sol siyasetle hesaplaşma, sol partiye geri adım attırma gayreti de eklendi. Siyasetin ekonomi maskesiyle oynadığı oyun bu. Syriza ve onun başındaki Tsipras oyunu bir noktaya kadar getirdiler. Bana kalırsa nefesleri kesilmiş gibi bir izlenim veriyorlar. Referandum sürecini bir tür “şerefli çıkış” yolu arayışı olarak değerlendirmek mümkün. Bu ayın beşinden sonra yeni bir evre başlayacak. Şimdilik bu dönüşün getirdiği belirsizlerden üreyen bir kararsızlık hakim. Sonrasında ne olur bilinmiyor. Yaz böyle, kapalı havada geçer diye düşünüyorum. 

Dışarıda Yunanistan oyunu oynanırken içeride de AKP oyunu oynanıyor. Bu defa oyun alanı genel seçimler oldu. Seçimlerde AKP hem oy hem de Türk siyasetindeki egemen konumunu kaybetti. Ancak seçim sonucunda ortaya çıkan oy ve sandalye dağılımı bu gerçeğin üstünün örtülmesine müsaade edecek flu oldu. Netlikten uzak olan bu sonuç seçim öncesindeki beklentilerin daha iyimser bir formatta yeniden biçimlendirilmesine imkan vermedi. Seçim sürecinde bozulan beklentilerin yükselttiği risk algısı pek değişmedi. Piyasalar AKP’nin tek parti hevesini kıran seçim sonuçlarını olumlu karşıladılar ama bunu ciddi bir gevşeme için yeterli bulmadılar. Tabir caizse piyasalar için hava kapalı olmaya devam etti. 
Seçim oyunu henüz sonlanmadı. Meclis Başkanlığı seçimi sanki AKP’yi yeniden oyunu kurgulayan aktör konumuna yükseltmiş gibi görünüyor. Bundan sonra oyunun en azından bilinen bir oyuncuyla oynanacağı anlaşılıyor. Bu kapalı havanın açmasına, beklentilerin düzelip, risk algısının yumuşamasına yeter mi bilemem. Yazın sonunu bu meselenin çözümü çabalarıyla getiririz diye düşünüyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018