Dış ticaretin kuralları...(1)

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ sefik@utided.org

Rahmetli Turgut Özal’ın Türk insanını döviz taşıma korkusundan kurtarmasından bu yana, sokaktaki karpuzcudan seyyar domates satıcısının cebine kadar her yerde yabancı paralara rastlar olduk. Herkesin döviz kurlarından haberi var artık. Meşhur “Türk Parası’nın Kıymetini Koruma Kanunu” dış ticaret erbabı için öcü olmaktan çıktığında, meslekte bir on yılı devirmek üzereydik ve “Aman mevzuat hazretlerine takılma” korkusunu bütün şiddetiyle taşıyorduk. Şimdi isterseniz sattığınız ürünün dövizini getirmeyin, kambiyo suçu yok. Derdinizi Maliye’ye anlatın. 

En sıkı kambiyo kurallarını yaşayan ve bütün bu gelişmeleri izleyen birisi olarak, şimdi dış ticaretin tereyağından kıl çeker gibi yapılması gerektiğini düşünüyorum. Düşünüyorum düşünmesine de küresel köyün oyuncuları buna pek de olanak vermiyor. Artık dış ticaret denkleminin içerisindeki bir çok parametreyi anlamak ve ondan sonra bu denklemi çözmeye kalkışmak durumundayız. Çünkü iletişim dünyasına “İnternet” adında yeni bir öcü girdi ki her konuyu hallaç pamuğu gibi atmakta üstüne yok doğrusu. Her şeyden önce “Rekabet” denilen rahatsız edici sözcüğün, sadece fiyattan ibaret olmadığını anlamak zorundayız. Yılların ihracatçısı olarak fiyatın önemini yadsımamız mümkün olamasa da “İşler sonunda dönüp gelip fiyata yaslanıyor” ifadesinin, biraz da kaderciliğin ifadesi gibi kullanıldığını düşünüyoruz. 

Pek sık olmasa bile her geçen gün artan sayıda iş insanımızdan “Çin’e ihracat yapıyoruz” ifadesini duymak bizi keyifl endiriyor. Hem de bitmiş ürün ihraç ediliyor. Burada sormazlar mı “Hani Çin rekabeti piyasayı öldürüyordu.” İthalatçılarımız kızmasın amma, gidip Çin piyasasından en ucuz ve en kalitesizleri getirip satmaya çalışırlarsa, imaj da öyle oluyor. İşin aslına bakarsanız Çin’de çok kaliteli amma fiyatı da bir o kadar yüksek ürünlerde 

Biz hangisiyle rekabet edeceğiz? 

Rekabeti yapanlar biz yöneticileriz. Zavallı işletmeler bizim elimizin altındaki kuklalar. Zor durumdaki işletmeleri ele alıp kârlı işletmelere çeviren yönetici hikayeleri olduğu kadar, kârlı işletmelere gelip sonra batıran basiretsiz yöneticilerin hikâyeleri vardır kulaklarımızda. Önemli olan karar verebilmek ve kararlı olabilmek. Güncel koşullar zor, aşılması güç olan rekabet koşulları var etrafta. Bize düşen kuralların neler olduğunu öğrenmek, onları içten anlayıp değerlendirmek. Ancak o zaman başarının kapısını aralamak mümkün olabilir. Önce iletişim ile başlayacağız. Bir şarkı sözünde olduğu gibi “Konuşuyoruz amma anlaşamıyoruz” durumuna düşmemek için, hedef pazarlarımızda geçerli dilin ne olduğunu bilerek ona göre iletişim olanakları yaratmamız gerekir. İngilizce bilenimiz var diye rehavete düşmeyin sakın. Rusya’da fuara gitmiştik ve iki arkadaş altı dil konuşuyorduk. Sadece Rusça işe yaradı dersem, abarttığımı düşünmeyin lütfen. Ziyaretçilerin %90’dan fazlası başka dil konuşmuyordu. Rusça bilen elemanı veya tercümanı olmayan arkadaşların sıkıntılı yüz ifadelerini hala hatırlıyoruz. 
İlk kural iletişim sorununu çözmek ve biz buradan başlayıp devam edeceğiz...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019