Kısakulak ile okumayı seven fare

Bir süre baykuş gibi gece yaşadım. Televizyona neredeyse yapışmıştım. Sonra televizyon izlemekten vazgeçip çocuk kitaplarının insanı gülümseten, insanı, insanın iyiliğine yeniden inandıran dünyasına kapandım. İyi geldi, hem de çok iyi geldi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AYFER GÜRDAL ÜNAL

Zor, çok zor bir Ağustos ayı geçti. Yaşadığımız travmadan sonra bir süre gerçekten her şey anlamsız gözüktü. TBMM'nin bombalanması hâlâ zihnen kavrayamadığım, kötülüğün boyutu karşısında tüm güven duygumun yerle bir olduğu bir ruhsal travma…

Bir süre baykuş gibi gece yaşadım. Televizyona neredeyse yapışmıştım. Sonra televizyon izlemekten vazgeçip çocuk kitaplarının insanı gülümseten, insanı, insanın iyiliğine yeniden inandıran dünyasına kapandım. İyi geldi, hem de çok iyi geldi.

Şair Kısakulak

Önce Şair Kısakulak'ı paylaşmak isterim.

Şair Kısakulak, Tudem'in yayımladığı bir kitap. İlk kez tanıştığım ve bayıldığım bir İtalyan-Brezilyalı yazar Eva Furnari tarafından yazılmış ve resimlenmiş. Nazlı Gürkaş tarafından dilimize başarı ile kazandırılmış. Yazar bu kitapla Brezilya'nın ünlü Jabuti Ödülü'nü de kazanmış. Bu ödülü toplam 7 kez kazanmasından da ülkesinde çok başarılı olduğunu anlayabiliyoruz. Epigrafta "Bu kitap farklı kulakları olan herkese adanmıştır" tümcesi ile karşılaşıyorsunuz ve daha o ilk karşılaşma ile herkesi kucaklayan bir kitap okuyacağınıza dair bir heyecan kaplıyor içinizi.

Şair Kısakulak'ı dilerim ilkokul öğretmenleri keşfeder ve bu kitabın sunduğu olanakları kullanarak hem yazım türleri konusunda çok zevkli dersler yaparlar hem de öğrencilerini kitaptaki örneklerden ilham alarak değişik türlerde yazmak ve üslûp çeşitlerini denemek konusunda yüreklendirirler.

Ferit Edgü'nün 101 farklı üslûbu örneklediği Yazma Eylemi'ni bilenleriniz, Eva Furnari'nin çocuklar için yaptığının önemini hemen değerlendirecektir.

Ünlü yazar ve şair Kısakulak, yalnızlıktan hoşlanan, dalgın ve unutkan bir tavşandır. Sınıf arkadaşları bir kulağı diğerinden kısa diye sürekli onu kızdırdığından kulağını uzatmak için özel bir aparat takmış ama bu aparat pek bir işe yaramamıştır. Zaman geçip ünlü bir şair olduktan sonra hüzünlü hayat hikâyesini okurlarıyla paylaşmaya karar veren Kısakulak otobiyografi yazmaya karar verir. Biz otobiyografiye başlangıcı, anlatının içinde görürüz. Bir taraftan otobiyografiye girişi okuyup Kısakulak hakkında fikir edinirken diğer taraftan farklı amaçları olan metinlerin yazım tarzlarının da -üslûplarının da- nasıl farklı olduğunu örneklerle görürüz. Hasta bilgilendirme kâğıdı, fabl, peri masalı, atasözleri, şiir, şarkı, mektup, telgraf, kartpostal, tarif, liste hep kendine ait metin amaçları olan ve farklı üslûp gerektiren yazım tarzlarıdır ve tümü Şair Kısakulak anlatısına yedirilerek örneklenmiş ve tanımları yapılmıştır.

Tüm bu örneklemeler bir çerçeve öykünün içine yerleştirilmiş ve okuma zevkinden hiç ödün verilmeden gerçekleştirilmiştir.

Çerçeve öyküde şair Kısakulak'a okuru Şirin Koşaradım'dan bir eleştiri mektubu gelir. Şirin, yazarın Ters Prenses öyküsünü okumuş, sonunu korkunç ve kasvetli bulmuş, kendisi öyküye yeni bir mutlu son yazmış ve bu yeni sonu yazarla paylaşmıştır. Kısakulak önce bu eleştiriye çok kızar, sonra biraz düşünür, derken kendini sorgulamaya başlar. Düşündüklerini açıkça ifade edenlere güvenmek gerek dese de okuruna bir mektup yazarak eleştiriyi onurlandırmamaya karar verir. Ancak postadan yeni bir mektup çıkar. Bu kez Şirin Koşaradım, Kısakulak'ın bir şiirine yeni yaklaşım getirmiş ve bu yaklaşımla kuşları daha özgür ve mutlu kılmıştır. Kısakulak çok kızdığı bu eleştiriye yanıt verir. Şirin ile buluşmayı teklif eder. Yanıt telgrafl a gelir. Derken bu ikili arasında önce bir fabl, bir peri masalı, bir çikolata topu tarifi paylaşılır. Bu paylaşımlar sırasında Kısakulak, artık karamsar öyküler değil yaşam dolu öyküler yaratmaktadır. Sonunda ikili buluşmayı başarır. Kısakulak sonunda Bir Şapkada İki Tavşan öyküsü yazar ve anlatı mutlu sona erer.

Çok yumuşak, çok eğlenceli bir anlatı yaratmış Furnari. Yazım üslûpları ve farklı anlatım olanakları konusunda bilinçlenmek işin bir boyutu. Bir diğer boyutu da çok zevkli bir öykü çerçevesinde, okunan bir eserin eleştirilmesi, değişik sonlar hayal edilmesi, kendi hayal gücüne güvenmek, bu doğrultuda eyleme geçmeyi özendiriyor. Ayrıca farklı özelliklerini benimseyip kendini olduğu gibi sevmek konusunda yüreklenmek de anlatının duygusal kazanımları. Dilerim çocukların kütüphanelerinde hak ettiği yeri bulur.

Okumayı Çok Seven Fare

İkinci kitap Kelime Yayınları tarafından yayımlanan Okumayı Çok Seven Fare ve Bir Dostluk Öyküsü isimli eser. Barbra Wersba'nın yazdığı, Donna Diamond'ın resimlediği bu eserin başarılı çevirmeni Sibel Subaşı Hill.

Çok sıcacık bir dostluk öyküsü bu anlatının özü. Bir yaşlı çocuk kitapları yazarı ile bir edebiyatperest fare kitaplar aracılığı ile nasıl dost olurlar. Farenin adı Walter. Her nasılsa okuma yeteneği ile doğmuş. Küçükken Sir Walter Scott'ın iki kitabını okuduktan sonra kendi adını Walter koymuş.

Walter, sokakta geçen ve sadece bulabildiğini okuduğu günlerden sonra kendine gizlice bir ev bulmuş ve bir çocuk kitapları yazarı olan Bayan Pomeroy'un evinde yaşamaya başlamıştır. Zamanını Pomeroy'un kütüphanesindekileri okuyarak ve yaşlı yazarı gözetleyerek geçirir. Gözledikçe Bayan Pomeroy'un kendi dünyası içine gömülü olduğunu, yatak odasında aile fotoğrafı bile olmadığını, yemek hazırlamak yerine atıştırdığını, yatağını toplamadığını ve telefonunun nadiren çaldığını fark eder. Walter'ın Pomeroy'un kütüphanesinden yaptığı okumalar, hem Amerikan edebiyatını selamlama hem de okura ipuçları sunma hem de metinlerarasılığın güzel bir uygulaması niteliğindedir. Amerikan edebiyatı sevenler kuşkusuz bu ipuçlarını daha hızlı keşfedeceklerdir.

Walter, Pomeroy'un yalnızlığını fark ettikçe çok dertlenir, ancak ne yapacağını bilemez. Sonunda Pomeroy'a bir mektup yazmaya karar verir. Tüm cesaretini toplaması uzun süren Walter sonunda kısacık bir mektupta karar verir. "Benim adım Walter. Ben de burada yaşıyorum." Yanıt, el yazısı ile gelir "Biliyorum." Bundan sonrası bir okur fare ile bir çocuk kitapları yazarının birbirlerini tanımaya çalışma öyküsü. Örneğin Walter'ın sorularından biri Pomeroy'un neden çocuk kitapları yazdığı. Yanıt çok net: "Çocuklar için yazıyorum, çünkü yetişkinlerden hoşlanmam." Walter, Pomeroy'u daha iyi anlamak amacı ile yazdığı tüm ajan fare Bromberg kitaplarını okumaya karar verir. Walter, bu kitapları okudukça Pomeroy'un hep ev farelerini yazdığını, sokak farelerini hiç yazmadığını görünce bunun nedenini sorar. Gelen yanıt Fareli Köyün Kavalcısı'ndan başlayarak Söğütlerdeki Rüzgâr, Oscar Wilde'ın Sadık Dost öyküsü ve Harry Potter kitaplarındaki sokak faresine gönderme yapan ve edebiyattaki sokak farelerini anımsatan bir mektuptur. Walter'ı bu eserleri okumaya davet eder. Walter, bu eserleri okudukça daha okumadığı ne kadar çok eser olduğunu fark eder. Ömrü hepsini okumaya asla yetmeyecektir. Bu hislerini bir mektupla paylaşır. Yanıt gecikmez: "Walter, ne hissettiğini anlıyorum. Ama neden kendine acıyorsun? Ben de yaşlı ve cahilim ama elimden geleni yapıyorum. Bu bir insanın ya da farenin yapabileceği tek şeydir."

Walter, hayretler içinde kalır. Hayran olduğu yazar kendisi için yaşlı ve cahil sıfatlarını uygun görmüştür. Walter itirazını bir başka mektupla dile getirir. Pomeroy'un yazma becerisinden, çalışkanlığından tutumluluğundan dem vurur. Pomeroy yanıtında iltifata teşekkür ettikten sonra Walter'ın dünyaya ve insanlara olan özel bakışını vurgular. İki canlı, ötekinin gözünden kendi varlıklarını ve değerlerini yeniden keşfederler. Pomeroy'da bir güzel değişme gözler fare. Yazar, daha derli topludur. Hem evi toplar hem bahçeyi yabani otlardan arındırır. Hem evin içi, hem dışı düzene girerken Noel zamanı gelir. Yazarın Walter'a armağanı küçük el yapımı bir kitaptır. "Okumayı Seven Fare ve Bir Dostluk Öyküsü". Farenin armağanı için kitabı okumanız gerekecek. Edebiyatın dostluk köprüsü oluşturma gücü uzun süre içinizi ısıtacak.

Tüm güzel kitapları okumaya ömrüm yetmeyeceği için ben de hayıfl anıyorum, ama elimden geleni yapıyorum. Bu da bir insanın ya da okuma bilen farenin yapabileceği tek şeydir ve hiç azımsanacak bir şey değildir.

Kitapla, dostlukla kalın.

ahru@tnn.net