Çocuklarınız hayata hazır mı?

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Gülpınar’da bir profesyonel çocuk

Yastık yaptıracaktık. Daha önce de bize bu işleri yapan ustayı arıyorduk Gülpınar’da. Ustanın yeni dükkanına gittik. Dükkan, yörenin süper marketi gibi bir yerdi; gıda hariç her şey vardı. Ama bizim aradığımız, usta idi; o da yoktu. Kasadaki çocuk “Buyurun, ne istemiştiniz” dedi.  “Usta nerede?” diye sorduk.  “Babam evde” dedi. “Çağırabilir miyiz?” Çocuk: “Çok iş var. Düğün hazırlığı var; inşaat var. Gelemez babam.” Bunun üzerine “O zaman telefonla konuşalım” dedik. Çocuk telefonla babasını aradı, sonra da telefonu eşime verdi. Bir çözüm bulunmuştu. Usta, pamuğu dükkana yollayacaktı. Beklerken çocukla konuştum ve çalışmasını gözlemledim.

Çocuk 6. sınıfa gidiyordu. “Ne olmak istiyorsun?” diye sordum.  Çocuk güldü; “Meslek tercihlerim zaman içinde değişiyor” dedi “Peki, bugünlerde ne olmak istiyorsun?” dedim. “Bu işi yapmak istiyorum” dedi. “Peki bu işte en sevdiğin şey nedir?” diye sordum. “Müşteri beklemek, müşteriye hizmet etmek” dedi.

Müşteriye hizmetini yakından gördüm. Dükkandan içeriye bir kadın girdi. Bizim çocuk “Buyurun, size nasıl yardımcı olabilirim? ” dedi. Kadın “Çocuk için hediyelik arıyorum” dedi.  “Çocuk kaç yaşında, kız mı erkek mi?” diye soruları sıraladı bizimki. Kadın da bizim çocuktan böyle bir profesyonel yaklaşım beklemiyordu, gülümsedi. “Bir bakayım da” dedi.

Çocuk, müşteriyi çocuk giyimi bulunan raflara götürdü ve kasaya döndü. Kadın, hediyelerini seçmişti. Kasaya getirdi, “Hediye paketi olacak” dedi. “Birlikte mi, ayrı ayrı mı?” diye sordu bizim çocuk. Ve sonra o hediye paketlerini büyük bir özenle yaptı. Müşteri tam bir memnuniyetle dükkandan ayrıldı.

Beklediğimiz pamuk gelmişti, ama fazla gelmişti. Çocuk babasına telefon etti. “Kaç kilo pamuk yollamıştınız? Ama müşteri 3 kg istemişti.” dedi.  Sonra “Tamam gelmenize gerek yok;ben burada hallederim.” dedi. Bir kantar çıkararak 3 kilo pamuk tarttı, bize verdi. Biz de memnun bir müşteri olarak ayrıldık.    

Bir Yorum
Gülpınar’daki çocuk beni etkiledi. Koca dükkanda satışı tek başına, hem profesyonelce yönetiyordu. Yaklaşımı, müşteri ile iletişimi, problem çözme becerisi yaşının ötesinde idi. Ve de tam bir özgüvenle çalışıyordu. Ama inancım o ki bu çocuk ilerde ne yaparsa iyi yapacaktır ve başarılı olacaktır. 

Üniversite tercihlerinin yapıldığı günlerde şu tür sözleri duyarsınız: “Efendim bizim çocuk şu puanı aldı. Şu okula gidecek.” Evet okullar çocukları hayata, mesleklere hazırlamak içindir. Gülpınar’daki çocuk bu yaşta, şimdiden birikim yapmaya başlamış, hayata atılmıştı.

Acaba çocuklarımızı hayata gerektiği biçimde hazırlıyor muyuz, diye  düşünüyorum. Sadece okullarda edinilen bilgi ve eğitimle bu iş olmuyor. Hangi işi yaparsa yapsın, başarı için bazı temel becerileri de elde etmiş olmak gerekiyor. Bunun için aileye de görev düşüyor. Örneğin, Gülpınar’daki yorgancı, risk almış ve oğluna yetki devretmiş, ona dükkanını emanet etmişti. 

Bazı temel beceriler çocukluktan başlayarak geliştirilir. Örneğin, iletişim. Çocuğunuzun iletişimi nasıl? Ona örnek olabiliyor musunuz? Çocuğunuz sizin dışınızdaki insanlarla iyi bir  iletişim kurabiliyor mu? Yoksa sadece elindeki cep telefonu ile “cell-phone” hücresinden çıkamıyor mu? Yukardaki örnekte, bizim çocuk dükkanda her tür insanla iletişim kurarak bu becerisini geliştiriyordu.

Çocuğu üretken bir birey olarak yetiştirmek çok önemli. Bunun için de daha küçük yaşta emeğin değerini bilmesini sağlamak gerekir. Yoksa anne ve babasını bir ATM makinesi olarak gören, asalak bir nesil yetiştiririz. Yukarıdaki örnekte, yaz tatilinde babasının dükkanını yöneten çocuk, paranın nasıl kazanıldığını görecek, emeğe değer verecektir.

“Hocam, söylemesi kolay. Ama hepimizin çocuğumuzu çalıştıracak dükkanı mı var?” diyenler olabilir. Üste para da verseniz, çocuğunuzun tatillerde, boş zamanlarında çalışmasını sağlayınız. Kabuğunu kırsın, hayata erken alışsın. Yoksa dünyanın en iyi okulundan da mezun olsa, yaşama 1-0 yenik başlar.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019