Doğanın KOBİ'leri

Filiz KARAOSMANOĞLU
Filiz KARAOSMANOĞLU SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM filiz@itu.edu.tr

Tatlı, acı veya tuzlu, geçici ya da sürekli, durgun veya akıntılı doğal veya yapay sığ göl, lagün, delta ve korunaklı kıyılar şeklide tanımlanan sulak alanlar, karmaşık bir ekosistem olarak bitki ile hayvanları barındırırken balıkçılık, pirinç tarımı, turizm, sazlık, su sağlama gibi ekonomik çıktıları ile yerküremizin biyoçeşitlilik deposu, doğanın fabrikası, biyorafinerileridir. Sulak alan, yöresindeki geçim yeridir. İkliminin, suyunun, tarımının doğal altyapısıdır. Berekettir. Doğadaki seyretmeye doyulmaz olan bu KOBİ'ler, belki günlük dikkat alanımızda olmayabilir. Yaşamımıza, ailemize, işimize gücümüze etkisini bilmeyebiliriz. Ya da konuyu iyi biliriz. Farklı pek çok başlık için olduğu gibi önce vatan toprağı, sonra da gezegenimiz için kaygı ve endişe ile doğrusu için uğraş veririz, uğraş verenlere destek oluruz. İklim değişikliği ve kuraklık sulak alanlarımızı geri kazanılamaz konuma getiriyor. Sulak alanlar tükenmez değildir. Yok olur. Tarım arazisi kazanmak, evsel ve endüstriyel kirlilik, sıtmayı önlemek, yapılaşma, sazlık kullanımı ve balıkçılıktaki yanlışlar, yasadışı avlanma, aşırı otlatma, yabancı bitki-hayvanların ortama verilmesi, su ve su bitkilerini iyi yönetememek, artan nüfus gibi etkenlerle sulak alanlarımız yıllardır yok oluyor. Sulak alan arazi değildir. Rakamlar korkutucu. 1900'den bu yana yerküremizin sulak alanlarının nerdeyse yüzde yetmişi kaybolup gitti. Su varlığımız pek çok yerde sürdürülebilir yaşam için gerekli düzey altında. İnsan ve yöresindeki yaşam tehlike altında. Sürdürülebilir olmayan geçim faaliyetleri hem insana hem de ülke ekonomilerine kar değil zarar veriyor. Adını 2 Şubat 1971 tarihinde imzalandığı İran'ın Ramsar kentinden alan "Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi" için ülkemiz 1994 yılında taraf oldu. Türkiye'mizde sözleşme listesine dâhil, koruması ve akılcı yönetimi taahhüt edilen 14, toplamda 135 sulak alan bulunmakta. Ramsar Sekretaryası 2016 temasını, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma hedeflerine ulaşmada sulak alanların ciddi yerini vurgulamak üzere "Geleceğimiz İçin Sulak Alanlar: Sürdürülebilir Geçim" olarak belirledi. Ramsar sitesinde ülkemize ait haberler ve raporlar 2013 tarihli. Türkiye görünürlüğünün artması yararlı olacaktır. Bu yıl, T.C.Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü "Sürdürülebilir Yaşam İçin Sulak Alanları Koruyalım" başlıklı etkinliği İstanbul Bölge Müdürlüğü'nde var. Bakanlığımızın bu konudaki çalışmalarını ve yapıla gelenleri http://www. turkiyesulakalanlari.com adresinde bulabilirsiniz. Sulak alan-sürdürülebilir yaşam tarzı ilişkisini iyi yönetmeliyiz. Şöyle bir hayal edelim. Bir sulak alan, hafif esintide sallanan sazlar, alçakta uçan bir kuş, su yüzeyinde yaşamı işaret eden halkalaşma geometrisi, bir ördek sesi, kenarda huzurlu bir balıkçı. Etraf bunca görüntü kirliliği ile boğulmuşken ne harika bir manzara. Hadi bir tıkla "Sazlıklardan Havalanan" şarkısını da dinleyelim. Bu günlerde çok şey, çok zor. İçimiz sızılı. Zor günlerde daha çok çalışmak gerek. KOBİ'lerimizi, sektör devlerimizi sulak alan hedefli sosyal sorumluluk ve teknik projelere davet ediyorum.2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü farkındalığımızı artırmak için vesile, uğraş verenlere selam olsun.

İTÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr.Filiz Karaosmanoğlu tarafından kaleme alınan Sürdürülebilir Yaşam köşesi,  SÜT-D işbirliği ile hazırlanmıştır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Mavi ve kadın 24 Eylül 2019
Yaşamı Solu 11 Haziran 2019
Sade yaşam 12 Şubat 2019