Dövize bağımlılıktan kurtulmanın yolu ihracat

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Son zamanlarda ekonomi ile ilgili gelişmeler büyük ölçüde, Amerika’dan etkileniyor.

Amerika’nın parası doların değerinde ve de Amerika’daki faiz oranlarındaki değişim dünya ekonomisini ve özellikle bizim gibi ekonomileri etkiliyor.

Amerika’da ekonomi güçlenince doların kıymeti, gücü artıyor. Amerika dışındaki, çok gelişmiş veya az gelişmiş bütün ülkelerin paraları değer kaybediyor.

Amerika’da faizler yükselince, dünya üzerinde gezen dolanan paralar, ekonomisi zayıf ülkelerden ve hatta ekonomisi güçlü ülkelerden çıkıyor. Amerika’ya gidiyor. 

Bu gelişmelerden her ülke etkileniyor ama ekonomisi zayıf ülkeler ve özellikle döviz açığı olan ülkeler daha çok etkileniyor.

Bizim döviz açığımız var. Cari açığımızı küçültsek bile her ay en az 3 milyar dolar dolayında taze döviz girişinin olması gerekiyor. Her yıl mevcut döviz borçlarının döndürülmesi için borç tazelememiz gerekiyor.

Döviz açığının nedeni, ithalat faturasını karşılayacak büyüklükte ihracat yapamamaktır. 

Biz ihracatı artıramayınca iç talebi kısarak, büyümeyi yavaşlatarak ithalatı azaltmaya çalışıyoruz. 

Ne var ki,

-İç talebi kısarak, büyümeyi yavaşlatarak döviz açığını kapatmak demek, halkın refahını artırma iddiasından vazgeçmek demektir.

-Kaldı ki iç talep ne kadar kısılırsa kısılsın, ithalatı azaltmanın bir sınırı var. Çünkü bizde tarım ürünlerinden, sanayi ürünlerine, her ürünün içinde büyük ölçüde ithalat girdisi var.

Gübre için, hayvanlara fabrika yemi üretmek için, sıvı yağ üretmek için, buzdolabı, çamaşır makinesi, üretmek için akla ne gelirse gelsin her türlü malı üretmek için ithalat yapıyoruz. Petrolü, gazı dolarla satın alıyoruz.

İşte bu nedenle doların değerinin artması bizim paramızın değerini eritiyor. Doların faizinin yükselmesi doların borçlanma faturasını büyütüyor.

Sonunda olan Ayşe Hanım Teyzem’e oluyor.  Ayşe Hanım Teyzem’in hayatı pahalanıyor.

İşte bu nedenle ülkeler çaresiz şekilde Amerikan Merkez Bankası’nın alacağı kararları izler hale geldi.

Anlaşıldığı kadarı ile Amerikalılar, sonbahara kadar faizleri artırmaya niyetli değil.

Ama her şeye rağmen doların değerindeki ve faizlerdeki artışın az da olsa devam edeceği anlaşılıyor.

Dolardaki artışa bağlı, maliyet artınca fiyat da mutlaka artar. Fiyat artışı enflasyon demektir. Böyle bir gelişme içinde Türk Lirası’nın faizi de inecek yerde yükselir.

Bütün bunlar Ayşe Hanım Teyzem’in mutfak harcamalarını artırır. Ayşe Hanım Teyzem’in geliri enflasyon karşısında artmayınca, satın alma gücü geriler.

Bu kısır döngüden çıkmanın yolu yok mu? Var... Türk ekonomisi ithalat faturasını ödeyebilecek ölçüde döviz üretirse, ihracatını arttırarak dövize bağımlılığı giderek azalır. Her gün Amerikan dolarının değer artışını, faizinin ne olduğunu izlemekten kurtuluruz. Ekonominin dolara bağımlılığı azalır.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018