Dümene Şimşek geçti, ekonomi politikasında değişiklik beklenmiyor

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Papatya falı açmaktan bir hal olmuştuk adeta. Ekonomi politikasını yürüten tek kişi olarak görülmekte olan Ali Babacan yeni hükümette yer alacak mıydı, almayacak mıydı... Maliye Bakanı Mehmet Şimşek görevini sürdürecek miydi, sürdürmeyecek miydi... Hele hele bu isimlerin ikisi birden kabinede yer almazsa halimiz ne olacaktı... 

Bir kesim adeta karalar bağlıyordu. Sanki yıllardır hükümet etmekte olan AKP, ekonomi politikasında bir tek kişiye bağlı kalmış, onun istediği ve uygulamaya koyduğu politikalar sayesinde başarı sağlamış ya da başarısız olmuştu. 

Piyasalar hop oturup hop kalkıyordu. Aslında bizde piyasa kavramının sığlığı, Ali Babacan'ın milletvekili adaylığını kabul ettiğinin açıklanmasını izleyen birkaç dakikada rakamların olumluya dönmesiyle kendini göstermişti zaten. Babacan aday olacak, hükümette yine bakan olarak yer alacak, böylece Türkiye özellikle Batı gözünde itibar kaybetmeden yoluna devam edecekti. 

Bu kadar basit miydi her şey, bu kadar kolay mıydı ya da... Bir tek kişiyi göreve getir; her şey düzelsin ya da iyiye gitsin; veya o kişiyi göreve getirme; her şey olumsuza dönsün... 

Şimdi ne oldu; Ali Babacan kabinede yok. Bir ara konuşulan Dışişleri Bakanlığı bile söz konusu olmadı. Babacan'dan boşalan koltuğa eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek oturdu. 

Politika değişmez  

AKP'nin bir ekonomi politikası var; beğenirsiniz, beğenmezsiniz, o ayrı. Ortada yıllardır uygulanmakta olan bir politika var. Parti içinde, sağından solundan çekiştirilse de bu politika yıllardan beri iyi kötü uygulanıyor. 

Ne yani bu ekonomi politikası yalnızca ve yalnızca Ali Babacan var diye mi uygulanabiliyordu. Bu politikaya diğer isimler kökten karşıydı da, Babacan sayesinde mi yürüyordu işler...

Şimdi Babacan'ın koltuğunda Şimşek oturacak. Değişen bir şey de olmayacak. Bizde ekonomi politikasında en çok tartışılan konu, yine tartışılmaya devam edilecek. Yani faiz konusu. O tartışma da, Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye girerse gündeme gelecek. Erdoğan "Faiz yüksek, düşürülmeli" demediği sürece eskiden de olduğu gibi kimse sesini çıkarmayacak, ama ne zaman ki Erdoğan bu konuda düşüncesini açıklayacak, o zaman yine hükümet içinden Cumhurbaşkanı'nı destekleyen ve Merkez Bankası'na yüklenen açıklamalar gelecek.

Mehmet Şimşek Başbakan Yardımcılığı görevini üstlenirken, Maliye Bakanlığı koltuğunu da müsteşarına devretmiş oldu. Yıllardan beri maliye politikasını çok başarılı bir şekilde yürütmüş ve Türkiye'nin bütçe açığı problemini tümüyle yok etmiş bir ikiliden söz ediyoruz. Maliye Bakanlığına Naci Ağbal'ın getirilmesi de, Şimşek-Ağbal ikilisinin parti yönetimi tarafından başarılı bulunduğunun bir göstergesi zaten. Dolayısıyla hükümetin maliye politikasında da hiçbir değişiklik olmayacağı ortada.

Piyasaların endişesi boş çıktı 

Haydi açıkça dile getirilmeyen bir endişeyi biz ifade edelim. Ekonominin dümenine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın getirilmesi iş aleminde endişe yaratıyordu. Bu durumda yabancı algısının tümden bozulabileceği ileri sürülüyor ve bunun da kurları yükselteceği, özellikle yabancı yatırımlarının tümden kesilmesine yol açacağı gibi olumsuzluklara yol açacağı dile getiriliyordu. Böyle olur muydu bilinmez tabii ki, ama kaygı bu yöndeydi. Ama, Albayrak Erdoğan'ın damadı olduğu için de bu açık açık ifade edilemiyordu. 

Ne var ki, bu kaygının boş çıktığı görüldü. Albayrak, Hazine gibi, Merkez Bankası gibi kuruluşlarla doğrudan ilgisi olmayacak şekilde Enerji Bakanlığı'na getirildi. Zaten bir süredir Enerji Bakanlığı için Albayrak'ın adı geçiyordu.

MB beklendiği davrandı

Bu arada Suriye sınırında Rus uçağının düşürülmesi, ardından hükümet kurulması gibi gelişmelerin gölgesinde gerçekleşen Para Politikası Kurulu toplantısından beklenen karar çıktı, yani Merkez Bankası faiz oranlarına dokunmadı. Toplantıdan sonra yapılan açıklamada, "Kurul, küresel piyasalardaki belirsizliklerin enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri ile enerji ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki oynaklıkları dikkate alarak gerekli görülen süre boyunca likidite politikasındaki sıkı duruşunun korunacağını ifade etmiştir" görüşüne yer verildi. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar