Dolardaki yükselişi absorbe edecek hava yastıklarımız var

Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR
Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR EKONOMİ GÜNLÜĞÜ julide.yigitturk@dunya.com

Ekonomist Serkan Özcan’a göre, Türkiye ekonomisi geçmiş 13 yıl boyunca dolardaki yükselişin muhtemel negatif sonuçlarını absorbe edecek güçlü hava yastıkları kazandı. “Bunların başında; düşük kamu borcu, güçlü bankacılık sektörü ve fiyat istikrarı geliyor” diyen Özcan, dolardaki yükselişin enfl asyona ve iç talebe bir miktar olumsuz etkilerinin olacağını, ancak hükümetin kamu maliyesi ve bankacılık sektörü aracılığıyla -birçok ülkede olamayan- büyümeyi canlandıracak manevra alanlarına sahip olduğuna dikkat çekti. Özcan, “Ayrıca dolardaki yükselişin sadece para birimlerine karşı değil, emtia fiyatlarına karşı da olduğunu dikkate alırsak; enflasyona etkisini nötr de kabul edebiliriz. Üstelik cari işlemler açığı açısından bakarsak, enerji ithalatçısı bir ülke olarak petrol fiyatlarındaki hızlı ve büyük ölçüde kalıcı düşüşten olumlu etkilendiğimizi görüyoruz. Yıllarca üç haneli yüksek petrol fiyatları nedeniyle cari işlemler açığımız yüksek seyrediyordu. 2015 yılında uzunca bir zamandan sonra ilk defa ılımlı seviyede büyürken sürdürülebilir olarak tanımlanan milli gelire oran olarak yüzde 4 ve hatta belki de daha düşük bir cari açık vermeyi başaracağız” diye konuştu. 

Özcan, dolar/TL’nin bugün geldiği seviyeleri ‘makroekonomik temellerden kopuk’ olarak değerlendirirken, ‘3 TL’ senaryosunu ise ‘kesinlikle gerçekçi’ bulmuyor. Özcan, küresel piyasalarda dolardaki yükselişin ABD ekonomisinde momentum kaybına yol açmaya başladığına dair sinyaller geldiğine de işaret ederek bu sinyalleri destekleyen yeni makro verilerin gelmesi halinde ise dünya çapında doların bu defa bir düzeltme dönemi yaşayabileceğine dikkat çekiyor. 

Yatırımcı algısı ‘renove’ edilmeli 

Serkan Özcan, Türkiye’nin 2002 öncesindeki dönemde olduğu gibi bir ‘dolarizasyon’dan çok uzak olduğunu da kaydederken şu değerlendirmeyi yaptı: “Son dönemde TL’de yaşanan değer kaybının önemli bir kısmı global gelişmelerle açıklanabiliyor olsa da, Türkiye’ye karşı yaklaşık iki senedir süren yoğun negatif algı operasyonlarının da etkisi azımsanamaz. Gezi olayları ile başlayan ve sonrasında artarak devam eden Türkiye hakkındaki negatif kampanya, Türkiye’de yaşamayıp buradaki güzel gelişmelere şahit olmadan, basından okuduklarıyla fikir edinmeye çalışan yatırımcıların da Türkiye algısını bozdu. Bu nedenle önümüzdeki dönemde yatırımcı algısını renove etmeye yönelik yoğun bir çaba harcamamız gerekiyor. 

TCMB süreci iyi yönetemedi 

Özcan, 2010 sonrasında küresel para politikalarının seyrini gerçekten iyi okuyup ihracatçıya ciddi rekabet avantajı sağlayacak bir duruş sergileyen Merkez Bankası’nın iletişim politikasının daha güçlü olması gerektiğini vurguladı. Özcan, “Kasım ayında Merkez Bankası’ndan faiz indirimi bekleyen tek ekonomist olarak, Merkez Bankası’nın faiz indiriminde geç kaldığını ve akabinde de sürecin yeterince iyi yönetilemediğini düşünüyorum” ifadelerini kullanırken “Önümüzdeki dönemde ise mutlaka yeni bir bakış açısına sahip olmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar