Dünya Kupası’nda ırkçılık ve saklanan gerçekler

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

“Say No To Racism” sloganıyla yıllardan beri ırkçılık karşıtı çizgisini belli eden FIFA, son turnuvada yaşananlardan ötürü ciddi bir çalkantı yaşıyor. Futbolseverlerin gözleri, çeyrek finale gelene kadar pek görmedikleri bu sloganı ve yazılı olduğu pankartı aradı mı bilinmez ama son maçlarda ısrarlı biçimde bu toplumsal mesaja vurgu yapılmasının sebepleri var. Yaşanan çalkantının ardında ise FIFA Başkan Yardımcısı ve CONCACAF (Kuzey-Orta Amerika ve Karayipler Futbol Federasyonları Birliği) Başkanı Jeff rey Webb ile FIFA Disiplin Komitesi üyesi, Etik Komite Başkanı, eski futbolcu Claudio Sulser arasındaki gerilim yatıyor. Hatta siyahî Webb ile İsviçreli Sulser arasındaki çekişmeyi farklı yöne çekip, bizzat FIFA içinde ırkçı görüşlerin hâkim olduğunu iddia edecek kadar işi ileriye götürenler de var. 

Kıvılcım, yangına dönüştü 

Gün yüzüne çıkan sürtüşmenin ilk emareleri mart ayında FIFA tarafından yapılan bir basın toplantısında kendisini belli etmişti. O tarihte basına bilgi veren Jeff rey Webb, Dünya Kupası maçlarında ırkçı hareketlerin tespiti için seyirciler arasında müfettişler görevlendirileceğini açıklamıştı. Maçlar başladığında görüldü ki, FIFA tarafından böyle bir görevlendirme yapılmamış. Bunun üzerine bir de Meksika – Kamerun maçında Meksikalı taraftarların Kamerun kalecisi Itandje’a yönelik ırkçı tezahüratları rapor edilince işin rengi değişti. Üstelik ırkçılık konusunda düzenlenen raporlar bununla da kalmıyor. Hırvat taraftarların da nazizmi öven bir pankartı stada sokup tribünlerde sergilediği ortaya çıktı. Tüm bu gelişmeler kulaktan kulağa yayılırken, çeyrek finaller öncesi yapılan basın toplantısında Webb ve Sulser’in aynı anda kameraların karşısına geçmeleri tabiri caizse kıvılcımın yangına dönüşmesine yol açtı. Basın mensuplarının söz konusu olaylarla ilgili olarak neden bir cezai müeyyide uygulanmadığına ilişkin sorularına Sulser; yapılan aşağılayıcı tezahüratların bir oyuncuyu hedef aldığına dair kanıtları olmadığını, nazi pankartının da kimler tarafından stada sokulduğunun bilinmediğini söyleyerek cevap verdi ve ekledi: “Bu konuda mantıklı davranmaya ve süreci izlemeye çalışıyoruz ancak işimiz kolay değil.” Bu cevaba sinirlenen Webb ise Sulser’in sözünü sert bir biçimde keserek şunları söyledi: “Bu meseleler bugün elbette çözülemez çünkü seyirciler arasına bu konuyla ilgili çalışacak müfettişler yerleştirilmedi. Bu yapılmış olsaydı onların verecekleri bilgilere göre hareket ederdik. Ayrıca bu konuda fikrimi soruyorsanız, ırkçı bir söylemin tek bir kişiye ya da bütün bir gruba yönelmesi hiçbir şeyi değiştirmez. Üzgünüm ama bu her şekilde ayrımcılıktır. Prensiplerimiz ile davranışlarımız arasında açıkça bir bağlantı kopukluğu olduğu görülüyor.” 

Eylem planı rafa kalktı 

Basın toplantısındaki söylemleriyle ırkçılık karşıtı çizgisini gerekirse FIFA yönetiminin ılımlı politikalarına karşı da koruyacağını gösteren Jeff rey Webb, 2013 başında Sepp Blatter tarafından Irkçılık Karşıtı Eylem Komitesi’nin başkanlığına atanmıştı. Webb’in ilk işi bu konudaki yönetmeliklerin sertleştirilmesi olmuş ve ortaya koyduğu eylem planıyla da FIFA tarihinde ilk kez ırkçılık karşıtı müfettişlerin eğitilmesine ön ayak olmuştu. Plana göre FIFA bünyesine alınacak müfettişler, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle eğitilecek ve Dünya Kupası maçlarında seyircilerin arasına sızarak görev yapacaklardı. Ancak FIFA’nın en önemli kamburlarından biri olan iki başlılık, diğer bir deyişle “İsviçre bürokrasisi ile futbol hiyerarşisi arasındaki sürtüşme” burada da kendini gösterdi. Mart ayında sunulan eylem planı, kupaya çok az bir süre kaldığı gerekçesiyle rafa kaldırıldı. İsviçre’deki tepe yönetim Brezilya’da yaşanan olumsuzluklar yüzünden sağlıklı şekilde yapılması tehlikeye giren Dünya Kupası için başka bir baş ağrısı daha istemiyordu. Buna rağmen Jeff rey Webb, söz konusu plana başkanı olduğu CONCACAF’da işlerlik kazandırdı. UEFA yönetimi ise zaten bir süredir FARE (Football Against Racism in Europe) oluşumuyla ırkçılık karşıtı mücadelesini sürdürüyordu. Nisan ayında UEFA tarafından FIFA’ya bir teklif yapıldı ve ihtiyaç duyulması halinde FARE bünyesindeki müfettişlerin Brezilya’da görev alabilecekleri belirtildi. Bu teklif de FIFA yönetimi tarafından reddedildi. FIFA yöneticilerine göre müfettişler tıpkı hakemler gibi dünyanın dört bir yanından gelerek bağlı oldukları federasyonlara göre maçlarda görevlendirilmeliydi. Sadece Avrupalı uzmanların/müfettişlerin Dünya Kupasında görev alması etik açıdan sorgulanabilir olacaktı. 

Tüm bu olup bitenden sonra Jeffrey Webb de doğal olarak soruyor: “Şu andaki hareket tarzınız, etik açıdan sorgulanmıyor mu sanıyorsunuz?” 

Sizi bilmem ama ben bu tartışmada ırkçılık karşıtı çizgisini koyu renk kalemle çizen taraftan yanayım. Yani Jeff rey Webb’den.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016