Çiftçiler kuraklığın da sigorta kapsamına alınmasını istiyor

Kuraklık nedeniyle ürün alamama riskiyle karşı karşıya kalan çiftçiler, zararlarını telafi etmek için harekete geçti. Çiftçiler, kuraklığın sigorta kapsamına almasını talep ediyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

SERGÜL KESKİN 

İSTANBUL - Türkiye genelinde son dönemde yağışların yeterli düzeyde gelmemesi nedeniyle birçok bölgede tarımsal kuraklık endişesi yaşanırken, özellikle sulama imkanı olmayan bölgelerde ekilen buğdayların toprakta kuruması ve yeterli oranda çimlenmemesi tarım sigortasının kapsamını yeniden gündeme getirdi. 

Konuya ilişkin DÜNYA’ya konuşan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım sigortası uygulamasının 7 yıldır devam ettiğini, son yıllarda arka arkaya yaşanan kuraklık, sel, don gibi afetlerden sonra üreticilerde sigorta yaptırma isteğinde artış görüldüğünü söyledi. Bu süre içinde sigorta yaptıran üretici sayısı artmakla birlikte, henüz istenilen düzeye gelinmediğine işaret eden Bayraktar, bitkisel üretim konularında 2012’de sigortalanan alan miktarının 12 milyon dekara ulaştığını kaydetti. Ülkemizde Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıtlı toplam alan dikkate alındığında sigortalanma oranı halen yüzde 8.33 olduğunu dile getiren Bayraktar, “Sigortalanan alan oranlarının artırılması için üretici gelirlerinde önemli kayıplar yaşanan kuraklık riskinin de kapsama alınması gerekiyor. Bu konuda Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulu bünyesinde çalışmalar devam etmekte olup, en kısa sürede kuraklığın tarım sigortaları kapsamına alınması beklenmektedir” şeklinde konuştu. 

Sigorta Şirketleri Birliği’nin ortak kararı 

Ayaş Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Dervişoğlu da kuraklığın sigorta kapsamı dışında bırakılmasının sigorta şirketlerinin bağlı olduğu birliğin ortak kararı olduğunu, geçen yıl yaşanan benzer sorun nedeniyle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın borç ertelemesine gittiğini hatırlattı. Ancak bu uygulamanın çiftçinin zararını kaldırmadığını ifade eden Dervişoğlu, “Bu yanlış bir tedbir. Eğer kuraklık da kapsam içine alınırsa yapılan poliçe sayısı yukarı çıkar. Artık çiftçiler de akıllandı. Çiftçiler bu yöndeki taleplerini bize iletiyorlar. Biz de TZOB’a iletiyoruz. Daha üst düzeyde çalışma yapılabilir” dedi. 

Soruna kalıcı çözüm getirilmeli 

Meram Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ataiyibiner de Konya’da son gelen yağışlarla sıkıntının büyük ölçüde ortadan kalktığını, ancak ürün gelişiminde gecikme olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: “Ancak sorunun kalıcı çözümü için kuraklığın da tarımsal sigorta kapsamına alınması gerekiyor. Konya Havzası, Karaman, Niğde bölgesi Türkiye’nin en az yağış alan en kuraklıktan en fazla zarar görecek bölgeler. Bölgede ortalama yağış yağsa da beklenen dönemde yağmamışsa ürün zarar görüyor. Bu nedenle konu önemli bir sorun. Önümüzdeki günlerde talebimizi iletebiliriz” dedi.

Sigorta kapsamındaki tarımsal faaliyetler  

Bakanlar Kurulu Kararı ile 2006 yılında yürürlüğe giren Tarım Sigortaları Kanunu, ilk yıl bitkisel ürünlerde ve seralarda dolu ana riskiyle birlikte yangın, heyelan, fırtına, hortum ek teminatları ülke genelinde, don ise 90 ilçede uygulanmaya başladı. Hayvancılıkta ise, önsoy kütüğü ve soy kütüğüne kayıtlı olan süt sığırları ile kapalı sistemde üretim yapan, biyogüvenlik ve hijyen tedbirlerini almış tesislerde yetiştirilen kümes hayvanları sigorta kapsamına alındı. Her yıl değişik konu ve riskler kapsama dahil edildi. 2014 yılına gelindiğinde ise hayvansal üretim konularında; süt ve erkek besi sığırları, mandalar, koyun, keçi, koç ve tekeler ile kapalı sistemde üretim yapan, bio güvenlik ve hijyen tedbirleri alınmış tesislerde yetiştirilen kümes hayvanları için ölüm riski teminat kapsamına alındı. Aktif (arılı) ve plakalı kovanlar için; fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, taşıt çarpması, nakliye, sel ve su baskını riskleri ile denizlerde ve iç sularda yetiştirilen su ürünlerinin ölüm riski teminatı sigorta kapsamına dahil edildi. Bitkisel ürünler için dolu ana riski ile birlikte, fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, sel ve su baskını ek riskleri paket halinde; ayrıca, açık alanda yetiştirilen meyveler için bu risklere ilave olarak, isteğe bağlı olmak üzere don riski sigorta kapsamına alındı. Seralar için dolu ana riski ile birlikte fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, taşıt çarpması, kar ve dolu ağırlığı ile sel ve su baskını ek riskleri paket halinde sigorta kapsamına dahil edildi.

Bu konularda ilginizi çekebilir