Futbolda şiddet ve “gün ışığı” projesi

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın geçtiğimiz günlerde futboldaki şiddeti azaltmak amacıyla “gün ışığı” projesinin uygulanmasını tartışmaya açması kamuoyunda farklı tepkiler uyandırdı. Konuyla ilgili bir gazetede okuduğum “Özellikle gece maçları öncesi, gün boyu alınan alkolün de olayların patlamasında ve futbolda şiddetin körüklenmesinde önemli bir faktör olduğu savunuluyor.” cümlesini tamamen reddettiğimi söylemem olanaksız. Açık söylemek gerekirse, bilhassa İngiltere’de holiganizm üzerine yapılmış sosyolojik çalışmalarda bu saptamaya paralel sonuçlar elde edilmiş. Üstelik Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı “tribünlerde uyuşturucu var” açıklamasının tüylerimizi diken diken ettiğini de belirtmek zorundayız. Peki, bu noktadan hareketle maçları gündüz oynatmak ne kadar mantıklı? Stada girişte tespit edilip çözülebilecek bir mesele dolayısıyla alınacak kararın futbola etkilerini görmezden gelmek mümkün mü? Kabul edelim ki, yayıncı kuruluş özünde kar amacı güden bir ekonomik yapı ve maçların gündüz oynanması dolayısıyla kaybı büyük olacaktır. Üstelik Kulüpler Birliği Vakfı Başkan Yardımcısı ve Kardemir Karabükspor Kulüp Başkanı Nevzat Şahin, vakıf olarak yaptıkları değerlendirmede, bu uygulamanın şimdilik mümkün görünmediği kanaatine varıldığını açıkladı. Konuyu desteklemekte kullanılan argümanlardan bir tanesi de Avrupa’daki örneklerden yola çıkılarak, gündüz maçlarının aileleri statlara çekeceği iddiası ama Avrupa stadyumlarında bulunan sosyal imkânların bizde karşılık bulduğunu söylemek zor. Bu konuda girişimleri bulunan (alışveriş merkezi, sinema, otel, gösteri merkezi gibi sosyal alanları stadyumlara entegre etmek) kulüpler de rant sağlamakla itham edilip proje geliştirdiklerine pişman ediliyor. Maalesef durum bu.
Aslına bakarsanız futbolumuzdaki şiddet olaylarının kökenine inip çözüm yolunda adımlar atmak için Einstein olmaya da gerek yok. Örneğin, bu konuda yapılan dış kaynaklı bir çalışmada; İngiltere’de sosyal sınıf farklarının, Kuzey İrlanda ve İskoçya’da mezhepsel ayrımların, İspanya’da nasyonalizm kaynaklı alt kimlik tanımlarının, İtalya’da ise tarihsel süreçte yaşanan politik zıtlıkların ve kavgaların holiganizme temel teşkil ettiği saptanmış. Ya bizde? Ne politik kavgalar, ne mezhep ayrımları, ne sınıfsal farklar ne de ulusçuluk olgusu. Zaten meselenin kökeninde böylesine ciddi bir ayrım yatsa; Fenerlisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı, Trabzonlusu, Bursalısı, Göztepelisi, Karşıyakalısı on binler halinde ve kol kola Taksim’e yürümezlerdi. Hatta bir adım daha ileri giderek şu tespiti yapmak da mümkün: Türkiye’de bilhassa 18-25 yaş grubu taraftarların takımlarına duydukları aidiyet, oy verdikleri siyasi partilere besledikleri sempatinin kat be kat üzerinde. Günün birinde bir politikacı “ya takımını bırak ya partiyi” şeklinde rest çekecek olursa, duyacağı cevaptan hiç hoşnut kalmayacaktır. Hiç şüphe yok ki, ülkemizde zaman zaman parlayan şiddetin birinci derecede sorumlusu başkanlar, yöneticiler ve medya. Kulüp başkanları “başkomutan” edasıyla demeç vermeyi bırakıp basın da her kıvılcıma 98 oktan benzinle yaklaşmazsa, durumun kontrol altına alınabileceği kanaatindeyim. Örneğin biten sezonda bir gazetenin manşetinden Kayserispor’a yapılan terbiyesizliği kaç kişi gördü, kaç kişi konuştu, kaç kişi yazdı? Yetkili, sorumlu ve yaptırım gücü olan bir “basın etik kurulu” bu konuda atılması gereken ilk adımlardan biridir bence.

Dünya liglerinden haberler

• Barcelona forması giyen Gerard Pique, Real Madrid’in eski teknik direktörü Jose Mourinho’nun El Clasico’larda sergilediği davranışlardan dolayı İspanyol futboluna zarar verdiğini ifade etti. Başarılı stoper, “Oyuncuların tamamının olgunluğuna inanıyorum. Ama çizgiyi geçtikleri anda ortam geriliyordu. Yine de buna rağmen ‘yeter’ diyen oyuncular vardı. Fakat Mourinho bunlardan biri değildi.” sözlerini kullandı.

• Arsenal’in savunma oyuncusu Laurent Koscielny’nin menajeri Stephane Courbis, Barcelona ve Bayern Münih’ten teklifler aldıklarını açıkladı. oyuncunun menajeri, Eurosport Fransa’ya verdiği demeçte “Henüz bir temasa geçmedik. Ama Bayern Münih ve Barcelona’nın transfer listesinde yer alan 3-4 isimden biri olduğunu biliyoruz.” ifadelerini kullandı. Koscielny, 2009 yılında transfer olduğu Arsenal’de 119 karşılaşmada görev aldı ve 10 gol kaydetti.

• Valencia’nın yıldız futbolcusu Roberto Soldado, takımında mutlu olduğunu söylese de, gelebilecek olası tekliflere kapısını kapatmadığını ifade etti. Golcü futbolcu, “Valencia’da çok mutluyum ama tekliflere de açığım. İspanya’dan ayrılınca başarısını sürdüren birçok meslektaşım var. Premier Lig ve Bundesliga, tüm oyuncular için oldukça cazip. Ben de bu liglerde oynamak isteyebilirim.” ifadelerini kullandı.

• Brezilya’nın hücum oyuncularından Hulk, takımın genel durumunu değerlendirdi. Luis Felipe Scolari’nin kendilerine hücum bölgesinde serbestlik tanıdığını söyleyen Hulk, “Kimsenin kadrodaki yeri garanti değil. Bu Neymar için de geçerli ve bu sayede daha çok çalışıyoruz” dedi.

• Saint Etienne forması giyen Pierre-Emerick Aubameyang’ın babası, oğlunun bu sezon Ligue 1’e yükselen ve Radamel Falcao ile Joao Moutinho gibi yıldız isimleri transfer eden Monaco’da forma giymek istediğini açıkladı. Aubameyang’ın ismi son dönemde Borussia Dortmund, Anzhi gibi takımlarla anılıyor.

• Arsenal’in serbest bıraktığı Brezilyalı orta saha oyuncusu Denilson, eski kulübü Sao Paulo ile sözleşme imzaladı. 2006’da 18 yaşındayken yaklaşık 4 milyon avro karşılığında Arsenal’in yolunu tutan Denilson, Londra ekibinde geçirdiği ilk 3 sezonun ardından ciddi bir düşüşe geçmiş ve kulübeye hapsolmuştu. Arsenal, 2011-12 sezonunda da 2 senelik Sao Paulo’ya kiralanan Brezilyalı oyuncuyu geçtiğimiz ay serbest bıraktı.

Türkiye liglerinden haberler

• Balıkesir Bölgesi üst klasman hakemi Aytekin Durmaz, hakemliği bıraktı. Hakem İşleri Müdürlüğü’ne verdiği dilekçeyle bundan böyle gözlemci olarak görev yapmak istediğini bildiren 43 yaşındaki Aytekin Durmaz, hakemliğe 1992 yılında başladığını, 1996 yılında C, 2000 yılında B, 2002 yılında A klasmanına yükseldikten sonra 2003 yılından bu yana üst klasman hakemi olarak futbola hizmet ettiğini kaydetti.

• Spor Toto Süper Lig’in yeni ekiplerinden Çaykur Rizespor Kulüp Basın Sözcüsü Aykut Ferah, transfer çalışmalarında geç kalmadıklarını, kadroya katacak oyuncuların belli olduğunu ve görüşmelerin sürdüğünü söyledi. Ferah yaptığı açıklamada, ilk olarak iç transferi tamamladıklarını belirterek, geçtiğimiz sezon kadroda olan 15 oyuncu ile yolların ayrıldığını ifade etti.

• Trabzonspor Teknik Direktörü Mustafa Reşit Akçay’ın, “Seni takımımda görmek istiyorum” diyerek aradığı Arjantinli futbolcu Gustavo Colman’dan beklediği cevabı alamadığı öğrenildi. Başta Beşiktaş olmak üzere birçok kulübün yakından takip ettiği yıldız futbolcu, gelen teklifleri değerlendirmek istediğini kulüp yönetimine bildirdi.

• Bucaspor, bonservisini 2,5 milyon TL olarak belirlediği Alparslan Erdem için Sivasspor’la pazarlığı sürdürüyor. Sivasspor Alparslan için iki futbolcu ve bir miktar para önerdi. Bucasporlu yöneticiler ise, bu öneri karşılığında eski golcüleri Abdülkadir, ön libero Adem Koçak ve orta saha oyuncusu Cihan Özkara’yı talep etti. İki kulüp arasında pazarlığın devam ettiği belirtildi.

• Süper Lig’in yeni ekiplerinden Kayseri Erciyesspor, Kosta Rikalı futbolcu Hansell Arauz Ovares ile anlaşma sağladı. Bu futbolcuyu kente davet ettiklerini belirten Basın Sözcüsü Kaan Savruk, sağlık kontrolünün ardından oyuncuyla sözleşme imzalayacaklarını kaydetti. Savruk, yeni sezonda iyi bir takım oluşturmak adına transfer çalışmalarının süreceğini sözlerine ekledi.

• Torku Konyaspor Basın Sözcüsü Güven Öten, yeni sezon kombine fiyatlarının belirlendiğini; transfer çalışmaları kapsamında ise Mersin İdman Yurdu’ndan ayrılan Joseph Boum ve Adanasporlu Marc Kibong Mbamba ile ilgilendiklerini söyledi. Öten, ayrıca Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin 10 Ağustos’ta başlayacak turnuvasında Sivasspor, Gençlerbirliği, Kayserispor ve Eskişehirspor ile karşılaşacaklarını belirtti.