"Çözüm sürecini kararlılıkla sürdüreceğiz"

Başbakan Davutoğlu, "Çözüm sürecini kararlılıkla sürdüreceğiz. Türkiye'nin her bir köşesinde kamu düzenini kesinlikle zaafa uğratmayacak her türlü tedbiri de almaya kararlıyız" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ŞANLIURFA  - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Çözüm Süreci'ni kararlılıkla sürdüreceğiz ama Hakkari'den Edirne'ye, Muğla'dan Artvin'e kadar Türkiye'nin her bir köşesinde, kamu düzenini kesinlikle zaafa uğratmayacak her türlü tedbiri de almaya kararlıyız" dedi.

AK Parti 99. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı, GAP Tarımsal Eğitim Araştırma Merkezi'nin konferans salonunda başladı.

Toplantıda konuşan Davutoğlu, AK Parti'nin güzel geleneklerin, özgün yaklaşımların partisi olduğunu belirterek, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı geleneğinin AK Parti tarafından başlatıldığını ve yıllardır aksamadan devam edildiğini söyledi.

Gelecek toplantı Edirne'de

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, aralık ayındaki Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın da Edirne'de yapılacağını bildirdi.

Davutoğlu, son bir ay içinde Kahramanmaraş, Kayseri, Bursa, İstanbul, Ankara, Nevşehir-Hacıbektaş, Ağrı-Patnos ve Tunceli’yi ziyaret ederek, etkinliklere katıldığını, yurtdışı itibariyle de Avustralya, Filipinler ve Irak'ta temaslarda bulunduğunu hatırlatarak, bu temaslarında birçok önemli gündem maddesini tartıştıklarını, önemli kararlara imza attıklarını ve kararların hayata geçirilmesi için eylem planları hazırladıklarını anlattı.

Davutoğlu, 16/9 Kuleleri eleştirisine yanıt verdi

Davutoğlu, kendisini 16/9 Kuleleri üzerinden eleştiren ve "O binaları tıraşlamazsan başbakan değilsin" diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu'na, "Kılıçdaroğlu hiç dertlenmesin, herkes onun halini de görüyor, bizim şefkatimizi, kudretimizi de" yanıtını verdi.

"En kısa zamanda TBMM'de görüşülerek karara bağlanacak"

Çalışmalarındaki ilk gündem maddesinin iç siyasi gelişmeler ve demokratikleşme çabaları olduğunu ve 62. Hükümeti kurar kurmaz ele aldıkları ve hiçbir zaman taviz vermeden devam ettirecekleri konulardan birisinin Çözüm Süreci olduğunu dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Ancak 6-7 Ekim olayları, bugün Suruç'u da ziyaret edeceğiz ve orada Suriye'nin her bir kesimine olduğu gibi Kobani'deki kardeşlerimize de bir gönül yakınlığında beraber olduğumuzu göstermek için orada olacağız. 6-7 Ekim olayları sebebiyle ortaya çıkan yeni bir  durum söz konusu oldu. Bazı çevreler Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ayrıca büyükşehirlerimizde Türkiye'nin demokratik atmosferini istismar ederek vandalizme, şiddete yönelmeye kalktılar. Biz bunların karşısında devlet ahlakının gereği olarak soğukkanlı bir tavır sergiledik ve hep şunu vurguladık; Çözüm Süreci kamu düzeninin alternatifi değildir, kamu düzeninin olmadığı yerde Çözüm Süreci hayata geçirilemez. Bu sebeple bu ay içinde iç demokratikleşme anlamında, sosyal ve siyasal sorunlar perspektifinde üç önemli reformu hayata geçirdik. Birincisi İç Güvenlik Reformu ve özgürlüklerin korunması. Sadece 6-7 Ekim bağlamında değil, daha da genel bir çerçevede, güvenliği teminat altına almak açısından değil, özgürlükleri de derinleştirmek açısından çok köklü bir reform paketini hazırladık, bu hafta pazartesi günü TBMM'ye sevk ettik.

Bir taraftan vatandaşlarımızın özgürlükleri ve hakları korunur, bürokraside ciddi kolaylaştırmalara giderken, diğer taraftan güvenlikle ilgili yeni bir yapılanma esas alındı. Birçok bürokratik işlem kolaylaştırıldı, isim değiştirmeden pasaport almaya kadar, vatandaşlarımızın devletle olan ilişkilerinde devletin vatandaşımıza, borcu olan en kısa, en doğru yoldan hizmet götürme taahhüdünü yerine getirecek tedbirler aldık. Daha etkin ve koordineli bir güvenlik yapılanmasıyla ilgili jandarmamızın sicil ve diğer alanlarda, mülki görevler bağlamında İçişleri Bakanlığımıza doğrudan bağlanması ve bazı süreçlerde yeniden yapılanması için adımlar atıldı."

Başbakan Davutoğlu, son yaşanan olaylardan edinilen tecrübeyle özellikle toplantı ve gösteri hakkının kullanılması esnasında ortaya çıkacak istismarları yok edecek, toplantı ve gösteri yapma özgürlüğünü teminat altına alacak ciddi düzenlemeler getirdiklerine vurgu yaparak, bu düzenlemelerin de en kısa zamanda TBMM’de görüşülerek karara bağlanacağını bildirdi.

Davutoğlu, "Çözüm Süreci'ni kararlılıkla sürdüreceğiz ama Hakkari'den Edirne'ye, Muğla'dan Artvin'e kadar Türkiye'nin her bir köşesinde kamu düzenini kesinlikle zaafa uğratmayacak her türlü tedbiri de almaya kararlıyız" dedi.

6-7 Ekim olaylarına da atıfta bulunan Erdoğan, bu olayları tırmandıranların "Biz belli alanlarda, sadece bir tek siyasi görüşe, bir tek siyasi yaklaşıma izin veririz, farklı siyasi görüşler burada barınamazlar" mesajını iletmek istediklerini belirtti.

Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Onun için parti binalarımıza saldırdılar. Onun için farklı siyasi görüşlere sahip vatandaşlarımızı hunharca katlettiler. Patnos'ta da vurguladığım gibi buradan da Şanlıurfa'dan da tüm AK Parti kadrolarına hem selamlarımı iletiyorum, hem de şu mesajın bilinmesini istiyorum; Türkiye'nin her yerinde siyaset yapmaya, Türkiye'nin her yerinde al bayrağı ve AK Parti bayrağını dalgalandırmaya kararlıyız ve bundan hiçbir şekilde taviz vermeyeceğiz. Şimdi bir sınav günüdür. Eğer gerçekten Çözüm Süreci samimiyetle savunulacaksa, herkes şiddeti, nefret dilini, kini ve en önemlisi de silahı bir kenara koyacak ve Çözüm Sürecini siyasal alanda yürüyen bir süreç olarak her türlü görüşün ifade edildiği ama nihayetinde temel muhatabın sadece millet olduğu bir süreç olarak başarıya ulaştırmaya gayret etmek durumunda herkes. Bu çerçevedeki adımlarımız devam edecek. Hem kamu düzenini teminat altına alacağız, hem de çözüm süreci konusunda son yaptığımız toplantıdan sonra aldığımız kararlar çerçevesinde adamlar atmaya devam edeceğiz."

"Kapsamlı bir çalışma içine girdik"

Hacı Bektaş Veli ziyareti, yaptığı görüşmeler ve son olarak da Tunceli'deki temaslarına değinen Davutoğlu, "Aslında Türkiye'de Alevi vatandaşlarımızla ilgili ortaya çıkmış ve çıkabilecek sorunlarla ilgili çok kapsamlı bir çalışma içine girdik" açıklamasını yaptı. 

Erzincan'ı ziyareti sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kayınvalidesinin vefat haberini aldığını ve ondan sonra da şu ana kadar Kılıçdaroğlu ile ilgili herhangi bir eleştirel cümle kurmamaya özen gösterdiğini bildiren Davutoğlu, bunu taziyesine saygı için yaptığını anlattı.

Kılıçdaroğlu, ailesine tekrar taziyelerini ileten Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Dün de ifade ettim, siyasete bir seviye, karşılıklı bir saygı getirmek gerekir diye. Ama maalesef bugün sabah, havaalanından buraya gelirken, Sayın Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'da yaptığı bir toplantıdaki ifadelerinden anlıyorum ki Kılıçdaroğlu'nun kulakları bu tür çağrılara kapalı. Gönülleri kapalı olanların kulakları da kapalı olur zaten. Gönüllerini açamayanlar, kulaklarını kapatırlar bu tür çağrılara. Orada kullandığı ifadelerle bizi başbakanlığa çağırıyor. Şimdi herhalde herkes Türkiye'nin dört bir yanını dolaşarak bu ülkenin sorumluluğunu üstlenmek için nasıl gayret sarfettiğimizi takip ediyor ve Türkiye'de herhangi bir iktidar boşluğu oluşturmadığımız gibi bütün bu geçiş sürecinde, daha da kuvvetli ve güçlü bir ivme ile kongrelerimizde, seçime hazırlıklarla geleceğe hazırlandığımızı görüyor. Hiç Kılıçdaroğlu dertlenmesin, onun halini de görüyor herkes, bizim kudretimizi de görüyor, bizim şefkatimizi de görüyor."

"Herkes 'hafazanallah' der..."

Kılıçdaroğlu, kendisini kitlesi nezdinde tatmin edebilmek ve partiden ayrılanları itham edebilmek için, "CHP'nin iktidar olamayacağına inananlar partiyi terk etsin" dediğini anımsatan Davutoğlu, "Kendisinin de inandığını zannetmiyorum, böyle bir kriter koyacaksa önce kendisinin kapıdan çıkıp gitmesi gerekecek" dedi. 

"Bir anket yapılsın Türkiye sathında, CHP'nin iktidara geleceğine inanan kimse çıkar mı?" sorusunu soran Davutoğlu, şunları dile getirdi:

"Hadi böyle bir ihtimal zuhur etse, herkes 'hafazanallah' der. 'Allah bizi muhafaza etsin' der çünkü CHP iktidarlarının ne getirdiğini biliyor. Kendi partisinin geçmişiyle yüzleşemeyen Kılıçdaroğlu, sadece tek parti geçmişi değil, yakın geçmişiyle de yüzleşemeyen Kılıçdaroğlu, bize meydan okumaya kalkıyor. Tunceli'de, Dersim'de oradaki kardeşlerimizle kucaklaştık, emin olunuz Şanlıurfalılar, ben her birine teşekkür ediyorum. Gerek cemevinde, gerek sokaklarda, gerek kongremizde gördüğümüz hava dolayısıyla... Milletimizin birliğine, beraberliğine güvenim bir kez daha arttı. Patnos'a gittiğimde AK Parti kadrolarında tek bir nebze tereddüt hali görmedim. O vandalizmle belediye binamız yakılmıştı, birçok tahribat yapılmıştı ama AK Parti neferlerinde tek bir tereddüt görmedim. Hepsini alınlarından öpüyorum."

Tunceli'de de AK Partili olsun olmasın hiç kimsenin gözünde nefret hali görmediklerini belirten Davutoğlu, "Hep ışıltı, hep tebessüm, hep güleryüz, hep kucaklama hissi... Sayın Kılıçdaroğlu, Tunceli'ye gitmişken bari bu özelliği alıp gelseydi" diye konuştu.

"MİT Müsteşarına saldırtmaya çalışıyorlar"

Kılıçdaroğlu'nun "Ben devleti kendisinden iyi bilirim" iddiasında bulunduğunu, ardından bu olayla ilgili "Gazetelere bakın" diye konuştuğunu anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Demek ki devleti gazetelerden öğreniyor. Gazete kültürüne dayalı bir devlet anlayışı var. Bir ithamda bulunuyorsunuz MİT Müsteşarlığıyla ilgili, o ithamı ispat görevi sizin üzerinize düşer. Nereden geliyor bu itham biliyor musunuz? Hala bir rövanş peşindeler. Çatı adayını kimler belirledilerse veya CHP'nin önüne kimler dikte ettiyse, aynı kesimler şimdi 'MİT'e saldır' diyorlar. Hani 7 Şubat'ta MİT Müsteşarımıza dönük komplo var ya o komplo sadece MİT Müsteşarımıza dönük değildi, hükümetimize dönüktü, devlete dönüktü ve siyasi istikrarımıza yapılan bir komploydu. Hak ettiği cevabı aldılar. Bir an bile tereddüt etmedik. Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakan olarak da olaya müdahil oldu ve gerekli dirayetle Türkiye büyük bir badireden kurtuldu. Şimdi orada MİT Müsteşarımızı hesaba çekemeyenler, MİT Müsteşarımız üzerinden milli iradeyi hesaba çekemeyenler, şimdi anlaşılan o paralel çete, Kılıçdaroğlu'na yeni bir tüyo veya yeni bir malzeme vererek MİT Müsteşarına saldırtmaya çalışıyorlar. Bunun arkasında başkaları da var. Bunun arkasında Milli İstihbarat Teşkilatımızın son 4-5 yıl içinde çok köklü bir yeniden yapılanmayla dış istihbaratta kazandığı kapasiteyi kıskanan dış çevreler de var. Milli İstihbarat Teşkilatımız öylesine köklü bir dönüşümden geçti ki. Bunu iftiharla söylüyorum, gidip brifing aldığımda da gördüklerimden çok memnun oldum. Artık Türkiye başka ülkelerin istihbarat elemanlarının at oynattığı, Türk istihbaratının ise dışarıda buna tepki veremediği bir konumda olmayacak. Kılıçdaroğlu eline verilen bazı notları düşünmeden okurken bütün bunları gözden geçirmek durumunda."

Davutoğlu, iddialara ilişkin ciddi bir delil varsa ortaya konulması gerektiğini ifade ederek, "MİT Müsteşarlığımız da devlet kurumlarımızın hepsi de sadece bu devlete hizmet eder, bu millete hizmet eder. Bu hizmetleri dolayısıyla bizim her zaman takdirlerimizi de alırlar ve hiçbir devlet kurumumuzu bu tür iftiralara karşı korunaksız, dayanaksız bırakmayız. Bunun böyle bilinmesini isterim" diye konuştu.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir