Devamı gelir mi acaba; işsizlikte son 10 yılın en iyi başlangıcı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

2008 bazlı nüfus projeksiyonu dikkate alınarak 2005 ve sonrası için oluşturulan işgücü istatistikleri, işsizlik oranında en iyi başlangıcın bu yıl gerçekleştiğini ortaya koydu. TÜİK’in dün yaptığı açıklamaya göre, ocak ayındaki işsizlik oranı yüzde 10.1 oldu. 2005-2013 döneminde ocak ayları itibariyle bu orana en yakın gerçekleşmeler yüzde 10.2 ile 2012’de ve yüzde 10.6 ile 2013’te sağlanmış, önceki tüm yıllarda ise ocak ayı oranı yüzde 11’in üstünde oluşmuştu. Hatta, kriz etkisiyle 2009 ve 2010 yıllarının ocak aylarındaki işsizlik oranı yüzde 15.5 ve yüzde 14.5 ile rekor düzeylere çıkmıştı.

Yani yıla başlangıç iyi, hatta tahminlerin ötesinde iyi. Zaten geçen yıl da son 9 yılın ikinci en düşük oranıyla kapatılmıştı. Geçen yılın aralık ayında yüzde 10 olan işsizlik oranı, 2011’in aynı ayında yüzde 9.8 olarak gerçekleşen orandan sonraki en düşük düzeye işaret ediyordu.
Ocak ayı olarak açıklanan yüzde 10.1, aralık-ocak-şubat döneminin ortalamasını gösteriyor. Dolayısıyla, aralıktan ocak ayına geçişte zaten çok yüksek bir dalgalanma beklenmiyordu. 

Koruyabilmek önemli

Türkiye’de işsizlik oranının en yüksek olduğu iki dönem, ilk çeyrek ile son çeyrek. Bu da tümüyle mevsimsel etkenlerden kaynaklanıyor. Dolayısıyla ocak ayında yüzde 10.1 olan işsizlik oranının şubat ve martta biraz yükselmesi beklenmeli. Sonrasında ise düşüş başlayacaktır; ama ne ölçüde?
Ama acaba bu düşüş, geçmiş yıllarda yaşandığı ölçüde olacak ve işsizlik oranı bir çanak eğrisi çizecek midir, yoksa bu yılın ortasında kayda değer bir gerileme sağlanması mümkün olmayacak mıdır, önemli olan budur. 

2014-2016 dönemine ilişkin orta vadeli programda, bu yılın ortalama işsizlik oranı yüzde 9.4 olarak öngörülüyor. Bu oranın önemi yok. İki nedenle yok. Birincisi, bizde OVP hedefleri ne yazık ki büyük çoğunlukla zaten tutmuyor. İkincisi ise hedefler tutuyor olsa bile bu yıl öylesine büyük belirsizlikler bizi bekliyor ki, gerek işsizlik, gerek başka hedeflerin tutmaması değil, tutması şaşırtıcı olur.
Ayrıca, bir yandan işsizlik azalsın arzusundayız, doğal olarak; bir yandan da ekonomide başka tahribatlar ortaya çıkmasın diye talebi daraltacak adımlar atıyoruz. Bu yöndeki en somut adım da kredi kartlarına getirilen taksit sınırlandırması. Birçok sektör, bu yüzden şimdiden sıkıntı yaşamaya başladı bile. 

Dolayısıyla, işsizlikte yıla iyi bir başlangıç yapmak önemli, ancak bunu sürdürebilmek ve koruyabilmek çok daha önemli!

Biraz önce de vurguladık; bu yıl işsizlikte belirgin bir  çanak eğrisi görmeme ihtimalimiz hayli fazla. Büyümenin, yüzde 4’ün çok altında kalacağı, hükümet tarafından bile kabul ediliyor. IMF tahminini aşağı çekiyor. Bütün bunlar bize işsizlik olarak dönecek elbette.

Hesaplama yöntemi değişiyor

Bu arada hanehalkı işgücü istatistiklerinde veri derleme yönteminde değişikliğe gidilecek. Bu değişiklikle ilgili ilk bilgilendirme daha önce yapılmıştı. Buna göre, 15 Mayıs’tan itibaren istihdam ve işsizlik verileri yeni projeksiyona göre yayımlanacak.
Yeni uygulamada her hafta veri derlenecek. Böylece, 52 haftanın tamamına ilişkin veri elde edilmiş olacak. Mevcut uygulamada her ayın ilk haftasında derlenen verilerle yetiniliyordu. 
Kent-kır ayrımına da son verilecek yeni istatistik serisi acaba işsizlik oranını nasıl etkileyecek? İşsizlik daha mı yüksek görünecek, yoksa çoğumuzun aklına geldiği gibi oranın daha düşük görünmesi mi sağlanmaya çalışılacak? 

TÜİK Başkanı Birol Aydemir, yeni projeksiyonun işsizlik verilerine etkisine ilişkin soru üzerine, “Eski veriye göre bazı dönemlerde artış, bazı dönemlerde azalış yönünde etki doğabilir” diye konuştu. Aydemir, yapılan değişikliklerin tek bir yönde net bir etkisi olacağını öngörmediklerini de belirtti. 

capture-20140415-215502.jpg
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar