aslında her şey hayal değil mi?

Zamana direnen çocukluğun, geçip gitmeyi reddeden anıların yazarı, deniliyor Kürşat Başar için. Başar, yeni kitabı "Aslında Hayal"de bu kez kendi hayatının izini kendine has üslûbuyla sürüyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Müzik" olmak üzere kitaplarının ortaya çıkış sürecini uzun uzun anlatıyor Başar. Kitaplarıyla ilgili birçok ayrıntıyı, satır aralarında sakladıklarını okuyoruz yine kendisinin kaleminden. 

Başar, kitabının adı için "Hepimizin geride kalan hayatı bir şekilde hayal oluyor. Benim yaptığım işlerin de hepsi hayal. Yazmak, müzik hep hayalle ilgili." diyor. 

"Aslında Hayal", "beklenmedik serüvenlerle yönlenmiş", "dalgalara teslim olarak yaşanan" ama tam anlamıyla dolu dolu yaşanan bir hayata dair. Okurların belleğinde yer etmiş eserler veren bir yazar –ve müzisyen–, kitaplarının penceresinden geçmişine, hayallerle gerçekleri birbirine çatarak inşa ettiği kendi dünyasına bakıyor bu kitapta… 

Aslında Hayal, Kürşat Başar, Everest Yayınları, 268 s.

İstanbul, Ankara, Kıbrıs ve Doğubayazıt'ta geçen çocukluk ve gençlik yıllarını; edebiyatla, müzikle tanışmasını; son otuz yılın gözde dergi ve gazetelerinde geçen günlerini anlatan yazar, Sevim Burak'tan Ara Güler'e, Doğan Hızlan'dan Cemal Süreya'ya ve günümüze gelene kadar daha nicelerine, birbirinden ilginç, sıradışı figürle karşılaşmasını da aktarıyor. 

Sinemayla, radyo ve televizyonla geçen renkli yıllarını ve "Başucumdaki Müzik"in bilinmeyen hikâyesini, rastlantıların hayatı nasıl belirlediğini ayrıntılarıyla yansıtıyor… 

Kürşat Başar'ı yazarlığının yanında televizyoncu, müzisyen ve gazeteci kimlikleriyle tanıyoruz. Bu gerçek, kitabını daha da ilginç kılıyor. Kitap, Başar'ın babasının görevi nedeniyle bulunduğu çocukluk ve ilkgençlik durakları ile başlıyor: İstanbul, Ankara, Kıbrıs ve Doğubeyazıt. 

İlk aşkı ile İstanbul'da karşılaşan Kürşat Başar, Ankara günlerinden keyifl e söz ediyor. O Kıbrıs'tayken Barış Harekâtı oluyor, Doğubeyazıt'ta ise Apocularla tanışıyor. 

Daha 18 yaşındayken Hürriyet Gösteri dergisinde çalışmaya başlıyor. Bu arada müzik aletleri ile ilgisi daha da güçleniyor ve birçok enstrümanla tanışıyor. Tabii Gösteri dergisi ile birlikte yazar, sanatçı, müzisyenlerden oluşan engin bir dünyanın içinde buluyor kendini.