Doğu’dan ve Batı’dan iki akil sanayicinin değerlendirmesi...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Sınırımız dibinde yaşanan son olaylar ve ülke içerisinde yansımalarına bağlı olarak, siyasilerin karşılıklı sert söylemleriyle ortaya çıkan tablo ve çeşitli illerdeki gösteriler ve ölümlere yol açan provokasyonlarla ortaya çıkan kaosu nasıl değerlendirdiklerini, çözüm önerilerini Doğu’dan ve Batı’dan iki akil sanayici dostuma değerlendirttim. 

Doğu Anadolulu akil sanayicinin değerlendirmesi şöyle: 
Aslında bugün bu kaos ortamında iki konu önemli. Türkiye, Kobani’ye dönük dilini hiç vakit kaybetmeden doğru hale getirmelidir. Bu da PKK’da IŞİD’de terör örgütü demekle olmaz. Ya destek olacaksın ya da çatışanlara karşı tavrını net ortaya koyacaksın. IŞİD’i açıkça terör örgütü ilan edip gereğini yapmalısın. Bölgede daha önce IŞİD’e destek verildiği bilgi ve iddiaları var. Kobani’nin açıldığı tek kapı Türkiye’den, orada engeller çıkarılmamalıdır. Bugünkü manzara eskiye döndüğümüzü gösteriyor. 170 bin sığınmacıyı aldık deniliyor. Bunların sadece 5 bini sığınmacı, geri kalanı akrabaları, yakınlarının yanına geldiler. Dili ortaklaştırmak lazım. IŞİD’in terör örgütü olduğunu kabul etmek lazım. Bunun yanı sıra çözüm süreci için somut adımlar gerekiyor. Aslında bu işin bu noktaya geleceği bilinen, görünen bir şeydi. Halkta çözüm sürecinin yarattığı umutsuzluk hakimdi. Türkiye genelindeki algıyla, bölgedeki algı farklı. Bölgede büyük sıkıntı var. Hükümetin politikaları ortamı yumuşatma yerine sert olunca bu süreç gelişti. Binbir emekle gelişen barış süreci örselendi. Bölgede doğan yatırım ortamı bozuldu. Bir haftada bir çırpıda yok edildi. 50 yıldır bu kentte (Diyarbakır’da) yaşayan biri olarak halkta böyle bir öfk eyi hiç görmedim. Bir hafta öncesine dönmek için çok çaba gerekiyor. Gelinen nokta bölge için çok kötü. Dildeki olumsuzluk ise hala sürüyor. Siyaset kilitlendi, toparlanamıyor. Olayları, şiddeti HDP’nin davetine bağlamak yanlıştır. Olayların sosyolojisini iyi okumak lazım. Hükümetin dilini yumuşatması, ortamı sakinleştirmesi lazım.” 

Batı Anadolu’daki akil sanayicinin değerlendirmesi: 

IŞİD terör olayları, çok uzun süredir doğru ele alınıp izlenmeyen, Ortadoğu’da radikal düşüncesiyle ortam buldu. İŞİD şimdi, ne olduğu, kim olduğu, ne yapmak istediği belli olmayan bir terör örgütü olarak görülüyor. Bugün sadece Ortadoğu’nun değil, bütün dünyanın sorunu haline geldi. Serbest kalması ve başarılı olması halinde farklı topraklarda, coğrafyalarda imkan bulup ortaya çıkabilir. Bu yüzden dünya diken üstünde. Bunun sonucunda Saddam’a karşı bile dünyada oluşmayan birlik, IŞİD’e karşı oluştu. Bu terör örgütünün yok edilmesi için bir araya gelindiğini görüyoruz. Dünya istihbarat örgütleri IŞİD’in dünya için çok tehlikeli bir terör örgütü olduğunu saptamış bulunuyor. Savaş ve kavga ise bizim hudutlarımızda devam ediyor. En önemli kaygının bizde olması gerekiyor. Onun için tedbir alıp, vakit kaybetmeden strateji geliştirmemiz gerekiyor. 

Son hafta yaşadığımız olayların bile şimdiden ekonomimize büyük yaralar açtığını hepimiz biliyoruz. 30 yıl sonra askerin Diyarbakır’da olayları önlemek için kentin içinde önlem alması, Türkiye’nin sosyal hayatında önemli bir dönemeçtir. Provokatörlerin Atatürk heykellerine saldırıları, bayrağımızı yakmaları içimde derin üzüntü yaratıyor. 

Bu durumda çözüm için dünyayla birlikte IŞİD’e karşı bir arada olmalıyız. Türkiye askerinin dünyanın jandarması olmadığını akıldan çıkarmamalıyız. Olayların yatışması için ülke içinde siyasiler başta olmak üzere, herkes söylemini yumuşatmalı, empati içinde hareket etmelidir.” 
Doğu’dan Batı’dan iki akil sanayicisinin değerlendirmeleri böyle.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar