DÜNYA gazetesinin benim için 35 yılı

Feyzan E. TOP
Feyzan E. TOP KARŞI PENCERE feyzan.ersinan@dunya.com

DÜNYA gazetesine çok şey borçluyum (!)… Ekonomi-politika işine gönül vermiş iş dünyasında nice isimden bu cümleyi duymanın keyfi başkadır. “DÜNYA gazetesi bir okuldur.” Bugün etrafımızda gördüğümüz anlı şanlı ne kadar ekonomi yazarı, televizyoncusu, medya dünyasının duayenleri, iş dünyasının öne çıkan isimleri hep DÜNYA gazetesine hayatlarının bir bölümünde teşekkür etmişlerdir. Bir kurum için hayli gurur duyulası bir özelliktir bu. 35 yaşına giren gazeteniz DÜNYA’nın en mühim özelliği mütevazılığıdır da. Bizlerin bilgimizin, birikimimizin dışında övündüğü bir diğer özelliğimiz de budur. D

ÜNYA gazetesinin borçlu olduğu kimdir peki, herkes ona pek mühim özellikler borçluyken? Bir hayat… 

DÜNYA’nın bir ekonomi gazetesi olarak ilk yayınlanışı 2 Mart 1981. İnsan kimi zaman etrafındaki menfaatçi insanlardan kurtulmak ister, onlara kızar. Aslında onlara çok şey borçluyuzdur. Nezih Demirkent’in Hürriyet’teki başarısını, yükselişini kıskanan isimler olmasaydı belki DÜNYA gazetesi hiç bu denli başarılı olamayacaktı. Demirkent, Hürriyet sonrası yaşamında bir süre ne yapacağını düşündü, o süreçte zor zamanlar geçirdi ama kısa sürede yol haritasını çizip DÜNYA’yı fikrinde oturttu. DÜNYA gazetesi Cağaloğlu’nda kendi halinde bir binada kuruldu. Demirkent’in yakın dostları onu yalnız bırakmayıp geldiler. Ne ilginçtir ki ölene kadar Demirkent de o isimleri yanından ayırmadı… 

DÜNYA gazetesi yıllar içinde başarıyı yakaladı, grup yeni işler de yaparak büyüdü. Bugün tarihçesini hemen her yerden okuyabilirsiniz. Peki yazılmayan benim tarihim ne der? DÜNYA gazetesi büyürken, Türkiye’de bir marka olma yolunda hızla ilerlerken bendeniz dünyaya gelmişim. Birkaç ay sonra… 1980 ihtilalinden yeni sıyrılan Türkiye, Anayasasını yapmaktaymış. Yeni Türkiye lafı o zaman da kullanılırmış. Herkes de bir heyecan bir umut, ölü toprağı atılsın istenmiş. Gorki’nin “Çocukluğum” diye bir romanı vardır, ne severim. İşte benim çocukluğum da bu büyüme süreci içinde geçti. Bir marka oluşsun diye maaile çalışılıyordu. İlkokula başladığımda annem de işe başladı. İlkokula servise bindiğim ilk gün gidip eve servisle dönen, bir kere bile ağlamamla hayli takdir toplamışımdır. Yıllar içinde evde annemi, babamı beklemeyi öğrendim. Zamane çocukları gibi bakıcılar yoktu tepemizde. İnsan o zaman daha mı çabuk büyüyor sanki? Akşamüzeri balkondan annemin o zamanlar deniz otobüsünden inip -eve yürürdü- gelmesini gözlerdim. Kar, kış demeden yürürdü. O kadar ki bir sefer üşüyüp, zatürre olduydu, sanıyorum ondan sonra arabayla gidip gelmeye başlandı. Yıllarca Kadıköy’deki dükkanı yönetti. Cumartesileri bile pasaja gider, bir kontrol ederdi. Babam deseniz, o bugünkü binamızı inşa etmek için ayağında çizme çalışırdı. Gazetede yöneticilik yapardı. Her gece yatağa “gece makine bozulmasın” dilekleri ile yatılırdı. Ani çalan telefonlar hep kalp çarpıntısı… Dedemle gazeteye ilişkin pek çok anım olsa da aslında el ele sokakta bile yürümüşlüğümüz olmadı, ancak bahçede. İki kere alışverişe gittiğimizi hatırlarım, çok sohbet ederdik, bir de yüzmeyi öğretmişti. Yazı konusunda ödül aldığımda gelmiş, bir kere de beni şaşırtıp spor yaptığım yere gelmişti, belki kafasını dağıtmak istemişti… Bu sebeple hayatım anneannemle daha yakın geçtiğinden biraz daha ona benzerim, elime bir o kalmıştı. Şimdiki pedagoglar çocuklarınızla zaman geçirin, deyince içimden hep gülerim, benim her şeye rağmen çok mutlu bir çocukluğum olmuştu. O gazete kurulurken benim çocukluğumdan çok şey yemişti, işte bu sebeple bugüne kadar herkes DÜNYA gazetesine çok şey borçlu iken, DÜNYA bir tek bana borçlu idi… 

Nezih Demirkent’in son doğumgünü kutlaması aynı tarihte doğan eşimle tanışma fırsatım oldu. Dedemin doğumgünü bizim hayatımızın ilk günü oldu. Birkaç yıl sonra evlendik, çocuklarımız oldu, maşallah pek mutlu olduk. Yönetim Kurulu Başkanımız ama hepsinden önce benim annem her daim yanımda, zor bir hastalık atlatıp, her hafta torunlarıyla oynayan bir babam var. Herkes kadar zorlukları olsa da benim otuz beş yıllık hayatım da dedemin dediği gibi DÜNYA’dan farksız. Sevenlerimiz, okurlarımız, sizden gelen yorumlar, iş arkadaşlarım, ağabeylerim, ablalarım, bu camiada tanıdığım dostlarım var. Başta benden aldıklarını yeniden bana verdiği için şu otuz beş yılın sonunda ben de DÜNYA gazetesine artık çok şey borçluyum, ömrün bol olsun…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Veda 11 Ocak 2016
Yeni bir yıl 04 Ocak 2016
Update olmak 28 Aralık 2015
Tedbirsiz iyimserlik 07 Aralık 2015
Osman Bey... 09 Kasım 2015
Biz kimiz? 02 Kasım 2015