istanbul'un 100 sinema salonu

Tarih, kültür, bilim, sanat, edebiyat gibi pek çok sahada İstanbul'un farklı yüzlerini tanıtan "İstanbul'un Yüzleri" serisinin 76. kitabı "İstanbul'un 100 Sinema Salonu" yayımlandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A. Ş. tarafından İstanbul'daki sinema salonlarını tanıtmak, şehrin kültürel ve sanatsal hafızasını gelecek nesillere aktarmak amacıyla hazırlanan kitapta sinema salonlarının kuruluş tarihleri, gösterilen film türleri, yaşanan çarpıcı olaylar, hatıralar, anekdotlar, isim değişiklikleri, salonun mülkiyetinde ve işletmesinde yaşanan değişimler ve sinema salonunun son durumu kronolojik bir biçimde okuyucuya tanıtılıyor. Doç. Dr. Barış Bulunmaz ve Yrd. Doç. Dr. Ömer Osmanoğlu tarafından yayıma hazırlanan kitap, İstanbul'un kültürel dokusunu ve serüvenini sinema salonlarının tarihi üzerinden anlatıyor. Beyoğlu'ndan Kadıköy'e, Fatih'ten Şişli'ye, Beşiktaş'tan Bakırköy'e kadar İstanbul'un birçok ilçesinde kurulan ve kitaba konu olan yüz sinema salonu arasında tarihi Melek Sineması, Lale Sineması, Cine Palace, Süreyya Sineması, El Hamra Sineması, Geyikli Sineması, Feriye Sineması ve Pera Sineması gibi şehrin gösteri dünyasına damgasını vuran sinema salonları bulunuyor. 

İşte İstanbul'a damgasını vuran sinema salonlarından bazıları! 

ilk sabit sinema salonu 

CINÉMA THÉÂTRE PATHÉ FRÉRES (Belediye, Amfi, Asri, Ses) (1908)

Ülkemizdeki ilk sabit sinema salonu olan Pathé Sineması, 1908'de, zamanla İstanbul'un sanat ve eğlence merkezlerinden birisi haline gelen Tepebaşı'nda kurulmuştur. Kurucusu Sigmund Weinberg olan sinema Meşrutiyet Caddesi (eski adı Mezarlık Caddesi), 17 numaralı adreste faaliyete başlamıştır. Weinberg, Sponeck'teki ilk gösterimin ardından özellikle kahve ve birahane salonlarından yaygınlaşan film gösterim işini daha profesyonel bir tarzda yapmaya karar vermiş ve 1896'da Fransa'da kurulmuş olan ve 20. yüzyılın en büyük sinema şirketlerinden birisi haline gelen Cinéma Théâtre Pathé Fréres adlı şirketle temasa geçerek firmanın temsilciliğini üstlenmiştir. 

1914'ün yazlık sineması 

ERENKÖY SİNEMASI (Sefa Bahçesi) (1914)

1914 yılında yazlık bir sinema olarak Erenköy'de kurulan ve Kadıköy ilçesinin ilk sineması olma özelliğine sahip bulunan Erenköy Sineması, İstanbul'un Anadolu yakasında yaşayan dönemin beyazperde heveslilerini, yaz akşamlarında birbirinden güzel filmlerle buluşturmuştur. O yıllarda İstanbul'da yaşayanlar için sayfiye yeri olarak görülen Erenköy, sadece Anadolu yakasının değil, aynı zamanda İstanbul'un da en eski sinemalarından birine ev sahipliği yapmıştır. 

dünyada sinema olarak kullanılan en eski bina 

ASKERİ MÜZE SİNEMASI (1915)

Askeri Müze Sineması 1915'te Müze-i Asker-i Osmanî bünyesinde faaliyet göstermeye başlayan kışlık bir sinemadır. Aya İrini Kilisesi'nin bünyesinde kurulan müzenin başına Ahmed Muhtar Paşa atanır. 1908'den 1923'e kadar müzeni başında görev yapan Ahmed Muhtar Paşa, Askeri Müze'de askeri kültür varlıkları, hatıra malzemeleri, kütüphane, atış poligonu, yayınlar, kıyafethane ve mehterhane gibi bölümlerin yanında o dönem için büyük bir yenilik sayılan bir de sinema kurulmasını sağlar. M.Ö. 4. yüzyılın başlarında, I. Constantinus (324-337) zamanında inşa edilen ve Topkapı Sarayı'nın birinci avlusunda bulunan Aya İrini Kilisesi'ndeki Askeri Müze Sineması, dünyada sinema olarak kullanılan en eski bina olma özelliğine sahiptir. 

"doğunun en büyük ve en lüks salonu" 

CINE MAGIC (Türk, Taksim, Yeni Taksim, Venüs, Taksim Sahnesi) (1920)

Gümüşsuyu Mahallesi, Sıraselviler Caddesi, 39-47 numarada kurulan Cine Magic, İstanbul'da sinema olarak yapılan ilk binadır. Sinemanın yerinde daha önce Hacı Hristo'nun yönettiği bir Yunan-Fransız Lisesi bulunmaktaydı. 1920'de açılan Cine Magic'in mimarı Giolio Mongeri'dir. Kaynaklar, binanın inşa tarihinin 1914 olduğunu yazmaktadır. Sinemanın ilk sahibi ise Sarıcazade Ragıp Paşa'dır. Halil Kâmil tarafından işletilen salonda, küçük bir senfonik orkestra eşliğinde sessiz filmler gösterilmekteydi. Magic Sineması "Doğunun en büyük ve en lüks salonu" olarak tarif edilmiştir. 

avrupa'nın en çağdaş sineması 

MELEK SİNEMASI (Emek) (1924)

Melek Sineması, 1924 yılında Hüseyin Ağa Mahallesi, Yeşilçam Sokağı, 5 numaralı adreste faaliyete başlamıştır. Kaynaklara göre, 1884'te mimar Alexandre Vallaury tarafından Club des Chasseurs de Constantinople (İstanbul Avcılar Kulübü) namı altında Cercle d'Orient adında bir bina inşa edilir. Bina, I. Meşrutiyet dönemi vezirlerinden Abraham (Karakahya) Paşa'nın emriyle yapılmıştır. Melek Sineması bu mekanda, İpekçi Kardeşler tarafından 1924 yılında hizmete sokulmuştur. 

Gökhan Akçura'nın aktardığına göre 1924'ün sonlarında açılışı yapılan sinemayı, dönemin Ameli Elektrik dergisi şöyle tanımlıyor: "Tesisatı elektrikiyesi pek zarif surette tanzim edilen Melek isminde yeni bir sinemanın küşadını kemali mahsusiyetle arz ederiz. 1000'den fazla seyirci istiab edebilen salon, aletlerin münasip suretle tanzimi sayesinde seyircilerin gözlerini yormaksızın her tarafa bol bir ziya neşr eden kebir (büyük) tavan lamba grupları vasıtasıyla pek mükemmel surette tenvir edilmiştir. 

Tenviratı dâhiliyenin mecmu (toplu) şiddeti 44000 mum şiddeti ziyadesindedir." Sinema, sahnenin iki tarafında yer alan sarıturuncu renkli art-nouveau veya art-deco tarzındaki iki melek tablosundan ötürü bu adı almıştır.