Büyümeye tersten bakmak…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Aleksis Çipras…

Yunanistan’da radikal sol koalisyonun lideri…

“Kazanırsa, diğer Avrupa ülkelerine de örnek olur ve Avrupa’da büyük sıkıntıların önü açılır” denildi…

“Diğer Avrupa ülkelerindeki işçiler, emekliler de ayaklanır, haklarından fazlasını istemeye başlar. Bu, kamu açıklarının daha da artması demektir” denildi…

“Geniş halk hareketlerine vesile olur” denildi…

*    *    *

Herkes konuştu…

O konuşmalar ışığında çizilen tabloda, görülmesi gereken şey saklandı…

*    *    *

O dönem, hak arayan halklar zaten ayaktaydı…

Çipras ise analitik düşünenler için Avrupa’nın orta vadede çözümüydü…

Analitik düşünemeyen halka, “O bile beceremedi!” hissi verilecekti…

Ve plan gerçekleşti…

*    *    *

Herkes suskun şimdi…

Analitik düşünmeden hak arayanların çoğunluğu, mevcut hakların çalışarak kazanıldığını ve ancak çalışarak kaybedilemeyeceğini anladı…

*    *    *

Türkiye için de birkaç konuya tersten bakalım isterseniz…

*    *    *

Son dönemde Türkiye’nin bazı sanayi şehirlerinde sesler yükseliyor…

Ekonomide yaşanan durgunluğun kredi dönüşlerini etkilediği / etkileyeceği, sanayicilerin yüksek vade farklarına katlanamayacağı ve bazı şirketlerde çöküş yaşanacağı dillendiriliyor…

Bu konuşmalar ışığında çizilen tabloda da bir şeyler saklanıyor…

*    *    *

Birincisi, bankalar muslukları açmış, her gelene kredi veriyordu…

Karar alıcılar bu durumu ekonominin canlanması, üretimin artması için öncelikli yol kabul ediyor ve tüketici kredileri dışında kalan oransal kredi artışına ses çıkarmıyordu…

*    *    *

Kredi alanların çoğunluğu değil ama önemli sayılabilecek bir bölümü, öz kaynağı olmadığı için sadece aldıkları kredi ile iş yapabiliyordu…

Farklılık gösterenler, ürün geliştirenler, “şu adam kazanıyor, biz de yapalım” demeyenler diğerlerinin içinden ayrışıyor, sıkıntılı dönemlere de dayanabiliyordu…

*    *    *

Farklılık gösteremeyenler ne yapıyordu?

Haksız rekabete zemin hazırlıyor, mal veya hizmetini satabilmek için fiyat kırıyordu…

Kırılan bu fiyatlar, piyasadaki diğer oyuncuları olumsuz etkiliyordu…

Yani, günü kurtarmaya çalışanlar, uzun dönemli yatırımlara da sekte vuruyordu…

Bankaya bağımlı bu mal ve hizmet üreticileri günü kurtarmaya çalışırken banka kredisini de ödeyemiyordu…

Ödenemeyen bu krediler ise bankalara ek maliyet doğurdu…

Öz kaynağa sahip ciddi yatırımcılar burada da etkilendi, çünkü dönmeyen kredilerin maliyeti de onlara yüklendi…

*    *    *

“Bazı sanayi kentleri patlayacak”, “Firmalar batacak” şeklindeki söylentilerin özü bu…

Bu söylentiler sonucunda bankalar, bir süre, kılı kırk yararak kredi vermeye başlayacak…

Günü kurtarmaya çalışanlar elenecek…

Uzun vadeli düşünenler ve farklılık yaratanlar ise küçük yol kazasından sonra yoluna devam edecek…

*    *    *

Sonra…

Herkes susacak…

Analitik düşünmeden hak arayanların çoğunluğu, mevcut hakların çalışarak kazanıldığını ve ancak çalışarak kaybedilemeyeceğini anlayacak…

*    *    *

Dün gelen yüzde 3.8’lik ikinci çeyrek büyüme ve 3.1 milyar dolarlık cari açık rakamlarını yine düzden okuyacağız…

Teröre, kura, faize, FED’e, Avrupa’ya, Çin’e, komşulara bağlayıp kimimiz iyi, kimimiz kötü diyeceğiz…

Ve yine, analitik düşünmeden hak aradığımızı, mevcut hakların çalışarak kazanıldığını ve ancak çalışarak kaybedilemeyeceğini unutacağız…

Ve ‘kahraman’ aramaya devam edeceğiz!

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vesile… 04 Mart 2024