Dünya ekonomilerinde bazı riskler gerilerken yenileri yükselişte

Nouriel ROUBINI
Nouriel ROUBINI

Dünyanın ekonomik, finansal ve jeopolitik riskleri değişiyor. Bazı risklerin gerçekleşme ihtimali - sönmeye yakın olsalar da - şimdi daha düşük. Bazı riskler ise giderek daha olası ve önemli hale geliyor. Bir iki yıl öncesine kadar küresel ekonominin merkezinde altı önemli risk vardı: 

• Euro Bölgesi’nin çöküşü (Yunanistan’ın birlikten çıkışı, İtalya ve İspanya’nın sermaye piyasalarına girişlerin kaybı da dahil). 
• ABD’de mali kriz (Borç tavanına dair politik kavgaların devam etmesi ve hükümetin birkez daha kapanması) . 
• Japonya’da kamu borcu krizi (resesyon, defl asyon ve yüksek cari açıkların borç/GSYH oranını yükseltmesi). 
• Gelişmiş dünyada defl asyon. 
• İran’ın nükleer zenginleştirme programından dolayı İsrail ve İran arasında savaş çıkması. 
• Ortadoğu’da daha geniş bir çapta bölgesel düzenin bozulması. Bu riskler şimdi geriledi. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin “ne pahasına olursa olsun” konuşması, sıkıntılı borçlulara sağlanan yeni finansal kolaylıklar ve bankacılık birliğinin başlangıcı Euro Bölgesi’nin artık çöküşün eşiğinde olmamasını sağlıyor. Japonya’da Başbakan Shinzo Abe’nin ekonomik stratejisinin ilk iki oku – parasal gevşeme ve mali genişleme – büyümeyi fişekledi ve defl asyonu durdurdu. Şimdi ‘Abenomics’in üçüncü oku – yapısal reformlar – uzun vadeli mali konsolidasyonla birlikte borç istikrarını (dün başlamış olan tüketim vergisi artışının ekonomik etkisi belirsiz olmakla birlikte) sağlayabilir. Benzer şekilde dünya genelinde defl asyon riski ilginç ve alışılmadık para politikalarıyla sınırlandırıldı: Sıfıra yakın faiz oranları, parasal genişleme, kredilerin gevşemesi ve ileriye yönelik işaretler. İran ve İsrail arasındaki savaş riski de geçtiğimiz aralık ayında İran’ın nükleer programına ilişkin varılan geçici anlaşma ile azaltılmış oldu. İran’ın samimiyeti konusunda endişe edilmesine ve halen uranyum zenginleştirirken zaman kazanmaya çalıştığına dair şüphelere rağmen, büyük korkuların azalması petrol fiyatlarında bir düşüşe sebep oldu. Öte yandan birçok Ortadoğu ülkesi halen istikrarsız ve finansal şartlar anlamında hiçbiri sistematik şekilde önemli değil. Şimdiye kadar yaşanan hiçbir kargaşa küresel petrol ve gaz fiyatlarını ciddi şekilde etkilemiş değil. Fakat tabii ki bu krizlerden bazılarının alevlenmesi enerji güvenliği hakkında endişeleri yenileyebilir. Daha da önemlisi geçtiğimiz yılların riskleri geriye çekilirken yani altı risk büyümeye başladı. Öncelikle Çin’in hızlı düşüşü riski var. Büyümeyi tekrar dengelemesi, sabit yatırımlardan özel tüketime kaydırması çok yavaş gerçekleşiyor. Çünkü her seferinde yıllık GSYH büyümsi 7’ye doğru yavaşlıyor. Otoriteler panik halinde krediyle ateşlenmiş sermaye yatırımlarını ikiye katlıyorlar. Bu durum da daha kötü varlık görünümlerine ve batık kredilere, gayrimenkulde, altyapıda ve endüstriyel kapasitede daha yoğun yatırımlara, kamu ve özel sektör borcunun daha da yükselmesine sebep oluyor. Önümüzdeki yıla bu gibi oyunları yapacak alan da kalmayabilir. ABD Merkez Bankası’nın parasal genişleme döneminden çıktıktan sonra politika hataları yapma riski de var. Geçtiğimiz yıl Fed’in aylık varlık alımlarını kademeli olarak azaltacağını sadece duyurması bile küresel finansal piyasaları ve gelişmekte olan piyasaları altüst etmişti. Bu yıl Fed tahvil alımlarını azaltıyor fakat zamanlama ve Fed’in faiz oranlarını normalleştirme çabalarının hızı hakkında belirsizlikler dalgalanma yaratıyor. Bazı yatırımcıların ve hükümetlerin Fed’in faiz oranlarını çok erken ve çok hızlı yükselteceği endişesi ekonomik ve finansal şok dalgaları yaratıyor. Üçüncüsü ise Fed’in gerçekten de sıfır faiz oranından çok geç ve çok yavaş çıkabileceği ihtimali. (şu anki planı oranları ancak 2018’de yüzde 4’e getirerek normalleştirmek) Bu da başka bir varlık fiyatı yükselişine ve nihayetinde de düşüşüne sebep olur. ABD’de ve diğer gelişmiş ekonomilerdeki alışılmadık para politikaları zaten büyük çaplı varlık fiyatı refl asyonlarına sebep olmuştu ve zamanla konut, kredi ve varlık piyasalarında balonlar oluşturabilir. Dördüncüsü ise, krizin bazı kırılgan gelişmekte olan piyasaları daha kötü hale getirebileceği riskidir. Gelişmekte olan ekonomiler bu dönemde küresel ekonomik ve finansal dalgalanmalar yaşıyor. Kendi makroekonomik politikalarının çok gevşek olması ve yapısal reformlarının eksik olması sebebiyle büyüme potansiyelleri baskılanıyor. Dahası bu ülkelerin bir çoğu seçimlere bağlı politik risklerle karşı karşıya. Beşinci risk ise Ukrayna anlaşmazlığının dünyayı ikinci Soğuk Savaş’a sürükleyebilecek olmasıdır. Hatta Rusya Ukrayna’nın geri kalanını ihlal ederse bu sıcak bir savaşa bile dönüşebilir. Böyle bir durumun ekonomik sonuçları – kaybedilecek yaşamlar ve fiziksel sermayeye ek olarak enerji arzlarına, yatırım akışlarına etkisi düşünüldüğünde – çok büyük olacaktır. Son olarak soğuk savaş riskine benzer şekilde Asya ülkelerinin karasal ve deniz sularına ilişkin bölgesel anlaşmazlıkları (başta Çin ve Japonya arasındaki anlaşmazlıklar) alevlenerek askeri bir çatışmaya dönüşebilir. Böyle jeopolitik risklerin – ortaya çıktıkları bölgelerde – sistematik şekilde ekonomik ve finansal etkileri olabilir. Şimdiye kadar finansal piyasalar bu yeni yükselen riskler konusunda iyimserdi. Dalgalanma çok hafif bir yükselmeyle göründü ve varlık fiyatları korundu. Bu risklerin ara sıra (ama sadece kısa süre için) yatırımcıların güvenini sarstığını söyleyen sesler ve küçük piyasa düzeltmeleri kendini eski konumuna getirme eğiliminde göründü. Yatırımcılar bazı risklerin gerçekleşmeyeceğini düşünmekte ya da gelişmiş ekonomilerdeki gevşek para politikalarının devam edeceğini düşünmekte ve devam eden iyileşmenin böyle riskler taşıdığını düşünmekte haklı olabilir. Fakat bu risklerin gerçekleşme ihtimalinin çok düşük olduğunu düşünüyorlarsa kendilerini kandırıyor da olabilirler. Bu yüzden de bu yeni risklerin biri ya da daha fazlası gerçeğe dönüşürse hoş olmayan bir şekilde şaşırabilirler. Tabii küresel finansal krizde olduğu gibi, yatırımcılar böylesi riskleri düzgün bir şekilde tahmin edemiyor, fiyatlayamıyor ve garantiye alamıyor. Bugünkü kayıtsızlıklarının değerlendirilecek ve hazırlanacak aşırı bir duruma neden olacak başka bir hata teşkil edip etmediğini de zaman gösterecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar